02 Mayıs 2024
  • Ankara12°C
  • İstanbul12°C
  • Bursa14°C
  • Antalya19°C
  • İzmir16°C

TAM GÜN KANUNU VE PERFORMANS UYGULAMASI AYAR TUTMUYOR

Tam gün çalışmayı tercih edenler rahat olsa bari. Ne gezer! Onların da başı, performans uygulamasından dolayı dertte. Performans değerlendirmesi fena bir uygulama değil aslında ama neye göre performans? ...

Tam Gün Kanunu ve Performans Uygulaması ayar tutmuyor

20 Ekim 2011 Perşembe 11:40

Sağlık sektöründe baş döndürücü reformlar yaşandı, yaşanıyor ve tabii halkın yüzü güldü. Nasıl gülmesin ki? Geceden başlayan kuyruklar bitti! Eczane eczane koşuşturmalar bitti! Hasta istediği doktora muayene olabiliyor artık. İlacını istediği eczaneden alabiliyor. İlaç firmaları da zapturapt altına alındı. İlaçlar ucuzladı. Da... her şey sütliman değil henüz. Bu geçiş esnasında birçok şey de ister istemez savruldu. Yerli yerine oturması zaman alacağa benziyor!

Tamam, doktorlar eskiden burunlarından kıl aldırmazlardı! Hele doçent ve profesörler; hiç aldırmazdı! Hasta muayenehaneye uğramadan, “bıçak parası” ödemeden ameliyat olamazdı! Hepsi geride kaldı bu uygulamaların. Lakin devletle hekim arasında yaşanan gerginlik bir türlü bitmek bilmiyor! Bitmesi lazım halbuki. Hem de en kısa sürede!..

Gerginliğin nedeni belli. “Tam Gün Kanunu” ve “Performans Uygulaması!” Bu iki sistem bir türlü ayar tutmuyor. Hastaneleri eskiden doktorlar “ticarethane”ye çevirmişti. Şimdi, Sağlık Bakanlığı öyle olsun istiyor! Gelinen nokta ise bir nevi menfaat kavgası! Sen mi kazanacaksın, ben mi? Sağlık Bakanlığı “Tam Gün Kanunu”nu koz olarak kullanıyor. “Ya tam gün çalış, ya da git!” Doktorlar önce bekledi, “Düzelir” diye. Fakat, öyle bir şey olmayınca teker teker terk ediyorlar üniversiteyi. Kimi muayenehanesine gidiyor, kimi özel hastaneye. Bakanlık ketum; dışarıda çalışan hocaya üniversite hastanesinde ameliyat hakkı dahi tanımıyor.

Tam gün çalışmayı tercih edenler rahat olsa bari. Ne gezer! Onların da başı, performans uygulamasından dolayı dertte. Performans değerlendirmesi fena bir uygulama değil aslında ama neye göre performans? Türkiye‘de performans, “sayı” anlamına geliyor. Ne kadar sayı, o kadar puan! Hekim baktığı hasta sayısına göre puan alıyor. Bu da muayeneyi, “Aaa de bakayım” noktasına getirdi. Bir doktor günde 80-100 hastaya bakmak zorunda kalıyor ki, çok puan alıp primini yükseltsin!

Hastaneye giden hastanın yüzde 80’i, hafif şikayetle gidiyor ve kısa bir muayene sonrası mutlu bir şekilde gönderiliyor evine! Ya yüzde 20? Onlar ciddi problemi olan hastalar; tetkik ve tahlile ihtiyaçları var. Performansını yükseltmesi istenen doktor enayi mi ki bu hastaya vakit ayırsın? Nitekim ayırmıyor da. Ona da “Aaa de bakayım” diyor ve gönderiyor!

Ciddi hastalığı olan kişi gereken ilgiyi göremiyor yani. Hele ağır hastalar; hiç göremiyor! 5 dakikada 50 puan almak varken, 12 saat pankreas ameliyatı yapıp 300 puan almaya kim razı olur da doktor olsun?!! Uygulamanın bir sakat yanı da şu: Profesör ve asistana aynı puan veriliyor. Aynı ücreti alacaksa, ne diye uğraşıp didinip profesör olsun ki?

Bunlar birer gerçek. Maksadım, “şu haklı” ya da “bu haksız” demekten ziyade, sistemin işlemeyen yerine dikkat çekmek. Gerçeği göstermek. Haklılığa gelince her iki tarafın da haklı olduğu nokta var tabii. Önemli olan “kazan kazan” noktasına gelmek. İnatlaşmak değil yani!

Metiner Sezer / Ekopolitik

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA