GSS ve Sorumluluklarımız

Dr. Feza Şen

1960 Anayasası ile sosyal güvenlik kavramı ve sağlığın bireysel hak olduğu belirlenmiş ve GSS ile ilgili ilk çalışmalar 1967 yılında, 30.Cumhuriyet Hükümetinin verdiği yasa tasarısı ile başlamıştır.

· 1982 Anayasası ile de Devletin sağlık hizmetinin planlanması, sunulması ve nitelemesi görevi tek elden Sağlık Bakanlığı’na verilmiştir. 56.maddede ise Genel Sağlık Sigortası kurabilir denilmektedir.

· İnsan hakları; “Sağlık yaşama hakkıdır” diyerek sağlık hakkını tanımlamıştır. 
· Toplumsal ihtiyaçların karşılanması görevini üstlenen sosyal devletin ilk görevi de sağlıktır. 
· İnsanın sağlığı; en zengin kişide bile sahip olduğu bütün mali mülkiyetlerinden daha değerlidir.

Öyleyse artık GSS gerekliliği tartışılmamalıdır. Ve;

· Paydaşlara düşen ise, ülkemizde 50 yıldır tartışılan ve 01.Ekim.2008 de yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası’nı sürdürülebilir yapmak için, varsa eksikliklerini yapıcı yaklaşımlarla müzakere etmektir….

GSS istemeyen bir kamu otoritesi, hasta, sağlık sunucusu, politika yapıcı olur mu? Tabi ki olmaz…Doğru tektir….    Paydaşlar kimdir ???

Sistemi planlayan, fonlayan ve denetleyen kamu otoritesi ile birlikte, çıktıyı kullanan hastalar, kamu ve özel mülkiyete sahip sunucular, sistemde hizmet eden hekimler başta olmak üzere tüm sağlık mensupları, tedarikçiler, ithalatçılar, sisteme finans sağlayan kurumlar olmak üzere ürün değer zincirinde yer alan herkes paydaştır.

Paydaşların fert olarak herhangi bir zamanda sağlık ihtiyacı olmaması mümkün müdür ?

Eksik sağlık hizmeti sonrası oluşan menfi sonuçların kader diye tanımlanması, gücü olanların sağlığa kolay kavuştuğu, olmayanların ise peynirini sütünü yediği azığı hediye getirerek sağlığa kolay kavuşması; GSS ile insani koşullara gelecektir.

Öyleyse artık yapıcı yaklaşımlarla Genel Sağlık Sigortası’nı ileriye götürmek misyonumuzdur.

 

Yapılan çalışmalarda; 2012 yılında 65 yaş üstü nüfusun, 0-64 yaş arası toplam nüfusa oranın %7'ye, 2039 yılında da %14'e çıkacağı öngörülmektedir.  

Yaşlı nüfusun, toplam nüfus içindeki payının %7'den %14'e ulaşması Fransa'da 115 yıl, Batı Almanya'da ve İngiltere'de 45 yıl, ABD' de 75 yıl sürmüşken, Türkiye' de bu orana 27 yılda ulaşılacaktır. Demek ki bu kritik 25 yıl önemlidir. Çünkü bu evrede çalışan kayıtlı nüfus artacak, daha sonra bağımlı nüfus artmaya başlayacaktır. Dolayısıyla sosyal giderlerin artacağı gerçeği unutulmamalıdır. Bu demografik fırsattır. Öyleyse zaman sosyal reform ve GSS için en uygun zamandır.

 
  • Finansal Risk Korunması

Özel sağlık kurumlarında ödenecek hasta farklarının % 30 u aşmaması, acil hizmetler için yapılan başvurularda fark ücret almadan hizmet sunulması ve acil haller haricinde hayati önemi olan yoğun bakım gibi sağlık hizmetlerinin fark ücretsiz tanımlanması da buna örnektir. Katkısı olanlara ülke teşekkür borçlu olacaktır. Ama kamunun sunuculardan hizmet aldığı fiyatları reel olarak maliyet analizine dayalı yapmadığı zaman bir süre sonra özel sunucular hayatta olacak mıdır  ??? Orası belli değildir !!!   Buradaki kritik konu, kamu tarafından belirlenen bütçe ödeme talimatındaki sağlık hizmet fiyatları oluşturulurken hekim emeğinin hesaba katılmamasıdır. Özel sağlık kurumlarından yoğun hizmet alımı başlamadan önce, hekim maaşlarının kamuda genel bütçeden maaş olarak ödenmesinden dolayı, kamu otoritesi hizmet fiyatlarını belirlerken hesaba hekim emeğini katmamıştır. Halen aynı mantıkla belirlenen fiyatlar geçerlidir.

 
  • GSS Finansman Yapısı İyi Değerlendirilmelidir…

Sistem primler, vergiler ve hasta katkılarından finanse edilecekse aslında sistemin tamamını finanse eden vatandaşlardır. Primi de ödeyen onlardır, vergileri de ödeyen onlardır. Ve sosyal güvenlik sistemlerinde temel insandır. En iyisini ve hak ettiklerini almak haklarıdır.

 

GSS’de  Özel Sağlık Sektörü Dışlanabilir mi ?

DSÖ üyelerinin Haziran 2008 de Estonya’da imzaladıkları Tallinn Anlaşmasında “Her ülkenin siyasi ve kurumsal yapısı çerçevesindeki sağlık sistemi; sağlığı geliştirmek, korumak ve yeniden yapılandırmakla görevli kamu ve özel sektör kuruluşları, kurumlar ve kaynaklar bütünüdür.” diyerek Uluslararası sağlık otoriteleri de özel sağlık kuruluşlarının önemini belirtmektedir. Tarafların birlikte onayları ile merkezi sağlık planlaması yapılmalıdır.

 

·         Sağlık Giderleri Artışı…

Dünyada sağlık harcamaları 1960 ile 2000 yılları arasında 3 kat artarken ülkemizde 16 yılda 8,45 kat artmıştır. Sistemde giderlerin getireceği baskı ile alınacak kararların, sağlık sonuçlarına getirebileceği menfi etki iyi öngörülebilmelidir.

Yapılacak yatırımlar ileriye dönük öngörülerle planlanmalı; hizmet fiyatları kısa vadeli yaklaşımlar ile değerlendirilerek, yapılacak geliştirici yatırımların önü kapanmamalıdır. Bugün tartıştığımız hekim eksiği gibi konular yıllar sonra sunucu sayısında eksiklerimiz olarak karşımıza çıkmasın.

 

·         Sevk Zinciri ve Aile Hekimliği

GSS uygulamalarında sevk zinciri, giderlerin kontrolünde de önemlidir. Mutlaka olmalıdır.

Ama sevk zincirine geçiş de bir zaman dilimine bırakılmalıdır.

Ülkemizde bireyi merkeze alan tedavi edici sağlık hizmeti kültürü oluşmuş,  vatandaşlarımıza yıllarca her hastane kapısı popülist yaklaşımlarla açılmış ve beklentiler bu yönde oluşmuşken, hızlı bir geçiş hasta beklentilerini karşılayamaz ise ne olacaktır?

Ödeme gücü olanlar, kendi istekleri ile ilgili uzman hekime başvuramayacak mıdır ?

 

·         Sağlık Giderleri İçinde İlaç ve Tedavi Hizmet Gideri Ayrı Tanımlanmalıdır.

5510 sayılı kanunun 62 maddesinde GSS,;sigortalı için hak, kurum içinse yükümlülük diye tanımlıdır.

İlaç tüm vatandaşların erişimine açık olmalıdır. Tedaviye erişim ise hakkaniyet içermelidir. Gücü olanlar, isteği ile, ödemesini kendileri yapmak ve kamuya yük oluşturmamak koşulu ile, hekim seçme özgürlüğünü kullanabilmelidir. Böylece muhtaç olanların sağlığa erişimleri sırasında da uzayan kuyruklar azalacaktır. GSS uygulamasında aile hekiminden sevk almadan 2. basamak kuruluşlardan hizmet alan hastaların tedavi giderleri hariç ilaç giderleri kamu tarafından karşılanmalıdır.Örneğin gece 40 dereceli ateşli çocuğu olan aile reisinin iradesi dahilinde hastasını istediği kuruma götürme yaklaşımı engellenmemelidir. Bu uygulama kısa vadede aile hekimi ile hasta arasındaki sevk nedenli tartışmaların önüne geçecektir.

Aile hekimliği başlamayan illerde de 1. basamaktan sevk almadan 2. basamak sağlık kurumlarına başvurularda hastadan alınacak fark ücreti tavanı % 100 olarak belirlenmeli ve sevk uygulamasını teşvik edici olmalıdır.

 

·         Hizmet Sonrası Geri Ödeme Kuralları Netleştirilmelidir.

Sağlık sunucusunun yaptığı hizmet sonrası bedelini almak için geri ödeme kurumunda evrağın incelenmesi yaklaşık 50 gün sonra başlamaktadır. Verdiği hizmetten dolayı sağlık sunucusunun ücretinin kesilmesi ile tartışmalar derinleşeceği için fatura denetimlerinde kolaylık sağlaması için ortak dil geliştirilmelidir.

 

·         Acil Hizmetler ve Sürdürülebilirlik

Acil hizmetlerin kamu ve sözleşmeli ya da sözleşmesiz tüm özel sağlık kurumlarında verilmesi zorunluluğu önemlidir. Ve hakkaniyetlidir.

Acil durumlarda hastaların başka sağlık kurumlarına sevk edilmesinin düzenlemesi 112 Komuta Kontrol Merkezleri’ne bırakılmaktadır. Bu aşamada kritik olan hekim sayısıdır. Hekimler, acil vakalarda belediye sınırları bazında özel kamu olarak ayrışım yapılmadan ortak nöbet sistemi ile yönetilecek midir ?? Bir sağlık kurumunda provizyonu açılan hastanın diğer bir sağlık kurumuna başvurularında tekrar provizyon açılamayacağı için acil olarak mı algılanacaktır ???

 
  • 2. Basamakta Ücretsiz Sağlık Hizmeti Yok

GSS ile yeni bir dönem başladı. Ve 1. basamak sağlık hizmetleri ve Aile Hekimliği uygulamaları hariç olmak üzere 2.basamak sağlık kurumlarına başvuran vatandaşların tamamı sağlık kuruluşu türüne göre değişen oranda katkı payı ödeyecektir. Katkı payı uygulamaları, kullanıcıların sistemi denetlemesini sağlar, gereksiz kullanımı azaltır ve suiistimaller açısından önemlidir. Katkı payı da sunucular arasında ve basamak zinciri ile çelişmeden belirlenmeli ve özel sağlık sunucularında olan 10 YTL bulunduğu basamaktaki eşdeğeri ile eşit seviyeye  getirilmelidir.

 
  • İşlem Tekrarı İçin Sınırlama

Giderlerin azaltılması adına önemlidir. İnvazif kardiolojik girişimlerde sonuçların menfi çıkması halinde, girişim öncesinde yapılan ön tetkiklerin müspet olması durumunda yapılan işlemin ödenebilmesinin  tanımlanması giderleri azaltır.

İşlem tekrar süresi ile birlikte hasta güvenliği önemsenmeli ve malpractis oluşturacak uygulamaların önüne geçmek için, oluşması halinde verilecek cezai yaptırımlar netleştirilmelidir.

 
  • Müşterek Sorumluluk ve Medulla Kayıtları

Kanun ile sağlık sunucuları tarafından yapılan suiistimallerde işlemi yapan hekimin ve karne sahibinin müştereken sorumluluğu da önemlidir. Tarafların itinalı davranmalarına sebep olacaktır. En büyük yardımcı ise, ülkede yaşayanların tüm sağlık bilgilerini barındıracak bireysel akıllı sağlık kartları ile Medulla programındaki tüm bilgilerin taraflara gerektiğinde eş zamanlı gösterilmesidir.

 

Paydaşlar olarak sorumluluklarımızın bilincinde, hem daha kapsamlı zorunlu teminat paketi içeriği hem de ekonomik olan Genel Sağlık Sigortası uygulamalarının geliştirilmesi, sistemin sürdürülebilmesi ve  prim gelirleri ile finanse edilebilecek sağlık giderleri oluşması temennimizdir.

Sağlıklı Günler

 
Dr. Feza Şen
Sağlık Yönetim MBA
Bursa Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri
Sağlık İşletmecisi
0 532 2778827-- fezasen@megamed.org
Sağlık Aktuel /   www.saglikaktuel.com
Sağlığın Ritmi Programı / www.linetvr.com
NOT: Görüşlerinizi ve iletişim bilgilerinizi mail atmanızı rica ederim.