Sağlık bütçesinin bir tüketim bütçesi olduğu unutulmamalıdır

Prof.Dr. Paşa Göktaş

Avrupa Ülkeleri Krizle Boğuşuyor

            Bilindiği gibi, son dönemde birçok Avrupa ülkesinde global finansal krizin etkileri sürüyor. Yunanistan’ dan sonra İrlanda, Portekiz ve şimdi de İspanya sırada. Hatta İtalya, Fransa ve İngiltere’ nin de ciddi sorunları olduğu ve önümüzdeki dönemde problemler yaşayacağı belirtiliyor.

 

         Problemin Nedeni: Ürettiğinden Çok Tüketmek

            Tüm bu problemlerin ana nedeni, ürettiğinden daha fazlasını tüketmektir. Belirtilen ülkelerin genel karakteri, tüketim ve paylaşımı fazlaca abartmaları, üretimi ihmal etmeleridir. Böyle olunca da, yüksek bütçe açığı ve yüksek cari açıklar oluşmaktadır. Oluşan açıklar, borçlanmayla kapatılmaktadır. Bir süre sonra borçlar iyice yükselince, döndürülemez hale gelmekte ve kriz oluşmaktadır.

         Gerçekte yenilen, tüketilen ve paylaşılan başkalarının parasıdır.

         Böyle bir sistemin sürmeyeceği açıktır. Nitekim de sürmüyor ve acı reçeteler peşpeşe geliyor.

 

         Bizim Ekonomimizde Durum

            Bütçe açığımız kabul edilebilir düzeyde deniyor. Yıllık 30-50 milyar TL arasında seyrediyor.

         Asıl problemimiz, cari açıktır. Yani ithalatımız, ihracatımızdan yılda 40-50 milyar USD (60-75 milyar TL) daha fazladır.

         Bunun da önemli bir kısmını sıcak para denilen gel-git para ile kapatıyoruz.

         Sıcak para kaypaktır. Ürkünce kaçıyor. Herhangi bir siyasal, ekonomik, bölgesel ya da küresel krizde kaçınca problem oluşuyor. Tüm dengeler alt-üst oluyor.

         Türkiye’ nin bu riski her zaman vardır.

 

         O Halde Ne Yapmak Gerekir ?

            Üretimi artırmak, tüketimi de ölçülü tutmak gerekir. Olabildiğince başkalarının parasıyla, borç parayla yaşamamak gerekir. Akılcı ve onurlu politikalar, ülkeler ve insanlar bu yolu izlerler.

 

         Sağlık Politikamız Bu İlkeye Uyuyor Mu ?

            Maalesef uyduğunu söylemek oldukça zor.

         Sağlıkta dönüşüm programının çoğu uygulaması doğrudur ve yerine getirilmelidir. Ancak birtakım konularda abartıya kaçıldığı, popülist uygulamalarla kamu giderlerinin kaldırılamaz boyutlara yükseltildiği görülmektedir.

         Sağlık harcamalarının, özü itibariyle tüketim harcamaları olduğunu unutmamak gerekmektedir. Bu bütçe ne kadar artırılırsa, tüketimin ve karşılıksız bölüşmenin boyutu da o oranda artacaktır.

        

         Harcamalar Yükseliyor

            2011 Sağlık Bakanlığı bütçesi 17 milyar 226 milyon TL olarak görülüyor. Savunma Bakanlığı bütçesinin de üzerinde. Sağlık Bakanlığı, global bütçe anlaşmasıyla, SGK’ dan da 14 milyar TL civarında bir bütçeyi kullanacaktır. Yani, Sağlık Bakanlığı’ nın kullanacağı finansal miktarın, en az 31 milyar TL gibi dev bir miktar olacağı görülüyor.

        

 

Bu miktarı, bazı diğer büyüklüklerle kıyaslayalım:

         SGK’ nın 2011 bütçe açığının 30 milyar TL civarında olması bekleniyor.

         Bütçe açığımız, bu civarlarda olacak.

         Ülkemizin cari açığı, bu miktarın 2 katı civarında olacak.

         Bu miktar, 10’ dan fazla bakanlığın bütçesinden daha fazladır.

 

         Harcamalar Nereye Gidiyor ?

            Harcamaların büyük bir kısmı ilaca gitmektedir. 31 milyar TL’ nin en az % 40 civarının (12 milyar  TL’ den fazlası) ilaç harcamalarına gideceği söylenebilir.

         Diğer büyük bir miktar, personele dağıtılan miktarlardır. Döner sermaye ve performans ödemeleri adı altında, oldukça ciddi bir bütçe, maaş dışında dağıtılmaktadır.

         Diğer bir önemli kalem, tedavi giderleridir.

         Tüm bu harcamaların, özü itibariyle tüketim harcamaları olduğu açıktır. Sağlık bütçesi büyüdükçe, tüketim bütçesi de büyümektedir. Halen bütçe açığımız ve cari açığımız olduğu için, borçlanma artmaktadır.

         Borçlanıyor, onu tüketiyoruz.

 

         Bu Durum Sürer Mi ?

            Böylesine negatif bir dengenin sürdürülemeyeceği açıktır. Hiçbir ekonomi, negatif bir dengeyi uzun dönemli sürdüremez. Avrupa ülkeleri buna örnektir. Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İspanya’ nın içinde bulunduğu durumu, diğer pek çok Avrupa ülkesinin yaşaması kaçınılmazdır.

 

         Bu Ülkeler Şu Anda Ne Yapıyor ?

            Ücretler azaltılıyor. Tüm harcamalarda kısıntıya gidiliyor. Sağlık giderlerinde kısıntı, en başta gelenlerden birisidir. İkramiye gibi ödemelerden vazgeçiliyor. Çeşitli hizmetlere zam yapılıyor. Bütçe açıkları azaltılmaya çalışılıyor. Borçların azaltılması hedefleniyor.

         Diğer ülkeler bu örnekleri yaşarken, açıkçası ülkemizde bazı uygulamalar bize şaşırtıcı geliyor. Özellikle de sağlık alanında.

 

         Popülist Yaklaşımla Gerçekçi Yaklaşım Birbirinden Farklıdır

            Popülist yaklaşım, hep dağıtmak, hep vermek ister. Amaç, en geniş desteği sağlamaktır. Verirseniz iyisinizdir, destek de sağlarsınız.

         Önemli olan, kimin sırtından verdiğiniz ve dağıttığınızdır. Sonuçta, kendi malınızı dağıtmıyorsunuz. Halkın vergileriyle oluşan miktarı dağıtıyorsunuz. Bu da yetmeyince borç0 para alarak harcıyor ve ülkeyi borca sokuyorsunuz. Gelecek nesillerin sırtına yük bindiriyorsunuz.

         Gerçekçi ve sorumlu yaklaşımların, bu uygulamaları ve bu zihniyeti onaylaması mümkün değildir. Popülizm, bugün için iyi görünse de, geleceğin düşmanıdır. Bu nedenle, tüm sorumlu bürokratların, kurumların ve yurttaşların görevi, ülkenin geleceğini ipotek altına alacak ve ülkeyi ileride daha fazla sıkıntıya sokacak uygulamalar karşısında bıkmadan ve usanmadan uyarı görevini yerine getirmektir.

         Bugün söylenenlerin değeri, ileride anlaşılacaktır.

 

 

         Ne Yapmalıdır ?

            Üretmediğimizi tüketmeyelim. Ürettiğimiz kadar tüketelim.

         Tüm giderleri sınırsız biçimde kamunun sırtına yüklemeyelim. Vatandaşın katkısını da sağlayalım.

         Sağlık giderleri tüm dünyada pahalıdır. Tüm giderleri üstlenen bir ülke de yoktur. Standart hizmetler dışındaki hizmetlere, vatandaş da gücü oranında katılmalıdır. Bunu sağlayan sistem kurulmalıdır. Tüm dünyanın da yapmaya çalıştığı budur.

         Kolay ve ucuz olanı değil, doğru olan yolu izleyelim.

         Yoksa, oluşan bedeli gelecek nesiller daha pahalıya ödemek durumunda kalacaklardır.

 

 

 

          29/11/2010

                                                                                               Doç. Dr. Paşa Göktaş

 

e-mail   : tiplab@tiplab.org