DR. AYŞEGÜL ÇORUHLU: "ORGANİK OLMASA BİLE DOMATES ŞEKERLİ KEK İLE KIYASLANAMAZ"
Olabildiğince doğal, işlenmemiş gıdalar tüketmeye özen gösterin. Organik olmasa bile bir domates, şekerli unlu bir kek ile kıyaslanamaz. Çocuklarımızı mümkün mertebe sağlıklı besinler ile doyurmalıyız

31 Temmuz 2017 Pazartesi 13:24
'Alkali Diyet', 'Tokuz ama Açız', 'Kuantum Beslenme' kitaplarının yazarı Biyokimya Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu, beslenme biçimlerimiz ile ilgili sorularımızı yanıtladı…
Son yıllarda, belki de son 10 yılda; neden beslenme, kilo, diyetler vb. bu kadar hayatımızın merkezine yerleşti?
Çünkü bilim ve teknoloji aynı anda ilerliyor. Teknoloji ilerledikçe, hızlı ve modern yaşam için vaktimiz olmayan bizlere hazır gıdalar sunuluyor.
Hazır gıda demek raftan al-tüket demek. Zahmetsiz. Ancak bunun karlı ve efektif olması için çok kişiye uzun süre ulaşabilir olması lazım. Teknoloji, gıdanın raf ömrünü uzatıyor, ancak bilim de raf ömrü uzamış gıdanın bizim ömrümüzü kısalttığını buluyor. Bunlar savaşıyor.
Bizler de diyet kavramını öğreniyoruz.
Aslında beslenme şekillerimiz ile (plaza hayatı, fast food, hormonlar, soyalar vb.) hepimizin kanser olmaması bir mucize mi?
Mucize olup olmadığı daha ileride anlaşılacak. Çünkü 30-40'lı yaşlarda kötü beslenmenin etkileri kilo-diyabet-tiroid vs. gibi göreceli olarak daha hafif hastalıklarla kendini belli eder. İleri yaşlarda ise, kötü seçimlerimiz maalesef bu kötü hastalığa yatırım yapıyor.
İŞLENMEMİŞ GIDA KULLANIN
Çevremizde bebeği olan insanlar, organik beslenme şekline geçtiklerini düşünüyor; köyden tereyağı, ev yoğurdu vb. getirtmeye çalışıyorlar bebeklerine. Bu ne kadar etkili?
Elbette imkan oldukça doğala yakın beslenmek gerek. Keşke hepimiz için mümkün olsa. Olabildiğince doğal, işlenmemiş gıdalar kullanalım. Organik olmasa da bir domates; şekerli-unlu bir kek ile kıyaslanamaz. Mümkün mertebe sağlıklı besinlerle kendimizi ve çocuklarımızı dolduralım.
Ambalaja girmiş hiçbir şeyin organik olduğuna inanmıyorum, illa ki koruyucu madde içerdiği aklıma geliyor; biz nasıl besleneceğiz?
Manavlar, pazarlar; sebze-meyveyle dolu. Baharatlar, kuruyemişler, baklagiller ne güne duruyor. Balık var. Ülkemiz Akdeniz mutfağının en özel örneği, bin tür ot yemeği barındırıyor.
Pilavımızı evde yaptık, zeytinyağlı sebze yemeğimiz, salatamız da var soframızda ama yanında dışarıdan alınmış yoğurt, kavanozda turşu vb. ile evde yaptığımız yemeklerin anlamı kalmıyor mu bu durumda? Etkisi sıfırlanıyor mu?
Her ürünün daha doğal üretilmişi var. Araştırılıp bulunabilir.
Kuantum beslenme nedir?
Beslenme bir bilim olarak ele alındıkça, bilimin ilerlemesi bu konuda da yeni bilgiler olarak kendini gösterir. Beslenme artık sadece yediğimizdeki kalori hesaplarından, protein yağ oranlarından ibaret değildir. Artık beslenme, yediklerimizin sindirilip hücre içine girdikten sonra, orada ne gibi işlemlerden geçtiği konularını içerir. Bu açıdan bakılınca beslenme bilimi, artık atom altı seviyede enerji elde etme işlemlerini içeren hücreler ve hücrelerin içindeki enerji motorları mitokondriler açısından ele alınır. Atom altı seviyeden bahsedince de işin içine kuantum biyolojisi girer.
Mitokondrilerin vücudumuz için öneminden bahsedebilir misiniz?
Bahsedilen hücre içi enerji üretim yeri mitokondrilerdir. Tüm hücrelerde binlerce sayıda olan bu küçük enerji fabrikaları; bizim motorlarımız, bizim pillerimizdir. Mitokondrilere enerji üretimi olmadan hayatta kalamayız. Tüm büyük küçük fonksiyonlarımız mitokondrilerden gelen enerjiyle sağlanır. Biz, mitokondri enerjimize bağımlı yaşayan canlılarız.
Hastalıklarımızın mitokondrilerde nasıl başladığı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Enerji olmadan iş olmaz. Her türlü organ hücrelerden oluşur; cilt, böbrek, kalp vs. bu organların işleri ancak o organ hücrelerinde yeterli enerji üretilirse olur. Eskiyen ve iyi çalışmayan hücrelerin yenilenmesi kararı da mitokondrilerce verilir. Yani mitokondri iyi çalışmazsa ne iş tam olur, ne yenilenme. Önce mitokondrisi bozulan hücrelerden oluşan organlar, sonra o organların desteklediği diğer vücut sistemleri bozulur. Hastalık budur.
Hangi besinler mitokondrilerimize yarar, hangileri yaramaz?
Sağlıksız olduğunu bildiğimiz tüm besinler temelde mitokondrinin enerjiye çevirmeye çalışırken çok artık üretmek zorunda kaldığı besinlerdir.
Un, şeker, işlenmiş, kızarmış ağır hayvansal gıda, alkol vb. pek çok sağlıksız besin var. Bunlar besinden çok bir tür mitokondri çöpüdür.
AZ PİŞMİŞ VE SEBZE AĞIRLIKLI YİYİN
Türk mutfağı mitokondrilerimiz için uygun mu? Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmeli miyiz?
Akdeniz beslenmesi sağlıklıdır. Ancak eski usul ağır anne yemekleri pek uygun değil. Az pişmiş ve sebze ağırlıklı yemek işin temelidir.
Bu beslenme şeklinin hastalıksız ve çok uzun bir ömrün garantisi olduğunu belirtiyor, "Hastalanmayı ve yaşlanmayı kabul etmemeliyiz, ertelemek bizim elimizde" diyorsunuz... Bunu sadece beslenme ile yapamayız değil mi? Başka nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Bu uzun bir listedir. Arabada emniyet kemeri takmak da bu listededir. Ancak en önemli başlıkları; doğru beslenme, stresle baş etme, doğru nefes alma, gevşeme teknikleri kullanma, doğayla iç içe olmaya vakit ayırma ve uyku olarak sıralayabiliriz.
SAMİMİYETSİZ İNSANLARDAN UZAK DURURUM
Siz nasıl bir hayat sürüyorsunuz? Olmazsa olmazlarınız, asla yapmayacaklarınız nedir?
Ben bir hekim olarak arkasında olduğum şekilde yaşamaya özen gösteriyorum. Meditasyon, doğada olmak, 23.00'de uyumak, çiğ ve bitkisel ağırlıklı beslenmek, akşam yemeğimi çok çok erken saatte noktalamak, lokmaları çok çiğnemek, vitamin desteği almak (ağızdan, ciltten sürerek, dil altından ve damardan), işlenmiş yememek; genel prensiplerim. Yaşam şekli olarak sosyal hayatta ilk kuralım; olduğu gibi olmayan insanlardan uzak durmak. Altyazı okuyabilmem sebebiyle samimiyetsizlik beni en çok rahatsız eden şeydir.
EVE GELEN YEMEKLER SADECE ŞIMARIKLIK
Herkesin metabolizması birbirinden farklı… Yaşam koçlarını ve onların insanların evlerine gönderdikleri yiyecekleri ve bu düzeni nasıl buluyorsunuz?
Yaşam koçları, diyetisyenler, spor hocaları, eve yemek gönderen restoranlar vs. bunların hiçbirini suçlu bulmuyorum. Bu ihtiyacı yaratan, talep eden kısmı da suçlu bulmuyorum. Ama akıllarını kullanamadıkları ve tembellik ettikleri için onlar için biraz üzülüyorum. Bunca bilgi bolluğuna rağmen, bir kafede otururken, yanda tatlı ısmarlayıp afiyetle yiyen oldukça eğitimli insanların aralarında 'Ya insülin rezistansı diye bir şey varmış, bende yok; demek ki istediğim kadar tatlı yerim, zaten kilom da yok' sohbetini ben kendi kendime açıklayamıyorum. Eğitimli olmalarına rağmen bu kıt anlayışta olmak insanoğlunun güdülme ihtiyacı ile ilgili olabilir mi? Eve gelen o yemekler, alınan yemek mönü listeleri falan sadece tembellik, şımarıklık, kafayı kuma gömme gibi geliyor.
Umuyorum ki sağlıklı beslenme denen konunu bunca abartılmasının altındaki meselenin, insanların yaptıklarının sorumluluklarını almamak olduğu anlaşılacak. Sağlığına, bir gol yemeden ayılan insanların artacağını umuyorum.
Didem SEYMEN
Türkiye Diyanet Vakfı, Nijerya'da 300 kişinin katarakt ameliyatını yaptırdıTürkiye Diyanet Vakfı (TDV), Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da Türk hayırseverlerin desteğiyle 300 kişinin katarakt ameliyatını yaptırdı.23 Aralık 2025 Salı 18:28DÜNYADA SAĞLIK
TBMM Engellilerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu toplandıDünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı ve sanatçı Metin Şentürk: "Öğrencilik zamanında battaniyeyi üstüme çeker ağlardım. Daha sonra bir ses 'Senden bir şey olur' dedi.23 Aralık 2025 Salı 18:23ENGELSİZ HABERLER
Van'da bir yılda yaklaşık 800 kişinin sigarayı bırakması sağlandıVan'da bu yıl sigara bırakma polikliniklerine başvuran 2 bin 614 kişiden yaklaşık 800'ünün sigarayı bırakması sağlandı.23 Aralık 2025 Salı 17:03SAĞLIK BAKANLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2025 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni"nde konuştu: (1)Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hem bilimdeki güncel gelişmeleri anbean takip etmek, bunları özümsemek ve içselleştirmek, hem de milli kimliğimize münhasır fikir ve eserlerle geleceğimizi inşa etmek zorundayız." dedi.23 Aralık 2025 Salı 16:18BASIN HABERLERİ
İsrail'in Gazze'ye saldırılarında can kaybı 70 bin 942'ye yükseldiİsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 5 artarak 70 bin 942'ye yükseldi.23 Aralık 2025 Salı 16:08BASIN HABERLERİ
Gaziantep'te tehdit edilen hemşire LÖSEV'e bağış şartıyla uzlaştıGaziantep'in Nizip ilçesinde tehdit edilen hemşire, karşı tarafla Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfına (LÖSEV) bağış şartıyla uzlaştı.23 Aralık 2025 Salı 15:53BASIN HABERLERİ
Bartın'da "Hastalıklarda Antibiyotiklerin Etkisiz Kaldığı Bir Dünyaya Ne Kadar Hazırız?" söyleşisi düzenlendiBartın Üniversitesi'nde (BARÜ) gerçekleştirilen "Bilim Kafe" etkinliğinde antibiyotik direncinin nedenleri, sonuçları ve çözüm yolları anlatıldı.23 Aralık 2025 Salı 15:13ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ
İncesu'da sağlık personeli palyaço kostümüyle çocuklara işitme tarama testi yapıyorKayseri'nin İncesu ilçesinde sağlık personeli palyaço kostümüyle ilkokullardaki çocuklara işitme tarama testi yapıyor.23 Aralık 2025 Salı 14:53SAĞLIK BAKANLIĞI
"Yenidoğan çetesi" davasında sanıkların yargılanmasına devam ediliyorİstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 13'ü tutuklu 63 sanığın yargılandığı davanın 34. duruşması başladı.23 Aralık 2025 Salı 14:23BASIN HABERLERİ
Kayseri'de "Bilimsel Basamak Eğitimi" düzenlendiKayseri Bilim Merkezi'nde, "Bilimsel Basamak Eğitimi" konulu program düzenlendi.23 Aralık 2025 Salı 12:33BASIN HABERLERİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel










