03 Mayıs 2024
  • Ankara15°C
  • İstanbul16°C
  • Bursa13°C
  • Antalya20°C
  • İzmir20°C

SAĞLIKTA GERİYE DÖNÜŞ OLMAYAN YIL; 2012

'İşte sosyal devlet böyle olur!', 'Herkese parasız sağlık hizmeti!', 'Vatandaş istediği hastaneye gidecek!', 'Hekimliğin piyasayla bağını keseceğiz!' popülist söylemleriyle ...

Sağlıkta geriye dönüş olmayan yıl; 2012

17 Ocak 2012 Salı 10:13

Akşam gazetesinden Nihal Kemaloğlu'nun yazısı;

'İşte sosyal devlet böyle olur!', 'Herkese parasız sağlık hizmeti!', 'Vatandaş istediği hastaneye gidecek!', 'Hekimliğin piyasayla bağını keseceğiz!' popülist söylemleriyle vardığımız 2012 yılı 'vatandaş, doktor, sağlık emekçileri ve sağlık kurumlarının' derdest edilip piyasalara teslim edildiği yıl olacak...

Ama tüm kamu sağlık personeli esnek istihdama geçirilirken, devlet hastaneleri 'işletmeleşirken', 74 milyon vatandaş hem Genel Sağlık Sigortası (GSS) primini hem de beş ayrı katılım payı vs ödemeden hastaneye giremezken Sağlık Bakanlığımız bünyesinin de hiç de öyle 'küçülmemesi' dikkat çekici...

Bakanlığın teşkilat yapılanması liberal teorinin serbest piyasa ilkesine inat, merkeziyetçi, yetkileri tek elinde toplayan 'iradesiyle' kurulumu biten sağlık piyasasının üstüne yerleşiyor...

Sağlık hakkı, temel anayasal haktır talebi duyulduğu yerde 'ayy ne kadar arkaik' ya da 'ideolojik' diye hakir görülürken, Sağlık Bakanlığı'nın sağlık alanında hemen her konuda tek karar verici oluşu bir çelişki değil mi?

Kanun hükmünde kararname (KHK) malulü parlamenter sistemimizde meclisi devre dışı bırakan 'derin dönüştürücü' 63 küsur KHK'dan biri olan 663 Sayılı KHK'yla Sağlık Bakanlığı'nın otoriter/ bürokratik yapılanması yasalaşmıştı...

Bu KHK ile bakanlık yönetimi 12 yeni birimin de katkısıyla 'katılaşarak' teknokrat aygıtı olurken tüm sağlık çalışanların 'hizmet ve güvence sürekliliği' ortadan kaldırılıp 'esnekleştiriliyordu'...

Ayrıca 2012 yılında 850 devlet hastanesi Kamu Hastane Birliği adı altında toplanacak ve bu hastanelerdeki başhekim, hastane müdürü, klinik şefleri ve yardımcıları işlerini kaybederken, yönetici olarak bakanlık dışarıdan 'genel sekreter' adı verilen profesyonel işletmeciler atayacaktı.

Yani liyakat ya da sağlık konusunda yetkinlik değil karlılık performansı beklenen 'genel sekreterler' hastane yönetimlerinin tek karar erki olacaktı...

Tabii ki genel sekreterlerin yarattığı ekonomik etkinliğe göre Kamu Hastane Birlikleri A, B, C, D, E diye sınıflandırılıyordu.
Ve vatandaş da eğer GSS prim borcu yoksa ve cebindeki para hangi hastaneye yeterse o 'sınıf' hastaneye gitmek zorundaydı.

663 Sayılı KHK'da yer alan Sağlık Serbest Bölgelerinin kurulması 'yabancı sermayeye' yeşil flaşör yakmak anlamında, yabancı hekim ve hemşire ithali de emeği ucuzlatılmış yerli sağlık çalışanlarını daha da ıslahatını hedefliyor.

Yine bu KHK'da tanımlanan Sağlık Meslekleri Kurulu ise Türk Tabipler Birliği'nin örgütselliğini çözerek etik işlevini elinden almaya yönelik bir yapılanma...
Ezcümle 2012 yılı 663 Sayılı KHK'nın tüm sağlık sistemini çalışanları, kurumları ve vatandaşlarla nereye taşıdığını görünce kafamıza dank edeceği bir yıl şimdiden...

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA