TÜRKİYE’DE YÜZ BİN KİŞİYE 1,8 UZMAN ROMATOLOG DÜŞÜYOR!

1996’dan bu yana pek çok ülkede romatizma hastalarının kısıtlılıklarını duyurmak için farkındalık oluşturma günü olarak kabul edilen 12 Ekim Dünya Artrit Günü’nde ülkemizde kas-iskelet hastalıklarının yaygınlığına ve romatoloji uzmanı eksikliğine dikkat çekildi. Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurullah Akkoç ve Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, yaptıkları ortak açıklamada Türkiye’de 100.000 kişiye 1,8  uzman romatolog düşerken, AB ortalamasının bunun  10 katı olduğunu ifade etti.

Türkiye Romatoloji Derneği (TRD) Prof. Dr. Nurullah Akkoç, kas-iskelet sistemi hastalıklarının yaygınlığı ve sakatlık, işgücü kaybı gibi önemli sonuçları göz önüne alındığında, ülkemizdeki romatolog sayısının artırılması gerektiğini söyledi. Erken tanının bu hastalıklarda hayati önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Akkoç, “Türkiye, romatoloji uzmanı sayısı bakımından Avrupa'nın en fakir ülkesi. Ülkemizde 250'nin altında romatolog var. Romatoloji alanında 100.000 kişiye düşen aktif çalışan hekim sayısı Fransa’da 4,3, Estonya’da 2,8, Lüksemburg’da 2,7, Danimarka’da 2,6 iken Türkiye’de 1,8. Avrupa'da 100 bin kişi başına ortalama 20 romatolog düşerken ülkemizde bu sayı 1,8 civarında” diyerek uzun vadede ihtiyaç duyulan sayıya ulaşabilmek için her yıl yeterli sayıda yan dal kadrosu açılması gereğine dikkat çekti.

Kas ve iskelet sistemi hastalıklarının erken tanısı ve bu hastalıklara erken müdahalenin kişilerin yaşam kalitesini artırdığını aktaran Prof. Dr. Akkoç, “Birçok hasta, hastalığını ve hangi doktora gideceğini bilmiyor. Bu hastalara romatoloji uzmanları bakar. Fakat bunların sayısı Türkiye’de 250’yi geçmiyor. Bu nedenle hastaların doktora erişiminde sıkıntılar yaşanıyor. Ülkemizde romatoloji uzmanı sayısının dünya standartlarına ulaşması şarttır” dedi.

Konuyla ilgili olarak, Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği (TRASD) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, “Halk arasında iltihaplı romatizma olarak bilenen artrit, eklemlerde vücut tarafından üretilen iltihap sonucu oluşan hastalıkların genel ismidir. Hastalığın pek çok çeşidi bulunmakla birlikte bazı türleri çok ağır, bazıları ise dönem dönem kendini gösteren hafif şiddette seyredebiliyor. El ve ayak eklemleri gibi çevre eklemleri etkileyen romatoid artrit (RA) ve omurgayı etkileyen spondiloartritler (ankilozan spondilit-AS) en önemli hastalıklardır. Bu hastalıkların bir kısmı sadece eklemleri tutmakla birlikte, bazıları akciğer, kalp ve böbrekleri etkileyebilmektedir,” dedi.

Prof. Dr. Ataman ayrıca romatoid artrit tedavisinde tanının erken konulması ve tedaviye bir an önce başlanmasının hastalığın getireceği kayıpları önlemekte büyük rol oynadığına değindi. Ataman sözlerine şöyle devam etti: “Erken tanı ve tedavi için öncelikle birinci basamak hekimlerinin artrit konusunda eğitilmeleri ve hastaları vakit geçirmeden artritle ilgilenen uzmanlık gruplarına yönlendirmeleri gerekmektedir. Hastaların bu hekimlere ulaşabilmesi ve erken tanı sayesinde, hastalığın ileriki aşamalarında yaşayabilecekleri kayıplardan korunabilmeleri için romatoloji uzmanların sayısının da en kısa zamanda artırılması gereklidir. Bunun için şimdiden çalışmalara başlandığı takdirde uzun vadede tıp eğitimi, uzmanlık eğitimi ve yan dal eğitiminden oluşan uzun bir eğitim sürecini tamamlamaları gereken romatoloji uzmanlarının yeterli sayıda yetişmesi sağlanabilir.”