Özel sağlık kuruluşları yüzde 30 fark ücreti ile hizmet vermektedir. Fark ücreti tavanı yüzde 60-70'e çıkarılması isteniyor. Ancak bu, özel hastaneler sınıflandıktan sonra uygulamaya girecek. Sınıflama her yıl tekrarlanacak. Özel hastaneler sınıflandıktan sonra A sınıf hastanelere maksimum belirlenen fark ücreti verilecek. Son sınıfa en düşük fark ücreti olan yüzde 30 fark verilecek. Tıp merkezleri ise sınıflanmadan yüzde 30 fark ücreti ile devam edecek.
“Düşünülen düzenleme tıp merkezleri lehine”
Ayaktan tedavi paket ücretleri + fark ücreti; ortalama dal merkezleri için 20 + 6 TL, tıp merkezlerinde 23 + 7 TL, özel hastanelerde 27 + 8 TL ile hizmet vermektedirler. Yeni uygulama ile fark hastaneler lehine artacaktır. Bu durum haksız rekabete neden olacaktır. SGK aynı hizmet için farklı fiyat politikası uygulamaktadır. Bu adaletsizlik daha da artacaktır. Aynı muayene, aynı tetkik yükümlülüğünün fiyatı kurumlara göre farklı olmaktadır. Aynı hizmetin fiyatı da, farkı da aynı olmalıdır. Özel sağlık kuruluşlarının fark ücreti tavanı yüzde 100 olmalıdır. SGK fiyatları sürdürülebilir gerçek rakamlara çıkmalıdır. Özel sağlık kurumlarında fark ücreti ve SGK fiyatı aynı olmalıdır.
“2009, 'kara yıl' olabilir!”
Serbest rekabet ortamında fark ücretleri bazı bölüm veya kurumlarda daha düşük tutulacaktır. Nitekim tıp ve dal merkezlerinin sisteme katılmasından sonra özel hastanelerde fark ücretleri düşmeye başladı. Bazı hastaneler muayene fark ücretlerini kaldırdılar. Eğer mevcut fiyatlarla ve düşünülen fark ücretleri uygulanırsa 2009 yılı özel sağlık sektörünün kara yılı olacak. Yıllar önce gördüğümüz tekstil krizinden çok daha kötüsü özel sağlık kurumlarında olacak. Özel hastaneler ve tıp merkezlerinin çoğunluğu ödemelerini öteleyerek maaşları erteleyerek hizmetlerini sürdürmeye çalışıyor. Diğer yandan doktor dışı personellerini işten çıkararak ayakta kalmaya çalışıyor. Kısa süre sonra alınan krediler ödenememeye, maaşla ödenememeye başlayacak. Hastane ve tıp merkezi iflasları başlayacaktır.
“5 yılda sağlıkta adeta devrim yaşandı”
Son 5 yılda sağlıkta adeta devrim yaşandı. Bu devrimde en büyük pay özel sağlık sektörünündür. Artık yurt dışından hastalar özel hastanelerde tedavi olmaya başladı. Hastanelerde kuyruklar azaldı. Hastalar 1. sınıf hizmet almaya başladı. Bu kazanımların geriye döneceğine inanmak istemiyoruz.
Düşünülen düzenlemenin 'yumuşak karnı', tıp merkezleri
Hazırlanmakta olan yeni yönetmelikte; doktorların birden fazla özel sağlık kuruluşunda çalışmasına imkân verilecek. Bu uygulamanın verimli olması için SGK'nın birden fazla özel kurumda doktorların çalışmasına izin vermesi ve yarı zamanlı doktorlara kota vermesi gerekmektedir. Tıp merkezi ve hastanelerin koordineli olarak çalışması ile doktorların her 2 kurumda çalışması ve ameliyat yapmasının önü açılacak. Tıp merkezlerinin birleşmesine, birleşerek hastane açmalarına imkân verilecek. Hastanelerin tıp merkezi satın alarak; bünyelerine katmasına veya bulunduğu yerde hizmet vermesine izin verilecek. Ancak satın alınan tıp merkezlerini tıbbi hizmet birimi adında hastanenin birimi şeklinde hizmet vermesi istenmektedir. Bu durum satın alınan tıp merkezlerinin hastane statüsünde, dolayısıyla hastane fiyatlarıyla hizmet vermesi anlamına gelmektedir. Bu durum haksız rekabete neden olacaktır. Satın alınan tıp merkezleri hastane fiyatıyla, diğer tıp merkezleri ise tıp merkezi fiyatı ile hizmet verecektir. Nitekim üniversitelerin semt poliklinikleri üniversite fiyatıyla hizmet vermektedirler. Satın alınan tıp merkezlerinin, tıbbi hizmet birimi yerine ayaktan tedavi birimi şeklinde tıp merkezi statüsünde tanımlanmalıdır.
“Tıp merkezlerinin yüzde 95'i kapanabilir!”
Yeni yönetmelik yürürlüğe girdiğinde tıp merkezlerinin 4 yıllık uyum süreci başlayacak. Yeni yönetmelik şartlarına yüzde 95 kurumun şartları uyamayacağı için, 4 yıl sonra tıp merkezlerinin yüzde 95'inin ruhsatları iptal edilerek kapanacak. Oysa özel hastanelerin çoğunluğu yeni yönetmelik şartlarına uygun değildir. Özel hastaneler için yeni yönetmeliğe uyum için belli bir süre ve bu süre sonunda uyum sağlayamayanların ruhsatlarının iptali gibi şart konulmuyor.
|