TÜRKİYE TUZ TÜKETİMİNDE VE HİPERTANSİYONDA DÜNYA BİRİNCİSİ
TİHUD Başkanı Prof. Dr. Güler: "Türkiye'de 15 milyon hipertansiyon hastası var. Ancak buna rağmen bu soruna dair farkındalık seviyesi hala çok düşük."
16 Mayıs 2017 Salı 16:40
HATİCE ŞENSES - Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Başkanı Prof. Dr. Kerim Güler, Türkiye'de 15 milyon hipertansiyon hastası olduğunu belirterek, "Ancak buna rağmen bu soruna dair farkındalık seviyesi hala çok düşük. Öte yandan, bu konuda yapılan tüm farkındalık çalışmalarına ve alınan tüm önlemlere rağmen, 2013'te Nefroloji Derneği tarafından yapılan çalışmalar gösteriyor ki Türkiye'de hipertansiyon için tedavi gören hastaların ancak yüzde 54'ünde istenen tansiyon değerine ulaşılabiliniyor." dedi.
Güler, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, hipertansiyonun hayatı tehdit eden en önemli hastalıklardan olduğunu söyledi.
Bir damar sorunu olan hipertansiyonun, kalp ve damar sistemini etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Güler, yapılan tüm çalışmalara rağmen kalp damar hastalıklarının son 20 yılda büyük bir artış göstererek, dünyadaki hastalık kaynaklı ölümlerin üçte birinin nedeni olduğunu dile getirdi.
Güler, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2005'te 17,5 milyon kişi hayatını hipertansiyon ve onun oluşturduğu hastalıklarla kaybetmiştir. Yapılan tüm çalışmalara ve bulunan yeni ilaçlara rağmen, 2020'de bu rakamın 23,4 milyona yükseleceği öngörülmektedir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de çok fazla tuz tüketildiğini ancak tedavide yaşam tarzı değişikliklerinin hayati rol oynadığını vurgulayan Güler, şöyle devam etti:
"Türkiye'de 15 milyon hipertansiyon hastası var. Ancak buna rağmen bu soruna dair farkındalık seviyesi hala çok düşük. Öte yandan, bu konuda yapılan tüm farkındalık çalışmalarına ve alınan tüm önlemlere rağmen, 2013'te Nefroloji Derneği tarafından yapılan çalışmalar gösteriyor ki Türkiye'de hipertansiyon için tedavi gören hastaların ancak yüzde 54'ünde istenen tansiyon değerine ulaşılabiliniyor. Yani hipertansiyon hastalarının yaklaşık yarısı hala, hipertansiyonun organlara vereceği zararı bile bile yaşamını aynı şekilde sürdürüyor. Oysa hipertansiyon tedavisinde hastalarımızın çok büyük bir rolü vardır. Ne yazık ki hastalarımız hipertansiyonu pek önemsemezler, tedaviye riayet etmezler. Bunu kendilerine söylediğimiz zaman ise 'benim tansiyonum asabi', 'başım ağrıyınca ilacı alıyorum', 'benim küçük tansiyonum iyi', 'ilaçların yan etkisi fazla' gibi birtakım bahaneler bulurlar. Bu nedenle Türkiye'de hipertansiyon tedavisinde başarı şansımız, halen tüm dünya ülkelerine göre çok düşük seviyelerde."
- "Hipertansiyonun belirti vermesi hastalar için bir şans"
Prof. Dr. Güler, hipertansiyonun baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarıklık, kalp çarpıntısı, kolay yorulma gibi durumlarla belirti verebileceğini aktararak, "Bu belirtilerin olmasına, aslında biz seviniyoruz çünkü hasta hipertansiyonu olduğunun farkına varıyor. Bir de hiçbir belirti vermeyen hipertansiyon tipleri vardır. Tansiyonu yüksek olur ama hastanın şikayeti olmaz. Biz bu tip hipertansiyona 'sessiz katil' diyoruz. Çünkü hastanın haberi olmadığı için önlem almıyor, yaşam tarzı değişikliğine gitmiyor, sonuç olarak hipertansiyonun yapacağı zararlı şeylere çok daha açık bir şekilde maruz kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yüksek tansiyonla geçen her dakikanın, organlar üzerindeki hasarı artıracağını ve sorunun aslında her yaş grubu için risk oluşturduğunu belirten Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü hipertansiyonun süresiyle organlara verdiği zarar arasında kesinlikle bağlantı vardır. Hipertansiyon süresi ne kadar uzunsa, organlara o kadar zarar vermiştir. Bu nedenle genç bir hipertansiyon hastasını bekleyen uzun bir yaşam olduğu için onlarda zararlı etkilerin görülme riski daha yüksektir. Zamanla hipertansiyonun etkilerini artıran şeker, yüksek kolestrol, obezite gibi başka hastalıklar da ortaya çıkar. Bunların hepsinin bir arada olması, organların daha çabuk bozulmasına neden olur. O nedenle hipertansiyon yaş fark etmeden tüm toplumu etkileyen önemli bir problemdir. Ayrıca hipertansiyonda genetiğin rolü de çok azdır. Hipertansiyon vakalarının küçük bir kısmı genetik kaynaklı olsa da çoğu vakada bunun dışında pek çok etkenin varlığı söz konusudur. Aynı aileden birçok hipertansiyon vakasının teşhis edilmesinin nedeni, genellikle bu aile fertlerinin aynı mutfaktan, aynı sağlıksız besinlerle beslenmesidir."
Güler, hastalığın kalbe, basıncın artmasıyla beyin damarlarına, göz ve böbrek gibi organlara kalıcı hasar verdiğini, bu nedenle hastaların beslenmelerine çok dikkat etmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Yaşam tarzını değiştirmek, tedavideki en önemli adımdır. Yani stresli ortamlardan uzaklaşılmalı, haftada 5 gün 45 dakika tempolu yürüyüş yapılmalı, sigara içilmemeli, normal vücut ağırlığına düşmeye çalışılmalıdır. Yaşam değişikliği olmadan hipertansiyon tedavi edilemez. 'Ben istediğimi yerim, hareket etmem ama ilacımı alırım' son derece yanlış bir görüştür. Halk arasında söylenen sarımsak, limon gibi şeylerin zararı yoktur fakat sırf bunlardan medet umarak tansiyon tedavi etmek, maalesef mümkün değildir." diye konuştu.
- "Türkiye tuz tüketiminde ve hipertansiyonda dünya birincisi"
Kerim Güler, havanın sıcak ve soğuk olmasının da hipertansiyon üzerinde ciddi etkilere sebep olduğuna işaret ederek, bu nedenle hastaların böyle zamanlarda sokağa çıkmasının kalp krizi riskini artırdığını söyledi.
Türk toplumunun dünyada tuz tüketiminde birinci sırada yer aldığını anlatan Güler, "Ancak Türkiye'de yapılan çalışmalar, ülkedeki tuz tüketiminin 18 gram olduğunu göstermektedir. Vücudumuza 18 gram tuz girmesi, Türk toplumunu, hipertansiyonun en çok görüldüğü ülkelerden biri durumuna getirmiştir." dedi.
Güler, aşırı tuz, yağlı yiyecekler ve sigaradan uzak durulması, Akdeniz stili beslenme şeklinin benimsenmesi, tüm bunların yürüyüşlerle desteklenmesi gerektiğine dikkati çekerek, dernek olarak endokrin, kardiyoloji ve nefroloji dernekleriyle, Türk halkında hipertansiyon tedavisinde nasıl hareket edileceği konusunda bir uzlaşı raporu hazırladıklarını ifade etti.
Evde elektronik ölçümleri kesinlikle önerdiklerini dile getiren Güler, "Çünkü tansiyonun doğru ölçülmesi için hastanın rahat bir ortamda bulunması lazım ve ev bunun için en iyi ortam. Evde rahat bir ortamda ölçülen tansiyon, 135'e 85'in üzerindeyse hastada hipertansiyon var demektir. Hastaların bir hafta boyunca sabah ve akşam ölçülen tansiyonu bu seviyenin üzerindeyse, biz bu hastaya hemen yaşam tarzı değişikliği, spor, tuzsuz yeme, Akdeniz diyetine geçme gibi önlemler sunuyoruz. Sorun hala devam ediyorsa o zaman hipertansiyon tedavisine başlıyoruz." şeklinde konuştu.
- Nörolojik Hastalıkları Elektrik Uyarısıyla Tedavi Eden Cihaz GeliştirildiHitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi.04 Mayıs 2024 Cumartesi 08:08NÖROLOJİ
- Apandisit Tanısı Konulan Hasta İçin Helikopter HavalandıVan'ın Bahçesaray ilçesinde akut apandisit tanısı konulan hasta, ambulans helikopterle Van'a sevk edildi.04 Mayıs 2024 Cumartesi 08:03SAĞLIK BAKANLIĞI
- Fransa, Sudan'da Kızılhaç konvoyuna yapılan saldırıyı kınadıFransa, Sudan'da Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) insani yardım konvoyuna yapılan saldırıyı kınadı.03 Mayıs 2024 Cuma 23:53BASIN HABERLERİ
- ‘Obezite, Psikolojiyi Olumsuz Etkiliyor’Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof.03 Mayıs 2024 Cuma 12:00GENEL CERRAHİ
- Sezaryen, Bebek İçin Daha Az Riskliyken Normal Doğumda Anne Daha Hızlı ToparlanıyorÇoğu anne adayı için doğum şekline karar vermek zorlu bir süreç olabiliyor.03 Mayıs 2024 Cuma 11:40KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
- Elazığ’da Çocuk İzlem Koordinasyon Kurulu Toplantısı DüzenlendiElazığ İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Çocuk İzlem Merkezi İl Koordinasyon Kurulu toplantısı düzenlendi.03 Mayıs 2024 Cuma 11:20BASIN HABERLERİ
- Oğlundan Babasına, Anneden Evladına Hayat Kurtaran HediyelerAkdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve organ nakli ekibi tarafından Cahit Çiğdem Gül'e oğlu Burak Çiğdem Gül'den alınan karaciğer...03 Mayıs 2024 Cuma 11:15BASIN HABERLERİ
- ’Uluslararası Kalite Güvence Ve Akreditasyon’ KonferansıYükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen Uluslararası Kalite Güvence ve Akreditasyon Konferansı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi...03 Mayıs 2024 Cuma 10:40KONGRE VE KONFERANSLAR
- Bininci Açık Kalp Operasyonu Başarıyla TamamlandıEskişehir Şehir Hastanesi'nde başarıyla gerçekleştirilen bininci açık kalp ameliyatı hakkında konuşan Kalp ve Damar Cerrahisi Operatör Doktor Etem Yücekaya,...03 Mayıs 2024 Cuma 10:25KALP VE DAMAR CERRAHİSİ
- Obezite Bağırsak Kanseri Riskini ArtırıyorTıbbi Onkolog Doç. Dr. Ahmet Özveren, obezite ve alkolün genç yetişkinler arasında bağırsak kanseri oranlarının artmasına neden olduğunu söyledi.03 Mayıs 2024 Cuma 10:25TIBBİ-RADYASYON ONKOLOJİSİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel