03 Mayıs 2024
  • Ankara16°C
  • İstanbul19°C
  • Bursa22°C
  • Antalya27°C
  • İzmir25°C

SAĞLIK SİSTEMİNDE SAĞLIK BAKANLIĞININ ROLÜ NE OLMALI

Prof.Dr. Paşa Göktaş

14 Temmuz 2010 Çarşamba 19:23

Diğer Ülkelerdeki Rol
         Bu sorunun yanıtı, genelde ülke gereksinimlerine uygun olarak, gerekli kural ve standartları belirlemek, bunları uygulamaya koymak, kalite kriterlerini belirlemek, planlamalar yapmak, standartlara uyumun denetimlerini yapmak, objektif bir yönetim anlayışı sergilemek olarak verilebilir.
            Yani genelde kural koyucu ve denetleyici, yönetici bir roldür.
            Çoğu ülkede de böyle uygulanmaktadır.
            Ülkemizde de, Sağlık Bakanlığı’ nın hizmet sunumundan çıkarak, kadro anlamında küçülüp, daha dinamik bir yönetici ve denetleyici bir role kavuşacağı defalarca dile getirilmiştir.
 
         Görünüm Bu Hedefi Doğrulamıyor
            Hedef böyle açıklanmasına karşın, Sağlık Bakanlığı hizmet sunumunda da büyüdükçe büyüyor. Önüne gelen sağlık kuruluşunu bünyesine katıyor. Diğer kurumların sağlık tesislerini de devralıyor. Örtülü biçimde, muayenehaneleri de bir anlamda devletleştirerek bünyesine katıyor.
            Sonuç olarak, açıklanan hedefe uygun bir gidişat gözlenmiyor.
            Bu durum başlıca iki sonuç doğuruyor:
1-      Bakanlığın asli fonksiyonlarını başarılı olarak yerine getirememesi
2-      Sağlık hizmetinde kamunun büyümesi
 
Asli Fonksiyonlarda Aksamalar
Sağlık Bakanlığı, bünyesine kattığı kuruluşlarla birlikte, doğal olarak sorunlar da yükleniyor. En büyük hizmet sunucu olarak, hem hizmet sunumunu yürütmeye çalışıyor, hem de planlama yapmaya, standartlar koymaya ve denetim sürdürmeye çalışıyor.
Görev bu şekilde dağılınca, doğal olarak hiçbiri tam verimli olarak yapılamıyor.
En büyük hizmet sunucu olarak, doğal bir şekilde hizmet sunuculuk çabaları öne çıkıyor. Bu işlevin getirdiği personel ihtiyaçları, tayinler, ekonomik problemler, performans problemleri, tamgün meselesi, bina yapımları, alım ve satımlar gibi konularla uğraşmaktan, asli fonksiyonlara güç, konsantrasyon ve enerji kalmıyor.
Böyle olunca da, yıllardır söylenip yazılmasına rağmen bir laboratuvar birimi bile kurulamıyor. Bir laboratuvarlar arası zorunlu kalite kontrolü organize edilemiyor. Bir laboratuvar cihaz ve kitleri kontrol birimi kurulamıyor. Daha pekçok örnek verilebilir.
 
Kamunun Sağlıkta Büyümesi Ülkenin Yararına Mı ?
Devletleştirme, genelde kulağa hoş gelen bir kavramdır. İlk elde, çoğu insan bu yaklaşımı sempatiyle karşılar. Ancak, dünyada ülkeler, genelde hantal ve verimsiz hale gelen bu modeli birer birer terkettiler.
İlginçtir, Türkiye sağlıkta bu modeli büyütür gibi bir yol izliyor. Uzmanları şaşırtıyor.
Ancak, kamunun sağlıkta büyümesi Türkiye’ nin yararına değildir. Bu yol, sağlık giderlerini giderek daha fazla oranda kamunun sırtına yüklüyor. Sağlık giderleri altından kalkılamaz boyutlara ulaşıyor. Açıklar artıyor. Sistem, giderek Türkiye’ yi altından kalkılamaz ekonomik bir tabloya sürüklüyor. Toz-duman ortamında Türkiye yeni sorunlara doğru yol alıyor. Çoğunluk durumun farkında değil.
Halbuki tüm ülkeler, sağlık giderlerini daha fazla oranda halkla paylaşmanın yollarını arıyorlar. Türkiye, akıldışı ve kolaycı bir popülizmi benimsiyor.
Önümüzdeki dönemde, bu gidişin bedelinin, ağır şekilde toplumca ödeneceğini hep birlikte göreceğiz.
 
        
Hem Hakem, Hem Oyuncu Tarafsız Olamaz
         Sağlık Bakanlığı, şu anda ülkenin en büyük hizmet sunucusu durumundadır. Aynı zamanda da sağlık politikasının yöneticisidir. Doğal olarak, tarafsız bir yönetim de sergileyemiyor.
            Örneğin, kendi bünyesinde olmayan kuruluşlara uzman ve kadro sınırlamaları koyuyor. Aynı standartlar, kendi kuruluşlarında uygulanmıyor. Uzmansız bir özel kuruluşun laboratuvar faaliyetini durduruyor. Ama yüzlerce Sağlık Bakanlığı hastanesi uzmansız olarak laboratuvar faaliyetine devam ediyor.
            Çifte standartlı uygulama, doğal karşılanıyor ve bir sorun olarak görülmüyor.
            Aslında, her alanda benzer bir yaklaşım sergileniyor.
 
            Ne Yapmalı ?
         Ne yapılması gerektiği açıktır. Zaten, bunu değişik zamanlarda farklı görevliler de defalarca belirttiler.
            Sağlık Bakanlığı, asli görevine dönmelidir. Bu görev de standartları ve kuralları koyucu, kalite ve hizmet denetimine odaklaşmış yönetici görevidir.
            Hizmet sunumu, ayrı birimlere devredilmelidir. Sağlık Bakanlığı, bu birimlerin de denetleyicisi olmalıdır.
            Sözlerle ifade edilen doğruların, eylemlerle uyumlu hale gelmesi gereklidir. Tutarlılık bunu gerektirir.
 
        
 
          14-07-2010
                                                                                                                    Doç. Dr. Paşa Göktaş
 
 
e-mail   : [email protected]
Yorumlar