03 Mayıs 2024
  • Ankara17°C
  • İstanbul17°C
  • Bursa14°C
  • Antalya23°C
  • İzmir24°C

"DOKTOR ÖNLÜĞÜ, İNSANA EGO İLE KARIŞIK BİR GÜÇ VERİYOR"

Sezin Akbaşoğulları ve Sinan Albayrak'ın rol aldığı 'Sen de Gitme' dizisi ilginç hayat hikâyelerini ve dramları ekranda buluşturuyor.

"Doktor önlüğü, insana ego ile karışık bir güç veriyor"

28 Mayıs 2011 Cumartesi 20:25

"Normalde doktordan korkarım." diyen Akbaşoğulları'na karşılık Albayrak "Beyaz önlük teknik lisedeki günlerimi hatırlatıyor, bir türlü havaya giremedim." diyor.

Dizinin Dr. House'a benzetilmesine ise "Biz daha duygusalız. Dahilik benzetiliyor ama biz dahiliyeciyiz." yorumunu yapıyorlar.

***

Eşini kaybetmiş Cerrah Mehmet'in kızıyla bozuk olan ilişkisi mi yoksa çocuğunun olamayacağı anlaşılınca kocası tarafından terk edilen başhekim Ceyda'nın mı dramı daha fazladır?

Sinan Albayrak: Benim dramım onun dramını döver! (Gülüşmeler) İkisini tartmak pek kolay değil.

Sezin Akbaşoğulları: Kişiye göre değişir. Hiç düşünmemiştim ama ölüm acısı ve bir çocuk olunca daha zordur. Derler ya herkes çekebildiği acıyı yaşar diye.

Öyle midir gerçekten?

Sezin: Öyle derler. Belki de bir teselli cümlesi bu.

Sinan: Bize unutma yetisi verilmiş. Bence bir yetenektir bu. Olağanüstü akla sahip olan bazı insanlarda gördüğü şeyi unutamama, her şeyi hatırlama eksikliği var. İyi ki unutabiliyoruz, yoksa yaşayamazdık.

Beyaz Gelincik dizisinde birlikte oynamıştınız. Oyunculuk performansını değerlendirir misiniz?

Sinan: Orada en yakın arkadaşımın eşi olmuştu. Eşlerimiz arkadaştı, birbirimize çaya-kahveye giderdik. (Gülüşmeler) Partnerimin Sezin olduğunu öğrendiğim zaman samimiyetle söylüyorum şöyle bir durdum. O zaman çok mesafeli idik, dışarıdan görünen soğuk hali insanı bazen uzak tutabiliyor. Fakat bu sette o kadar güzel bir Sezin gördüm ki...

Sezin: Ben de Sinan ile çalışmaktan keyif alıyorum. Medeni hal ve tavırları önemlidir bir insanın.

Hastanede geçen bu diziye başladıktan sonra hayata bakış algınızda neler değişti?

Sezin: Saygı duyduğum bir meslek. Doktor önlüğünü giymek tuhaf bir hismiş, onu fark ettim. Ego ile karışık bir güç kuşanıyormuşsun gibi. Doktorlar bunu nasıl yaşıyor bilemem ama ben öyle hissettim.

Sinan: Ben teknik lise okudum, yapı ressamlığı. Okulda beyaz önlük giydiğimiz için o yılları hissediyorum, bir türlü havaya giremedim yani. (Gülüşmeler)

Hayatta yaşamadığınız bir şey mi kaybetmişlik hissi?

Sezin: Böylesine büyük bir şey yaşamadım. Yaşamam da inşallah. Kendi çapımda kaybetmişliklerim oldu ama bu derece ciddiye alınabilecek şey yaşamadım.

Sinan: Bu suale cevap verirsem şu anda bu röportaj biter ve seyirci de biter. Bu dönem benim için enteresan bir yıl oldu. Birçok kaybı üst üste yaşadım. Şükür ki bir dayanak noktam var; ailem ve ocağım. Belki de peşpeşe gelmesi bir anlamda iyi oldu. Sonradan gelen acı bir öncekini bastırdı. Bazen sete de yansıttığım için ondan dolayı da üzgünüm.

Sinan'ın Parmaklıklar Ardında dizisinden doktorluk deneyimi var. Peki sizin?

Sezin: Merak dışında yok. Ben doktordan korkan biriyimdir. Sevmem yani kan görmeyi filan.

Sinan: Aslında her daim yeni şeyler öğrenebilme şansımız varken biz hep alışık olduğumuz modda hayatımıza devam ediyoruz. İlkyardımı nasıl yapmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım.

Sen De Gitme dizisini Dr. House dizisine benzetiyorlar. Sever misiniz bu diziyi?

Sezin: Bayılarak izliyorum.Antikahraman durumu hoş.

Sinan: Kadınlar hasta abi! (Gülüşmeler) İkimiz de at suratlıyız. Vakalardan dolayı bu diziye benzetiyorlar. Böyle bir dizi yapılmadı Türkiye'de. Kaldı ki benim karakterim Mehmet daha duygusal yapıya sahip. Dr. House'u House yapan şey ise o duyarsızlığı, kendi bildiğini okuyor olması ve biraz da tabip yapısı.

Sezin: Ama dahiliğiniz benziyor.

Sinan: Evet dahiliyeciyiz biz. (Gülüşmeler)

Dizide 27 farklı karakterin olması sizin öne çıkmanıza engel olur mu ya da izleyicinin algılamasında bir zorluğa yol açar mı?

Sezin: Çok hikayeli işleri seviyorum. Başka hiçbir hikayenin olmadığı işler seyirci olarak ilgimi çekmiyor.

Sinan: Çok sayıda karakter var ve her karakteri cilalamaya çalıştık dizide. Kimsenin öne çıkma kaygısı yok. Konuk oyuncular canlılık katıyor diziye. Bazıları reyting için konuk oyuncu çağırır ama bizim konsept öyle ve şükür ki reytingimizde hiç düşüş olmadı. Bizim dizide başroller sevgili olur anlayışı yok.

Başka görmek istediğiniz konuk oyuncu var mı?

Sinan: Ben Cüneyt Arkın'ı istiyorum. Bülent Emin Yarar'ı istiyorum. Bir de Angelina Jolie. (Gülüşmeler)

Sezin: Ben varken gelemez. Gelirse bozulurum.

Sinan: Brad Pitt ile birlikte gelecek.

Sezin: Ha, o zaman olur. (Gülüşmeler) [email protected]

***

doktor01.jpg

Eşime 'Sen de gitme' demek isterdim

Sinan'ın oyunculukla ilgili Türkan Şoray kuralları var. Sizin için var mıdır peki kırmızı çizgiler?



Sezin: Kiminle çalıştığım önemlidir. Çünkü kolektif iş yapıyoruz. İnandığım sürece her şeyi yaparım.

Sinan: Benim Türkan Şoray kuralları kıyaslamaya neden oluyor diğer oyuncularla. Benim bir yapım var, gerektiği kadar oyuncu değilim bu anlamda. Ne gerekiyorsa yapmak zorundadır oyuncu, ama bir seçim hakkı vardır. Ben başından yapmayacaklarımı söyledim, geldi yapmadım, eleştiri aldım. Benim oyunculuktan ziyade doğal halim ön planda kalıyor, oyunculuğu çok kullanamıyorum bu anlamda.

'Sen de gitme' diyebileceğiniz kimler var?

Sezin: Dostlarım vardır. O da iki kişidir. (Gülüşmeler) Ben gitmesini istemedikten sonra giden olmadı. Ama git demek zorunda olduklarım çok oldu.

Sinan: Abi artık şöyle diyorum, bir gün herkes gider, ben gidersem geriye hiçbir şey kalmaz. 'Gitme' diye eşime söylemek isterim. Buradan eşime sesleniyorum ama gidiyor. (Gülüşmeler)

Gidenin geri dönüşünde aynı hisler oluyor mu?

Sinan: Ne derece sevdiğine bağlı. Ama giden aynı hisle döner mi o önemli. En acısı ölüm ayrılığı. Biz ölüme tevekkülle yaklaşmayı öğrendik. Ben babam için henüz ağlayamadım. Onun sahip olduğu makamla ilgili huzur duyuyorum. Yaşayanın geri dönmesini sağlayamamak daha büyük acıdır.

***

doktor02.jpg

Gazze için yola çıkacak yeni filonun gitmesine karşıyım

Haziran ayında Gazze'ye yine gemi gidecek. İlk gemide yer almıştın, tekrar gitmeyi düşünüyor musunuz Sinan Bey?

Sezin: O gemi gitmesin istiyorum ben. Çünkü daha önce gitti ve güzel şeyler olmadı.

Sinan: Çok güzel şeyler oldu. Ortadoğu'daki bütün bu hareketlenmenin tetikleyicisi olarak kabul ediliyor o gemi. Bu yeni çıkacak filonun gitmesine karşıyım açıkçası. Çünkü Filistin'de Hamas ile El-Fetih birleştiler. Dünya nezdinde de Obama'nın açıklamaları da bir sinyal. Yeni filonun yola çıkması Filistin'in yapmak istediği politikaya darbe vuracaktır inancını taşıyorum. Bu ilk gidişten çok farklı. İlk gidişin en büyük nedeni İsrail'in Gazze'ye büyük bir saldırı hazırlığı vardı. Dünyanın gözü Gazze'ye çevrilsin ve İsrail bu saldırıyı gerçekleştiremesin. O yüzden apar topar çıktı o gemi.

Sezin: Ülkemizde bir Kürt savaşı, eğitim sorunlarımız varken buraya gemi gitmesini anlamıyorum.

Sinan: Ayrıldığımız noktaya da geldik. (Gülüşmeler) Oraya da mı gemi gönderelim? Afrika'daki kabile savaşlarına parmak basmaya çalışan kabilelerle ilgilenen gönüllüler gittiği zaman alkışlıyoruz. Bu sınır tanımamakla ilgili. Ama dediğin gibi buraya da ilgi göstermek gerekir.

Sezin: Ama çatışma çıktı orada. Taraf'ta giden birinin röportajını okudum, böyle bir çatışmaya hazır bir haleti ruhiyede olduğunu hissettim. Bana tuhaf geldi şahsen.

Sinan: Doğru söylüyor. Gemide çatışmaya meyilli insanlar belirlendi ve olası bir müdahalede o insanların dışarı çıkmaması sağlandı. Ama indirme olmadan helikopterden açılan ateşlerle ölümler oldu ve büyük bir öfke oldu gemide. O öfkeyi engellemek için bile çok çağrı yapıldı gemide. Gazeteciler bile bizden daha canhıraş şekilde savundular yaşananları görünce. Bizim beklediğimiz pervanenin vurulması ve bizi limana çekmeleriydi. Biz görsel bir efekt sunacaktık sadece, yeleğimizle, maskelerimizle.

Sezin: Maske ve yelekle niye görsel efekt sunuluyor?

Sinan: Yelek dediğim turuncu can yelekleri ve gaz maskeleri...

Sezin: Haaa, öyle bir anlattın ki avcı gibi göründü birden. (Gülüşmeler)

Sinan: Akın Birdal vurulduğu zaman ben de oradaydım. Ona ilk kan verenlerden biriyimdir. Güzelliğine inandığım bir insanın yanında bulundum. Dünyanın neresinde olursa olsun bu insanlar koşarım. Orada bir polis geldi ve "Ben seni 1 Mayıs yürüyüşünden de hatırlıyorum" dedi. Hiç 1 Mayıs'a katılmamıştım, çok utandım ve ilk 1 Mayıs yürüyüşüne katıldım abi. (Gülüşmeler)

H. SALİH ZENGİN

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA