05 Mayıs 2024
  • Ankara9°C
  • İstanbul13°C
  • Bursa12°C
  • Antalya13°C
  • İzmir14°C

NE KADAR PARA, O KADAR SAĞLIK

Sağlık Bakanlığı, özel hastanelerin sigortalılara sunduğu sağlık hizmet fiyatlarını kasten çok düşük tutuyor. Fiyatlar baskısı sürerse, özel hastanelerin çoğu ya zarar edip kapanacak ya da... Hürriyet Gazetesi Ege Cansen'in yazısı

Ne kadar para, o kadar sağlık

05 Ocak 2013 Cumartesi 10:19

Amerika, mali uçuruma düşmekten “şimdilik” kurtuldu galiba. Ancak kalıcı çözüm için, “yapısal” Bütçe Açığı/ Milli Gelir oranının şimdiki yüzde 7’den çok aşağıya düşmesi gerekiyor.

Bunun için Sosyal Sigorta emekli aylıklarının ve halka bedava (veya zararına) sunulan sağlık hizmeti harcamalarının azaltılması şarttır deniyor. Bu amaçla Amerika’da yapılan çözüm tartışmalarının “sağlık hizmetini kısmayalım, hastanelere (yani doktorlara) yapılan ödemeleri azaltalım” noktasına sürüklenmesi dikkatimi çekti. Bizim Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarına bakınca, Türkiye’nin de benzeri bir yol izlediği kanaatine vardım.

ÖNCE BİR TANIMLAMA: YAPISAL AÇIK NE DEMEKTİR

İnsanlar, tanımını kendisinin bildiği (bazen da bilmediği) “jargon” tabir edilen mesleki sözcükleri kullanmaya pek meraklıdır. Bunlardan biri de yapısaldır. Yapısal, dalgasal (konjonktürsel) kavramının zıttı dır. Bütçe açığı gibi bazı finansal göstergeler, piyasa dalgası sayesinde, olması gerekenden iyi çıkar. Mesela Türkiye’nin bütçe açığı, çok küçüktür. Buna mukabil sürdürülemez bir oranda “cari açık/dış açık” vardır. Soru: Türkiye’nin yüzde 7 dolayındaki cari işlemler açığı yüzde 3’e inerse, halen yüzde 2 olan bütçe açığı, yüzde kaça çıkar? Çıkan oran “yapısal bütçe açığıdır”.

HİZMETİ AZALTMA MALİYETİ DÜŞÜR

Sağlık hizmeti her zaman, iktisadi olduğu kadar siyasi bir sorun olmuştur. Bir yandan kapitalist sistemin mantığına göre bu sektör de rekabete açık olmalı ve sağlık hizmetlerinin fiyatı piyasada serbestçe oluşmalıdır tezi vardır. Diğer yandan da “sağlık, ticaret mevzuu olamaz”, sağlık sektörü kapitalist sitemin kuralları dışında ele alınmalıdır diye özetlenecek bir fikir her zaman revaçtadır. Siyasi kulislerde “İki Recep (biri Başbakan, diğeri Sağlık Bakanı) arasına kimse giremez” çünkü sağlık politikası AKP’ye oy getiriyor deniyor. Ancak bir mesele var: Bu oy getiren sağlık hizmeti politikası, bütçede yeni bir kara delik oluşturmak üzeredir. Acaba Sağlık Bakanı bu konuda ne yapıyor? Gözlemime göre Sağlık Bakanlığı, özel hastanelerin sigortalılara sunduğu sağlık hizmet fiyatlarını kasten çok düşük tutuyor. Fiyatlar baskısı sürerse, özel hastanelerin çoğu ya zarar edip kapanacak ya da en büyük maliyet kalemi olan doktor ücretlerini düşürerek kâra geçecektir. Kapanacak özel hastanelerin veremeyeceği sağlık hizmetini, yenileri de kurulan devlet hastaneleri verecektir. Ortaya çıkacak hekim açığını, özel sektörde aradığını bulamayan doktorlar, devletin verdiği maaşa razı olarak kapatacaktır. Bu suretle, hem yaygın sağlık hizmeti devam edecek hem de devlet bütçesinde yeni bir kara delik oluşmayacaktır. Benim gördüğüm hesap budur.

Son Söz: Tahterevallinin iki ucu aynı anda kalmaz.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA