28 Nisan 2024
  • Ankara19°C
  • İstanbul15°C
  • Bursa16°C
  • Antalya23°C
  • İzmir21°C

SAĞLIK BAKANLIĞI KÜREK ÇEKEN DEĞİL DÜMEN TUTAN BAKANLIK OLMALI

Eski Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Haluk Özsarı, sosyal güvenlik reformu ile yeni hastane yatırımlarına bakanlığın izin vereceğini belirterek "Zaten mevcut hastanelerin üçte ikisi bakanlığın. Demek ki hem işletecek hem kuralları belirleyecek hem de

Sağlık Bakanlığı kürek çeken değil dümen tutan bakanlık olmalı

26 Mart 2008 21:45

Eski Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Haluk Özsarı, sosyal güvenlik reformu ile yeni hastane yatırımlarına bakanlığın izin vereceğini belirterek "Zaten mevcut hastanelerin üçte ikisi bakanlığın. Demek ki hem işletecek hem kuralları belirleyecek hem de denetleyecek" diyor.

Dikkat ediyorum da sosyal güvenlik reformu sürekli emeklilik boyutuyla gündeme geliyor. Haliyle de işin emeklilik tarafı tartışılıyor. Öyle bir hava yaratılmaya çalışılıyor ki, sanki reform sadece emeklilikte olacak. Oysa, reformun bir de sağlık tarafı var. Adı da Genel Sağlık Sigortası (GSS). Kim, ne biliyor? Kimse. 2006 yılından bu yana GSS'nin kaç maddesi değişti, bu değişikliklerle hangi uygulamalar geldi; bu uygulamalar çalışanın yararına mı, değil mi bilen yok.
Mesela, GSS yasasında üç önemli değişiklik yapıldı. Daha önceki yasada, sağlık kuruluşları "sözleşmeli", "sözleşmesiz" diye tarif ediliyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun belirlediği fiyatlarla hizmet satan sağlık kuruluşlarına sözleşmeliler, o fiyattan satmayana da sözleşmesizler deniyordu ve bu kurumlara fark ödeniyordu. Yeni yasada sözleşmeli, sözleşmesiz kavramı kaldırıldı. Sadece Sosyal Güvenlik Kurumu'nun belirlediği fiyattan hizmet satılabilecek. Daha doğrusu satan satacak, satamayan sistemin dışına itilecek. Vatandaş da bu kurumlardan hizmet alamayacak. Yeni yasada ödenecek fark tutarı da yeniden belirlendi; yüzde 20. Eski yasada bu oran yüzde 50 ile yüzde 70 arasında değişiyordu. İşte yasadaki bu değişiklikler yüzünden özel sağlık kuruluşları bir süredir ayaktalar. Nasıl olmasınlar ki, bavul yüküyle yatırım yapmışlar, yapmaya da devam ediyorlar ancak devlet bir yasa çıkartıyor diyor ki, "Benim fiyatımla hizmet satarsan sana hasta var, satmazsan yok. En fazla yüzde 20 fark öderim, o kadar".
Oysa, özel hastaneler hesap kitap yapmışlar en az yüzde 105 fark ödenirse, hizmet verebiliyorlar. Aynı devlet vatandaşa da diyor ki, "şu sağlık kuruluşlarına gidebilirsin, bunların dışındakilere gidersen para ödemem." Size bu iş garip gelmiyor mu?
 
GSS'ye devekuşu benzetmesi
Geçenlerde eski Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Haluk Özsarı ile sohbet ediyoruz. Konunun uzmanı olduğunu bildiğimden, GSS'yi nasıl yorumladığını sordum. "Kamu zannediyor ki, böyle bir paket oluşturursam, vatandaşıma karşı sosyal devlet olarak gereğini yapmış olurum. Yanlış düşünüyor" diyerek söze başlıyor Özsarı, ardından da ekliyor: "Her şeyi ben vereceğim mantığı ile hareket edeceksin, zorunlu sağlık sigortası ile insanlardan prim alacaksın, sonra da dönüp 'Sadece benim istediğim yerden hizmet alabilirsin' diyeceksin. Bu, doğru bir yaklaşım değil."
Haluk Özsarı, GSS'yi eleştirirken ilginç de bir benzetme yapıyor: "Son dönemde bu sisteme isim takmışlar, 'devekuşu modeli' diyorlar. Ben deveyim her şeyi kapsarım, kuşum her şeyi de ödeyemem. Demek ki, dengeyi iyi kurmanız lazım."
Haluk Özsarı, sohbetimiz esnasında GSS'nin bu haliyle çıkması durumunda sürdürülebilir bir sistem olmayacağını da vurguluyor. "Maddi olarak sürdürülemez" diyen Özsarı, sürdürülememesi halinde de eski SSK sistemine, yani hastanelerde kuyrukların oluştuğu döneme dönülmesinden endişe duyduğunu söylüyor.
 
Reformun olumlu tarafı yok mu
Haluk Özsarı'ya, "GSS'de olumlu hiçbir taraf yok mu" diye soruyorum... "Olmaz mı, elbette var" diyor ve şöyle anlatıyor: "Birincisi, Sağlık Bakanlığı artık hastaneleri sınıflayacak. Aynı, otellere yıldız verildiği gibi. Bu iyi. Bir de yine bakanlık, sağlık hizmetlerini planlayacak. Nerede, hangi hastanenin açılacağına karar verecek, yatırımcılar da buna uyacak. Buna özel sağlık kuruluşları itiraz ediyor. Aslında uygulama doğru ama bir gecede yatıp, ertesi gün kalkıp 'Bunu uygulayacaksınız' demek doğru değil. Sağlık Bakanlığı'nın kürek çeken değil, dümen tutan bir bakanlık olması lazım. Çünkü bugün bakanlık, memleketteki hastanelerin üçte ikisinin, yatak kapasitesinin de yüzde 68'nin sahibi. Bu da şu demek. Hem hastaneleri işleteceksin hem kuralları belirleyeceksin hem de denetleyeceksin. Bu, doğru değil."
Sohbetin sonunda Haluk Özsarı, bir de uyarıda bulunuyor: "Sosyal güvenlik reformunun emeklilik bacağı için nasıl ki sendikalarla görüşülüyor, sağlık tarafı için de meslek örgütleriyle görüşülmeli. Yoksa iş işten geçmiş olacak."
Yazımın başında da belirttiğim gibi, reformun sadece emeklilik tarafı kamuoyu önünde tartışıldığı için toplum konuya bir ölçüde hâkim. En azından kendisi için yararlı mı değil mi az buçuk biliyor. Ama sağlık tarafı sessiz sedasız ilerliyor ve görünen o ki, eğer GSS planlandığı gibi uygulamaya girerse ciddi sıkıntı yaratacak.
 
************** 

RESİMALTI: Haluk Özsarı, GSS'nin bu haliyle çıkması durumunda sürdürülebilir bir sistem olmayacağını vurguluyor.

Yorumlar
SON DAKİKA