29 Nisan 2024
  • Ankara23°C
  • İstanbul16°C
  • Bursa16°C
  • Antalya27°C
  • İzmir25°C

VÜCUT İÇİN EN ETKİLİ YATIRIM: ORUÇ

"Açlığa gerektiği gibi hazırlanılırsa, oruç gerektiği gibi bozulursa, yani sağlıklı bir sahur ve iftar yapılırsa; açlık vücudun arınmasını ve yeniden yapılanmasını sağlar" diyen 'Hekim Sizsiniz' kitabının yazarı Dr. Ayşe Sayı: Bu sağlığın geri kazanılması

Vücut için en etkili yatırım: Oruç

20 Ağustos 2011 Cumartesi 18:31

"Açlığa gerektiği gibi hazırlanılırsa, oruç gerektiği gibi bozulursa, yani sağlıklı bir sahur ve iftar yapılırsa; açlık vücudun arınmasını ve yeniden yapılanmasını sağlar" diyen 'Hekim Sizsiniz' kitabının yazarı Dr. Ayşe Sayı: Bu sağlığın geri kazanılması ve korunması anlamında yapılabilecek en güçlü yatırımdır

Dr. Ayşe Sayı, geleneksel tıbbın sezgi ve tecrübesi ile modern tıbbın imkanlarını harmanlayarak oluşturduğu birikimini 'Hekim Sizsiniz / Oruç ve Sağlık' kitabında okuruyla paylaşıyor. Sayı; orucun manevi, fiziki ve zihinsel cepheden sağlığımıza yapılabilecek en basit, en etkili ve en ucuz yatırım olduğunu söylüyor... İşte Dr. Sayı'nın orucun vücuda faydalarıyla ilgili açıklamaları...

YENİDEN İNŞA ZAMANI
Periyodik olarak tutulan oruçlar sırasında vücut; dinlenme, kendisini arındırma ve yeniden inşa olma imkanı bulur. Yıllar boyunca hastalığa yapılan yatırımların kalıntıları, yıpranmış, hastalıklı hücreler vücuttan atılır.

BİR LOKMANIN SONUCU
Ağzımıza küçük bir lokma yiyecek aldığımızı hayal edelim... Ağzımızdan itibaren tüm sindirim sistemimiz boyunca faaliyetler dizisi başlar. Tükürük salgısı artar, lokmanın kimyasal analizi yapılıp beyne gönderilir. O lokmayı oluşturan besin öğelerini sindirmek için, sindirim kanalının hangi bölgesinden hangi enzimlerin salgılanması gerektiğine karar verilir. Mide ve ince bağırsaklar lokma için hazırlanır. Bir yandan bağışıklık sistemi alarma geçer, çünkü vücuda yabancı bir maddenin giriş yaptığı bilgisi kendisine ulaşmıştır. Bu madde belki de vücuda zarar verebilecek özelliktedir. Bağırsak mukozasındaki bağışıklık hücreleri gıdanın analizini yapar, kandaki lökositlerin miktarını artırır. Bağışıklık hücreleri kana geçen besin öğelerini denetler, zararlı olup olmadıklarına karar verilir. Eğer vücut için zararlı olduklarına karar verilirse, bu maddelerin yok edilmeleri gerekmektedir. Yok, eğer zararlı değillerse alarm durumu sona erer ve besin öğeleri bir sonraki durakları olan karaciğere doğru gönderilir. Sonuç itibariyle bir küçük lokma öncelikli olarak sindirim ve bağışıklık sistemlerini faaliyete geçirmiş, enerji ve hammadde sarfiyatına sebep olmuştur. Kısacası her öğün vücudumuzda pek çok faaliyetin peş peşe gerçekleşmesini tetikler ve bu durum ciddi bir enerji sarfiyatı demektir.

YA DURURSAK NE OLUR?
Belli bir süre için yemek yemediğimizi, mesela oruç tuttuğumuzu düşünelim... Sindirim sistemi bir süre sonra faaliyetlerini durdurur. Bu durum sindirimboşaltım- bağışıklık sistemlerinin dinlenmeleri için fırsat yaratır. Vücut kendini yapılandırma ihtiyacı içinde olduğu için tasarruf edilen enerjiyi bu yönde kullanır. Dinlenme sürecinde iyileşme ve büyüme süreçleri hızlanır.

TOKSİNLLERE VEDA
Bu durum vücudun pek çok açıdan menfaatinedir. Kişi hem fazla yağlarından, fazla kilolarından kurtulur, hem hasarlı hücreleri-dokularıyumruları kendisinden uzaklaştırır, hem de bu hücrelerin ihtiva ettikleri toksinleri dışarıya atmak üzere açığa çıkarır. Boşaltım sistemi bu toksinleri vücuttan uzaklaştırmak için faaliyete geçer ve böylelikle vücut fazla yağlardan, hasarlı hücrelerinden, toksinlerden arındırılmış olur. Sonuç itibariyle yeterli süre aç kalmak vücudu arındırma ve yapılandırmaya yani vücudun kendini yeniden inşa etmesine yarar. Bunun anlamı vücudun kendisini iyileştirme mekanizmasını devreye sokmasıdır. İç ve dış yaralar kapatılır, hasarlı hücrelerin yerine sağlıklı hücreler konur, vücut yenilenir, yeniden inşa edilir, hastalık süreci durdurulur, hatta geriye döndürülür, yaşlanma süreci yavaşlatılır.


VÜCUDU ARINDIRMA
Yukarıda bahsedilen mekanizmaların devreye girebilmesi için belli bir süre ve periyodik şekilde aç kalmak lazımdır. Açlığa gerektiği gibi hazırlanılır, yani doğru besinlerle ve ölçülerde sahur yapılırsa, açlık süresi gerektiği gibi değerlendirilir, açlık gerektiği gibi bozulur, yani sağlıklı bir iftar yapılırsa tüm bu süreç vücudu arındırma ve yapılandırma işleminin vesilesi haline gelir. Vücudun arındırılma ve yapılandırılması, vücudun kendisini iyileştirme potansiyelini devreye sokması demektir. Bu ise sağlığın geri kazanılması ve korunması anlamındadır ki bu, sağlık için yapılabilecek en güçlü yatırımdır.

ÇORBASIZ OLMAZ
Oruç tutulan bu günlerde sebze çorbaları en önemli besin kaynaklarından biri. Bu çorbalar midemize de ilk giren besinlerden olmalı ki, sindirimimiz daha rahat olsun. Havanın daha da sıcak olduğu günlerde taze naneli bir yoğurt çorbası da iyi bir seçenek olacaktır.

YANLIŞ BESLENMENİN SONUÇLARI NEDİR?
Vücudumuzun tüm işlemleri arasında en çok enerji sarf ettireni, sindirim faaliyetlerimizdir. Günlük enerji sarfiyatımızın yarısından fazlasına sindirim faaliyetlerimiz sebep olur. Eğer yanlış beslenme alışkanlığına sahip biriysek, sindirim için ayırmamız gereken enerji oranı çok daha yüksek olmak durumundadır. Bunun anlamı vücudun diğer faaliyetleri için ayırması gereken enerji miktarının düşürülmesidir. Aynı mantık hammadde için de geçerlidir. Yapıtaşı-enzim ya da hormon olarak değerlendirilmesi planlanan hammadde, artan sindirim faaliyetleri için kullanılır. Bu ise yapılandırma, boşaltım-bağışıklık sistemleri ya da zihinsel faaliyet gibi diğer hayati değere sahip faaliyetlerin yavaşlatılması anlamına gelir. Böylece hastalıkların gelişimi için zemin hazırlanır.

İFTAR SOFRANIZA BALIĞI DA KATIN
Birçok kişi Ramazan'da zayıflayacağını düşünür ancak metabolizmamızın yavaşlaması nedeniyle çoğumuz kilo alırız. Ayrıca orucun sindirim sistemini dinlendirme ve böylece vücudu yenileme avantajı da yanlış yapılan iftarlar nedeniyle boşa gidebilir. Beslenme Uzmanı Dr. Alp Mamak'ın Ramazan dönemi için önerdiği basit kurallara dikkat ederek hem kilo verilebilir hem de halsizlik ve mide şikayetleri yaşamadan oruç tutulabilir.


SIVI ALIMI ÖNEMLİ
2.5 litre su için: Özellikle Ramazan'da su kaybımız daha belirgin olur ve vücudumuz da ödem tutmaya meyil gösterir. Bu nedenle iftarla sahur arasında en az 2.5 litre su içilmeli. Bu suyun 1 bardağı, orucu hurma veya zeytinle açtıktan hemen sonra; ılık ballı limonlu su olmalı ki, kan şekeri düzenlensin. En az 3 fincanı da rezene çayı olmalı ki mide rahatsızlığı; gaz ve şişkinlik yaşamayalım.
Siyah çaya dikkat edin: Siyah çayın beyindeki susama merkezini baskılayıp bize su içmeyi unutturduğunu da göz önünde bulundurun ve Ramazan'da siyah çayı kesin veya çok açık olarak 1 ila 2 fincan tüketin. Özellikle meyan kökü doğal kortizon içerdiğinden sizi destekleyebilir; ılık suyun içine az miktarda meyan kökü ekleyerek; iftar ve sahurda birer çay bardağı içebilirsiniz.
Baharatları Ramazan'da azaltın: Tarçının kan şekerini düzenleme özelliği olduğu için, özellikle kompostolarda kabuk tarçın olarak bolca tüketin ama diğer baharatlar bu dönemde çok uygun olmayacaktır. Acılardan kesinlikle kaçın. Kimyon, sindirimi rahatlattığı için az miktarda kimyon kullanabilirsiniz. Zerdeçal ise safra kesesini desteklediğinden yine az miktarda tüketilebilir.

SÜTLÜ TATLILAR...
Sahurda müsli yiyin: Müsli; sahurda çok doğru bir karbonhidrat seçimi olacaktır; içine bol miktarda taze doğranmış meyve de ekleyin.
Tatlıyı iftardan en az 2 saat sonra yiyin: Haftada birden daha sık tatlı tüketmeyin ve cevizli güllaç, sütlaç gibi daha çok sütlü tatlıları tercih edin.
Cevizi unutmayın: Ceviz içi en önemli Omega 3 desteklerinden biridir ve tokluk hissini artırır. Hem sahur hem de iftarda, ara öğünlerde üçer adet ceviz içi yemeyi unutmayın.
Haftada en az bir kez balık yiyin: Her ne kadar iftar sofralarında balık pek tercih edilmese de, balıkta vücudumuzun ihtiyacı olan en önemli yağlar mevcuttur ve bu yağlar metabolizmamızın hızını da artırarak zayıflamayı kolaylaştırır.

DİDEM SEYMEN

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA