KRONİK DÜŞÜK DERECELİ İLTİHAPLANMAYA DİKKAT
Denizli Özel Egekent Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İhsan Alur, kronik düşük dereceli iltihaplanmaya dikkat çekti.
23 Ocak 2024 Salı 12:28
Denizli Özel Egekent Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İhsan Alur, kronik düşük dereceli iltihaplanmaya dikkat çekti.
Kronik düşük dereceli iltihaplanma konusunda önemli bilgiler veren Op. Dr. İhsan Alur, "Enflamasyon (iltihaplanma), insan vücudunda bağışıklık sistemi için gerekli olan, hasarlı dokuların onarılmasına ve zararlı etkenlerin ortadan kaldırılmasına hizmet eden bir bağışıklık savunma tepkisidir. Ancak bu yanıt kronikleşip kalıcı hale geldiğinde bağışıklık sistemi hücrelerinin artmasına ve dokularda faydadan çok zarara neden olur. Eğer bağışıklık sistemi normal çalışırsa doku onarımı veya zararlı etkenlerden olan bakteri, virüs, parazit, mantar, kanser hücresi ve kanser metastazının ortadan kaldırılmasından sonra bu enflamasyon (iltihaplanma) süreci misyonunu tamamlayıp kendini sonlandırır. Bu durumda enflamasyon faydalı rolünü oynamış olur. Ancak herhangi bir nedenle bu iltihaplanma sonlanmayıp düşük yoğunluklu olarak devam ederse yani kronikleşirse bu durumda bazı zararlı sonuçlara yol açacaktır. İşte iltihaplanmanın sonlanmayıp düşük yoğunluklu olarak devam etmesine kronik düşük dereceli enflamasyon denir" dedi.
Dr. İhsan Alur KDDE durumunu, "İnsan vücudundaki denge durumunu bozar, metabolik işlevlerde bozulmaya yol açarak kanser, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi çok çeşitli bulaşıcı olmayan hastalıkların gelişimini tetikleyebilir. Mevcut kanıtlar, bulaşıcı olmayan hastalıkların gelişimi için değiştirilebilir davranışsal risk faktörleri arasında artık diyetin de olduğunu vurgulamaktadır" diye açıkladı.
Fastfood tüketimi risk oluşturuyor
Fast food tüketiminin zararlarına da değinen Alur, "Son yıllarda, dünya çapında ultra işlenmiş gıdaların (UPF) artan tüketimine (fastfood) özellikle dikkat edilmektedir. Aşırı lezzetli, uygun fiyatlı ve yemeye hazır olmasıyla (fastfood) karakterize edilen UPF, besinsel terkipleri nedeniyle diyet kalitesinin kötüleşmesine yol açmıştır ve diyetle ilişkili hastalıklar için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Son bilimsel araştırmalar, UPF tüketiminin düşük dereceli iltihaplanmayı teşvik edip edemeyeceğini ve dolayısıyla bulaşıcı olmayan hastalıkların gelişimini destekleyip desteklemeyeceğini araştırmaya odaklanmıştır. Ortaya çıkan kanıtlar, UPF tüketiminin olumsuz etkilerini yalnızca UPF açısından zengin bir diyetin sağladığı besinlere değil, aynı zamanda besleyici olmayan bileşenlere ve bunların bağırsaklarımızda bulunan yararlı bakteriler üzerindeki etkisini de kapsamaktadır. İltihabi yanıt, zararlı etkenleri ortadan kaldırarak ve hasarlı dokuların onarımını teşvik ederek konakçıyı virüsler, bakteriler, toksinler, enfeksiyonlar ve kanser hücreleri gibi zararlı uyaranlardan koruyan, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin bir savunma mekanizmasıdır. KDDE, damarlarda yağlanma ve pıhtı oluşumuna dahil olması nedeniyle kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde de önemli bir rol oynar ve anormal sayıda hücre artışını teşvik ederek, kontrollü hücre ölümünü azaltarak ve anjiyogenez ve metastazı artırarak farklı kanser türlerinin ilerlemesini destekleyebilir" dedi.
"Sağlıklı beslenme iltihap önleyici etki ediyor"
Sağlıklı beslenme zincirinin yararlarına da değinen Alur, "Enflamasyon süreçlerini etkileyen potansiyel besin birleşikleri arasında makro ve mikro besinler, polifenoller gibi biyoaktif moleküller ve özelleşmiş gıda bileşenleri yer alır. Genel olarak, yüksek sebze, meyve ve tam tahıl tüketimi, orta düzeyde baklagil ve balık tüketimi ve düşük kırmızı et tüketimi içeren bitki bazlı beslenme kalıpları, daha büyük bir anti-inflamatuar (iltihap önleyici) potansiyel ile ilişkilendirilmiştir. Bunlar, genellikle minimum düzeyde işlenmiş veya işlenmemiş gıdalara dayanan, "Akdeniz diyeti" (ağırlıklı olarak sebzenin ve yağ olarak zeytinyağının kullanıldığı diyet tipi şeklinde açıklanabilir. Temel ögeleri arasında kepekli tahıllar, sebze meyve, deniz mahsulleri, fındık ceviz gibi kuruyemişler, baklagiller ve zeytinyağı bulunur) veya "İskandinav diyeti" (genel olarak orman meyveleri, elma, armut gibi meyvelerin; kök sebzeler, turpgiller, patatesler, lahana gibi sebzelerin, tahıl olarak tam tahılların ve çavdar ekmeğinin, yüksek miktarda balığın; az yağlı süt ürünlerinin ve yağ kaynağı olarak kanola yağının tüketimine odaklanır) gibi çeşitli geleneksel sağlıklı diyetleri içerir. İltihaplanmayı teşvik eden diyet faktörleri, Batı diyet modellerinde yüksek seviyelerde bulunan oksitlenmiş lipitler, doymuş yağ asitleri (SFA'lar) ve trans yağ asitleridir. Yüksek kalorili alım ve yüksek miktarda tatlı, rafine tahıl, kırmızı ve işlenmiş et, atıştırmalık ve şekerli içecek tüketimi ile karakterize edilen bu beslenme modeli, artan iltihaplanma potansiyeli ile ilişkilendirilmiştir. En yaygın olarak tüketilen UPF'ler arasında yumuşak ve şekerli içecekler, işlenmiş ekmek, rafine kahvaltılık gevrekler, şekerleme ürünleri, önceden paketlenmiş soslar, ısıtılmaya hazır yemekler ve işlenmiş et ürünleri yer alır. Çoğu UPF, ilave şekerler, doymuş ve trans yağ asitleri ve sodyum açısından yüksek, protein, lif ve potasyum, magnezyum, C vitamini, D vitamini, çinko, fosfor, B12 vitamini ve niasin gibi bazı mikro besinler açısından düşük, enerji açısından yoğun ürünlerdir. Nihai ürünü daha lezzetli, daha iyi duyusal niteliklere sahip ve daha uzun raf ömrüne sahip hale getirmek için sıklıkla katkı maddeleri eklenir. UPF üretiminde yaygın olarak kullanılan katkı maddeleri arasında tatlandırıcılar, emülgatörler, siklamat veya stevia türevi birleşikler gibi tatlandırıcılar yer alır. Hem besin içeriklerinin sağlık aleyhine olması hem de bir sürü katkı maddesi içermeleri ultra işlenmiş gıdaların (UFP) vücudumuzda iltihaplanmayı tetikleyip birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Ülkemizin Akdeniz Bölgesi'nde bulunması ve tarım açısından bereketli topraklara sahip olmamız nedeniyle "Akdeniz diyeti" ile beslenmeyi ve iltihaplanmayı tetikleyen işlenmiş gıdalardan uzak durmayı gerektirmektedir. Burada anne ve babalara önemli bir görev düşmektedir. Çocukları ve gençleri iltihaplanmayı tetikleyen işlenmiş gıdalardan uzak durmaları gerektiği ve dolayısıyla kronik düşük dereceli enflamasyondan (KDDE) kendimizi korumamız gerektiğini anlatmalıyız. KDDE'dan kendimizi koruyabilirsek kanser, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi, felç (inme), bacak damar tıkanıklığı ve daha birçok hastalıktan da korunmuş olacağımızı bilmek gerekir. Unutulmamalıdır ki Batı tipi beslenme modeli (ultra işlenmiş gıdalardan zengin kalorisi yüksek, faydalı bileşenleri az olan beslenme) bizim genetik kodlarımızda olmayan ve hatta çoğu zaman damak tadımıza uymayan bir beslenme modelidir. Bu beslenme modelinden özellikle çocukları ve gençleri uzak tutmak önemli bir konudur" diyerek cümlelerini sonlandırdı.
- Yoğun bakım hastalarının hem hemşiresi hem de yakını oluyorlarAtatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesindeki yoğun bakım ünitelerinde görev yapan hemşireler, hastalarının hem medikal hem de kişisel bakımıyla ilgileniyor, bilinci açık hastalara yakınlarının yokluğunu hissettirmemeye çalışıyor.13 Mayıs 2024 Pazartesi 12:53BASIN HABERLERİ
- İngiltere’de İşitme Engelli Bebek Gen Tedavisiyle Duymaya Başladıİngiltere'de doğuştan işitme engelli olan 18 aylık bir bebek, gen tedavisi yöntemi ile işitme cihazı olmadan duymaya başladı.13 Mayıs 2024 Pazartesi 12:43DÜNYADA SAĞLIK
- ’Bebeğinizle Doğru İletişimle Bağ Kurabilirsiniz’Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Karakullukcu Çebi, "Anne ve bebeğin güvenli olarak bağlanmasının, çocukların gelecek dönemlerindeki...13 Mayıs 2024 Pazartesi 12:43ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
- Sedye İle Geldikleri Hastaneden Yaklaşık 1 Yıl Sonra Yürüyerek ÇıktılarDepremde bulundukları bina yıkılan ve enkaz altından saatler sonra kurtarılan anne ve kız, ANKA'da gerçekleştirilen başarılı operasyonlarla tekrar yürüyebilmenin...13 Mayıs 2024 Pazartesi 12:33ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ
- Türkiye’de İlk Kez Uygulanan Yöntemle Buzağı Ölümleri Yüzde 60’tan Yüzde 20’lere GerilediTarım ve hayvancılığın önemli merkezlerinden biri olan Yozgat'ta, buzağı ölümlerinin önüne geçmek amacıyla hayata geçirilen "Erken Teşhis ile Buzağılar...13 Mayıs 2024 Pazartesi 12:18BASIN HABERLERİ
- Kale: “Hemşire Göçü Önemli Bir Konu”12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası nedeniyle, Türk Hemşireler Derneği Erzurum Şubesi'nce bir anma programı düzenledi.13 Mayıs 2024 Pazartesi 12:18BASIN HABERLERİ
- İkiziyle tedavi gördüğü serviste yenidoğan hemşireliği yapıyorTrabzon'da ikiziyle prematüre olarak tedavi gördüğü hastanede 8 yıldır yenidoğan hemşireliği yapan Meral Topal, erken doğan bebekleri sağlıklarına kavuşturmak için çalışıyor.13 Mayıs 2024 Pazartesi 11:53DİĞER HABERLER
- MHRS'de "Onaylı Randevu Dönemi" kurallara uyan hastaları memnun ettiMerkezi Hekim Randevu Sisteminde (MHRS) "Onaylı Randevu"ya geçilmesi hastalarda memnuniyet oluşturdu.13 Mayıs 2024 Pazartesi 11:48SAĞLIK BAKANLIĞI
- “Uyku Apnesi Olanlarda Trafik Kazası Riski 3 Kat Fazla”Uyku bozukluğu sonucu gelişen trafik kazalarında ölüm oranının yüzde 11.4, diğer sebeplerle olan kazalarda ise ölüm oranının yüzde 5.6 bulunduğuna...13 Mayıs 2024 Pazartesi 11:43NÖROLOJİ
- Hemşeriler Haftası KutlandıÖzel Hayat Hastanesi hemşireleri, 12-18 Mayıs Hemşireler Haftası çerçevesinde düzenlenen programda bir araya geldi.13 Mayıs 2024 Pazartesi 11:38DİĞER HABERLER
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel