'CİDDİ BİR SPEKÜLATİF ATAKLA KARŞI KARŞIYAYIZ, GELİRİNİZ TL İSE DOLARLA İŞİNİZ OLMAMALI'
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "Çok net, ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıyayız." dedi.

14 Ağustos 2018 Salı 07:21
Dövizdeki hareketlilik ile ilgili vatandaşları uyaran Bali, "Bu işlerin içerisinde olmayan insanlar bilmediği sularda yüzmemeli. Geliriniz TL ise dolarla işiniz olmamalı. Fırsatçı yaklaşımlar içine girerek, kazanç elde edeceğim diye başlarına iş getirmemeleri gerekir" şeklinde konuştu.
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, CNN TÜRK canlı yayınında Mine Uzun'un sorularını yanıtladı.
Bali, Türkiye'nin şu anda zor günlerden geçtiğini belirterek, "Çok net, ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıyayız. Ben Hazine kökenli bir yöneticiyim. Döviz piyasalarını, buranın işleyişini 90'lı yılların başlarından beri bilirim. 94 krizi, 96 Asya, 97 Rusya, 99 depremi, 2001 krizi bunların hepsini yaşadık. Buralarda bir kısım dalgalanmaların olması normaldir. O dönemlerde de hep görürdük. Ama bu defaki biraz farklı. Ben çok tabii görmüyorum açıkçası? Bazen bütün bu teknik detaylara hakim insanlar olarak bile, 'acaba komplovari düşünme eğiliminde mi oluyoruz' diye kaygı duyuyorum. Ama durum hemen bizi teyit ediyor." ifadelerini kullandı.
Döviz kurunda gelinen noktayı, ekonomik temellerle izah edemediğini söyleyen Bali, şöyle devam etti:
"İktisat teorisinde bize şunu öğrettiler; iki ülkenin çapraz kurları, iki ülke arasındaki enflasyon farkından hesaplanır. Bu yönüyle bakıldığında ben hiçbir talebe, hiçbir teoriye uymadığı düşüncesindeyim. Diğer taraftan niye ekonomik temellerle izah edemiyoruz dediğimiz şu; bütçe açığının GSYH'ya oranı, Türkiye'de haziran sonu itibarıyla yüzde 2'yi biraz aşacak. Bu oran yıllarca yüzde 1,1-1,3 bandındaydı. Yıl sonunda da yüzde 2,5'i bir miktar aşması bekleniyor. Bunu, Maastrich kriterleri ile Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslayın, Türkiye'ye benzer kendi ülke grubu ile kıyaslayın. Harcamalarda bir miktar genişlemeye rağmen, son derece önemli bir mali disiplin göstergesidir. İkinci unsur; kamu borç stokunun GSYH'ya oranı, bu yüzde 30'ların altındaydı, şimdi kur artışlarıyla yüzde 30'lu rakamlara gelmiş olabilir. Ama halen örneğin Akdeniz ekonomileri dahil AB ile kıyasladığınızda, bunun 3 katı kadar oranlara giden ülkeler görüyorsunuz. Tablo bu?"
"HER AN NAKDE DÖNDÜRÜLEBİLİR DÖVİZ LİKİDİTESİ 50 MİLYAR DOLAR CİVARINDA"
Adnan Bali, ödemeler konusunun da çok tartışıldığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben bunu 15 Temmuz sonrasında da yerli, yersiz, ilgili ilgisiz değerlendirmeler, kanaatler söz konusuyken rakamlarla izah etmiştim. Aynen güncellenmişi söyleyeceğim. Türkiye'nin vadesine bir yıl kalan ödeme tutarı, borçlarının tutarı 180 milyar dolar. Yani orijinal vadelere, ödeme vadesine 1 yıl kalmış olan borçların toplam tutarı. 180,6 milyar dolar. Bu çok önemli bir rakam ve 'bu işin içinden nasıl çıkacağız' hissi oluşuyor. Ama bütün hadise de ayrıntılarda, detayda? Meslek erbaplığı da o? Onu ortaya koymak lazım. Toplumu da bu konuda ikna edip, iyi bilgilendirmemiz lazım. Bugün 'spekülatif ataklar' derken, çok tabii saiklerle bankalara, şuraya, buraya gidip birtakım hareketler yapmayı düşünebilecek olan normal hane halkı da var. Onları doğru bilgilendirmeliyiz. Öyle baktığımız zaman, bu 180 milyar doların 102 milyar dolar tutarı bankaların yükümlülüğü.
Bunun da yarısı yani 50 küsur milyar doları, bankaların kendi borçları değil, yurt dışı yerleşiklerin bizim nezdimizde açtığı mevduat hesapları, diğer yarısı ise borçlar. Bunların yenilenme oranı da 12 aylık kümülatif oranlara bakıldığında bankacılık sisteminde yüzde 110'a yakın bir yerde. Son dönemde bir miktar o düştü, ama yönetilebilecek olan bir düzeydir. Bu borçlanma düzeyine karşılık, aşağı yukarı 50 milyar dolarlık nakit borç diye baktığınız zaman, Merkez Bankası nezdinde rezerv opsiyon mekanizması nedeniyle tuttuğumuz rezervlerin toplamı 30 milyar dolara yakın. Yine döviz depo piyasasında 50 milyar dolar Merkezin bize kullandıracağı limitimiz var. Bankacılık sisteminin tamamının her an nakde döndürülebilir döviz likiditesi 50 milyar dolar civarında. Dolayısıyla hiçbir soruna işaret etmeyen bir tablodur."
İş Bankası Genel Müdürü Bali, 180 milyar doların geriye kalan 73 milyar dolarlık kısmının, reel sektörün dış yükümlülüğü olduğuna, bunun da yüzde 65'ine denk gelen 48 milyar dolarlık kısmının ise mal ve hizmet ticaretinden kaynaklanan taahhütler olduğuna dikkati çekti.
Kalan 25 milyar dolarlık kısmının ise nakit nitelikli kredilerden oluştuğunu söyleyen Bali, bunun da 12 aylık kümülatif yenilenme oranının reel sektörde son dönemde düşmekle birlikte, yüzde 130'un üzerinde seyrettiğini ifade etti.
"(KUR ATAKLARI) BUNUN EKONOMİK TEMELİ YOKTUR"
Adnan Bali, açık pozisyon ve kurlardaki artışın etkilerine ilişkin de bankacılık sisteminde açık pozisyon olmadığına dikkati çekti.
Daha önce yaşanılan krizlerden en belirgin farklardan birini bu olduğunu vurgulayan Bali, "Finansal kesimin dışında ise açık pozisyon var. Bu da 217 milyar dolar seviyesinde. Bu rakam bizi ilk bakışta çok ürkütüyor gözükse de yine detay var. Kısa vadede reel sektörün 6,5 milyar dolar net artı pozisyonu var. Bir yıla kadarki vadede bir mühleti var. Hem ekonominin hem reel sektörün kendisinin, o dönem içerisinde birtakım karşı tedbirleri alabilecek imkanları var. Dolayısıyla 2013'ün ortalarından itibaren, reel sektörün bir miktar kısa vadede artıya geçmiş olduğunu görüyoruz. Firmalar için bu hesaplar yapılırken, sermayedarların kendine ait, kuvvetle muhtemel bulunduğunu tecrübi olarak da ifade edebileceğim, artı pozisyonlar ise bu hesabın içinde yok." şeklinde konuştu.
Cari açığın da şu anda yüzde 5,7 seviyesinde bulunduğuna işaret eden Bali, şöyle devam etti:
"Ben bir kıyaslama yapmak istiyorum; bu ülke cari açıkta çift basamaklı orana yaklaştığında, yüzde 9-10'lara geldiğinde ve petrol fiyatları da varil başına 130 dolar olduğu dönemde kur atağı yemedi. Şimdi bu iki gösterge neredeyse yarısında, fakat kur atağı yiyoruz. İşte o nedenle diyorum ki bunun ekonomik temeli yoktur. Bu, ekonomik temelleriyle açıklanabilecek bir durum değildir. Kurda gelinen seviyeleri gördüğümde kişisel olarak da meslek insanı olarak da üzülüyorum. Bunun borcu olanı var, bundan olumsuz etkileneni var. 80’lerde annemin babamın tansiyonunu izler gibi, kime ne hasar veriyor kime ne zarar veriyor diye dolar kuru izliyorum. Bunu bizim yatıştırmamız, çalışmamız, uğraşmamız lazım. Temel ekonomik değil, ama her durumda almamız gereken de ekonomik önlemler var.
Geçen haftaki gelişmelere, üst üste yaşanan olaylara bakıldığında bunun normal piyasa dinamikleri içerisinde açıklanabilecek bir hadise olmadığı ortada. Bu, aynen ifade edildiği gibi ekonomik bir savaş. Ama bize düşen kısmı var. Biz böyle bir atağı öngörebilmeli ve buna göre de hep tedbirli olacak şekilde hareket etmeliyiz. Çok çabuk aksiyon göstermeliyiz. Şu anda artık söylem zamanı değil, eylem zamanı. Hatta piyasaların, bu tür kötü niyetli yaklaşanların dahi en iyi kullanabildikleri şey, yeterli eylemin, aksiyonun alınmamasıdır. Piyasa, bunu cezalandırıyor. Merkez Bankası, bu sabah bazı önlemler aldı. BDDK, swap ile ilgili düzenlemesinin yanı sıra olağan üstü piyasa fiyatlarının yarattığı menkul değerle ilgili değerlemelerden gelen problemleri giderecek yönde bir aksiyon aldı. İşte hadiseler budur. Bence iyi yönde alınmış olan kararlar. Piyasada karşılığı olacaktır diye düşünüyorum. Bu dönemde, en azından bütün imkanlarımızı, bu tür teknik kararlarla destekleyerek kullanmak durumundayız.”
"MEVDUAT ÇIKIŞI YOK"
Adnan Bali, önlemler konusunda, Türkiye Bankalar Birliği olarak oluşturdukları bütün çerçeveyi otorite ve ilgili bakanlık ile doğrudan istişare ettiklerini ve paylaştıklarını ifade etti.
Bu konuda son derece işbirlikçi ve açık bir çalışma ortamının olduğunu söyleyen Bali, "Ama çalışma çerçevesi açısından önemsediğim; kapsamlı, teknik bir eylem planı. Bu eylem planından sadece kurumların değil, kişilerin sorumluluklarının belirlenmesi, kamuoyuna sürekli olarak taahhütte bulunulması ve performansın şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması? Bu yönetim kalitesi açısından, taahhüt açısından bizi çok farklı bir noktaya getirecektir diye düşünüyorum." dedi.
Bali, bankadan bir mevduat çıkışının söz konusu olmadığını, bu dönemde perakende bankacılık alanındaki davranış değişikliklerini izlemek açısından İş Bankası'nın iyi bir örnek olduğunu dile getirdi.
Olağan bir tarzın yürüdüğüne işaret eden Bali, "Efektif talep etmek açısından bakıldığında cuma günü bir miktar artış oldu, fakat önemli bir miktar değil. Yönetilemez şeyler değil. Normaldir, olabilir. Onu da sağlıyor olmanız lazım. Diğer taraftan döviz alım satımlarında da çok özel bir durum yok. Geçen hafta boyunca döviz alım satımlarımız, dengeliydi. Cumaya doğru gelindiğinde biraz hacim artışı oldu ama nette nötrdü. Alan olduğu gibi satan da vardı. 15 Temmuz'da ise bu tür badirelerden sonra hane halkından çok ciddi bir döviz satışı görmüştük, bu defa onu görmüyoruz, daha dengeli." diye konuştu.
"(HESAPLARA EL KONULACAĞI İDDİALARI) SAFSATA BOYUTUNDAN ÖTE DEĞERLENDİRİLDİĞİNE TANIK OLMADIM"
İş Bankası Genel Müdürü Bali, (Hesaplara el konulacağı) yönündeki iddialarla ilgili olarak şu yorumu yaptı:
"Bugüne kadar katıldığım resmi nitelikli hiçbir toplantıda bu konunun safsata boyutundan öte değerlendirildiğine tanık olmadım. Ama bu değişik şekillerde çoğaltılıyor. Sosyal medya, bu konuda olağanüstü bir alan haline gelmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Düyun-u Umumiye döneminden kalmış borçlarını ödeyen, tarihin hiçbir döneminde bu tarz bir eyleme girmemiş olan bir ülke? Bunun düşünülmesi bile doğru değil. Bunun düşünülmediğini ifade etmek bile risktir bu piyasalarda. Böyle bir tablo yok."
"BU ÜLKENİN ZORLUĞUNU, MEŞAKKATİNİ DE PAYLAŞACAĞIZ"
"Paranın sistem dışına çıkarılması, yurt dışına transfer edilmesi" konusunda da Bali, şunları kaydetti:
"Liberal bir ekonomide bireylerin, kuruluşların şu veya bu saikle bunları yapması açısından bir değerlendirme yapmam doğru olmaz. Bu işin biraz objektif boyutu? İşin bir de sübjektif boyutu da var. Yurttaşsınız, vatandaşsınız, çıkarttığınız paranın tamamını bu ülkeden kazanmışsınız. Bunun kabul edilebilir olduğunu düşünmüyorum. Biz bu ülkenin sadece refahını paylaşmak için bir araya gelmiş alelade bir topluluk değiliz. Yeri geldiğinde bu ülkenin zorluğunu, meşakkatini de paylaşacağız. Nikah memuru bile 'iyi günde kötü günde, hastalıkta, sağlıkta' diyor. Bu nedenle ben vatandaşlara, yurttaşlara, kurumlara da iş düştüğünü düşünüyorum. Sorumlu davranmak gerektiğini düşünüyorum. Bu kurum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1924'te 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz'a denk getirilerek kurulmuştur. Siyasi bağımsızlığı payidar kılmak için iktisadi bağımsızlığın olması gerektiği vizyonuyla kurulmuştur. Hepimizin bu bilinçle hareket etmesi lazım."
"YERİ GELİYOR KEMOTERAPİ YAPILIYOR, FAİZ DE BÖYLE BİR ŞEY"
Adnan Bali, gelişmelerin bankacılık sektörüne etkilerine ilişkin ise sektörün sermaye yeterliliğini iyi idare etmeye gayret edeceğini, şu anda yaşanan kur artışlarının, karlılıkları azalttığı gibi aynı zamanda risk ağırlıklı varlıkları artırdığına dikkati çekti.
Likidite ve ödemeler açısından iyi hareket edeceklerini aktaran Bali, tabii bunun sadece bankacılık sisteminin sorumluluğu olmadığını söyledi.
Bali, bankacılık sektöründe yılın kalanına ilişkin öngörüler hakkında şunları kaydetti:
"Kur seviyelerini hiç olmazsa tekrar istikrarlı bir seviyeye oturtabilirsek, çok büyük bir kredi artışı olmadan ihtiyaçları karşılayacak şekilde, kredi hacmini yıl boyuna yayarak artırabiliriz. Kur seviyeleri buradan belli bir istikrara doğru gelişemezse, bizim de kredi artışı yapmamız pek mümkün değil. Kur artışı nedeniyle sermaye yeterliliğindeki durum, yasal açıdan bizi farklı şekilde hareket etmeye zorluyor. Tedbirli bir bankanın da böyle yapması lazım zaten."
Bali, faiz oranlarının şu anda çok kritik bir seviyede olmadığını, serbest piyasa mekanizmalarıyla şu andaki tablonun sürdürülmesi gerektiğini belirtti.
Faizin yüksek olmasının kötü bir şey olduğunu ve banka bilançoları açısından da kötü bir şey olduğunu vurgulayan Bali, şöyle devam etti:
"Bizim mevduatlarımız 35 günlük ortalama vadeli. Yani bir faiz artışının ardından biz en fazla 35 gün içerisinde, kaynaklarımızın yüzde 60'ını oluşturan mevduatların yeniden fiyatlanmasıyla anında maliyet artışına maruz kalıyoruz. Ama bu artışı aynı anda aynı sürede aktiflerimize yansıtamıyoruz, çünkü onların ortalama vadesi çok daha uzun. Net faiz marjları daralıyor bunun sonucunda. O nedenle, bankacılar faaliyetlerini sürdürürken yüksek faiz talebinde bulunamazlar, bu kendileri için de doğru değildir. En yüksek karları, faizlerin düştüğü zamanlarda kazanıyoruz. Çünkü bu defa 35 günlük mevduatlarımız kısa süre içerisinde yeniden fiyatlanır ve maliyet düşer. Halbuki daha önce yaratmış olduğunuz aktiflerin nispeten daha yüksek oranlı getirileri sizi bir müddet daha besler. Onun için bence bu faiz konusunda, artık iktisat biliminin kuralları her ne ise onların gerektirdiği şekilde hareket edilmeli. Hoşumuza gitmeyebilir. Kötü bir örnek ama; yeri geliyor kemoterapi yapılıyor. Çok mu arzu ediliyor? Hayır? Faiz de böyle bir şeydir. Sizin onu çok sevdiğiniz istediğiniz anlamına gelmez, ama gerektiği zaman her enstrüman kullanılabilmelidir.”
"KRİZ YÖNETME TECRÜBESİ OLAN BİR ÜLKEYİZ"
Yabancıların bakış açılarına dair de konuşan Bali, bankacılık sisteminin aktif kalitesinin korunup korunamayacağı, reel sektörün borçlarının çevrilebilirliği gibi konuların konuşulduğunu, bunların tabii kaygılar olduğunu ifade etti.
Bali, "Biz de bunları dilimiz döndüğünce anlatıyoruz. Mesela makroekonomik açıdan bütün faktörleri değerlendirmenin ihmal edilmesi de söz konusu. Tabii ki yabancı iş çevreleri kaygılarını dile getiriyorlar. Çok yoğun temaslar içinde olup gerçekçi bilgilerle beslenmelerini sağlamamız lazım." dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye'nin zorlukları ilk defa yaşayan bir ülke olmadığına işaret ederek, "Kriz yönetme tecrübesi olan bir ülkeyiz. Kamuda ve kuruluşlarda kriz yönetme konusunda tecrübeli yöneticileri olan bir ülkeyiz. Bu dönemde çok iyi bir koordinasyonla, önceliklerimizi asla bir diğerine feda etmeden, dahili gündemlerle kafamızı fazla karıştırmadan, yapılması gerekenlerin en doğrusunu özellikle dışarıya dönük taahhütlerimiz açısından yapmamız gerekir diye düşünüyorum." diyerek sözlerini tamamladı.
Giresun'da sağlık ekiplerinin acil müdahale becerileri test edildiGiresun'da, sağlık ekiplerinin acil müdahale becerilerinin test edildiği eğitim, ölçme ve değerlendirme yarışma düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 20:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Çubuk'ta "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı tanıtıldıAnkara'nın Çubuk ilçesinde "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı kapsamında bilgilendirme ve farkındalık etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 19:13SAĞLIK BAKANLIĞI
Giresun'da "Sağlığa Kulaç At" etkinliğine katılanlar denizde yüzdüGiresun'da sağlıklı yaşama dikkati çekmek için "Sağlığa Kulaç At" etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 18:51SAĞLIK BAKANLIĞI
Kayseri'de doktorlar tekerlekli sandalyede engelli sporcularla basketbol maçı yaptıKayseri Şehir Hastanesi doktorları, tekerlekli sandalyeye bağlı sporcuları daha iyi anlamak için tekerlekli sandalyede basketbol maçı yaptı.04 Aralık 2025 Perşembe 18:28HEKİMLER
Ani kalp durmalarına karşı üretilen yerli cihaz Ankara'da 25 noktaya yerleştirildiBaşkentte, 25 noktaya yerleştirilen yerli üretim Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) cihazları ani kalp durması vakalarında acil tıbbi personel vakaya müdahale edinceye kadar geçen sürede hayat kurtaracak.04 Aralık 2025 Perşembe 18:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Sağlık Bakanı Memişoğlu Kırıkkale'de konuştu:Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Cumhurbaşkanı'mızın söylediği gibi koruyan, geliştiren ve üreten sağlık sistemimizle 'Sağlıklı Türkiye Yüzyılı'nı oluşturmaya çalışıyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Kırşehir'de yılın ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiKırşehir İl Sağlık Müdürü Süleyman Ersoy, ilde 2025 yılının ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiğini bildirdi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Yüzyılı Dünya Engelliler Günü Buluşması'nda konuştu: (3)Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "106'sı Aile Bakanlığımıza bağlı 331'i özel sektöre ait toplam 437 bakım merkezinde 40 bine yakın engelli vatandaşımıza yatılı hizmet sunuyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:13ENGELSİZ HABERLER
Osmaniye'de ani kalp durmalarına karşı kullanılan şok cihazı tanıtıldıOsmaniye'de, Sağlık Bakanlığı ve ASELSAN işbirliğiyle Türk mühendisler tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) şok cihazının tanıtımı yapıldı.04 Aralık 2025 Perşembe 16:43SAĞLIK BAKANLIĞI
İsrail Kamu Savunma Birimi: Filistinli tutuklular ağır sağlık koşulları altında açlığa maruz kalıyorİsrail Adalet Bakanlığı Kamu Savunma Birimi tarafından yayımlanan resmi raporda, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların şiddetli açlık, kötü muamele ve ağır sağlık koşulları altında tutulduğu belirtildi.04 Aralık 2025 Perşembe 16:38DÜNYADA SAĞLIK
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel










