28 Nisan 2024
  • Ankara17°C
  • İstanbul14°C
  • Bursa15°C
  • Antalya20°C
  • İzmir19°C

SAFRA KESESİNDE TAŞ OLANLAR RİSK ALTINDA!

ABD'de en yaygın kanser türleri arasında beşinci sırada bulunan safra kesesi kanseri; kadınlarda erkeklere göre altı kat daha fazla görülüyor.

Safra kesesinde taş olanlar risk altında!

19 Ekim 2011 Çarşamba 11:49

ABD'de en yaygın kanser türleri arasında beşinci sırada bulunan safra kesesi kanseri; kadınlarda erkeklere göre altı kat daha fazla görülüyor. Safra kesesinde taş olan, kilolu ve sigara içen kadınların hastalığa yakalanma riski yüksek

ABD'de her yıl altı ila yedi bin kişide görülen safra kesesi kanseri öldürücü bir kanser türü... İşte hastalığın belirtileri, teşhisi ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenler:
ameliyatta fark edilir
Vakaların büyük çoğunluğu; tesadüfen safra kesesi ameliyatları esnasında ortaya çıkmaktadır. Safra kesesinde taş olanların yüzde 1'inde bu kanser türü görülmektedir.
Safra kesesi kanserlerinde çevre faktörlerinin de suçu olduğu bilinmektedir. Özellikle konserveler- de bulunan metilkolantren ve nitrozamin gibi katkı maddeleri bu riski artırmaktadır. Bu katkı maddeleri, raf ömrü uzun olan tüm gıdalarda bulunmaktadır.
geç ortaya çıkar
Safra kesesi kanserlerinin kötü seyretmesinin en önemli nedeni; şikayetlerin çok geç ortaya çıkması ve tümörün erken evrelerde tespit edilememesidir. Hastalık; Amerika'da en yaygın görülen kanser türleri arasında beşinci sıradadır.
Safra kesesi taşının yanı sıra; kesedeki enfeksiyonlar da bu tümöre hazırlık yapar. Hastalık yaşla birlikte ilerler. Bu kanserde kadınlar, erkeklere nazaran altı kat daha fazla risk altındadır.
Kağıt ve tekstil işinde çalışanlar da safra kesesi kanseri tehlikesi altındadır. Şişmanlık, sigara kullanımı, parazit enfeksiyonları da hastalığın nedenleri arasında sayılabilir.

KARACİĞERE SIÇRIYOR
Safra kesesi tümörleri kese duvarını sardıktan sonra karaciğer dokusuna yayılmaktadır. Safra kesesi kanserleri, erken evrelerde nadiren bulgu vermektedir. Buradaki en büyük tehlike; hastalığın karaciğere yayılması, lenf nodu tutulumu ve uzak metastazdır.

BULANTI VE KARIN AĞRISI
Hastalığın belirtileri çoğunlukla safra taşları ve enfeksiyona bağlanmaktadır. Karın ağrısı, bulantı, genişlemiş ve ele gelen safra kesesi, sarılık ve kaşıntı gibi semptomlar; kanserin çeşitli evrelerinde görülmektedir.

 

 

KUŞKONMAZ VE MAYDANOZ SUYU
Safra kesesi kanseri olan hastalara; karaciğer ve safra akımını destekleyen deve dikeni sütü ve karahindiba tabletleri verilebilir. Hastalarda kilo kaybı hızlıysa günde üç grama kadar Omega 3 takviyesi yapılabilir.
Bu hastaların beslenmesinde protein önemli yer tutmaktadır. Baklagiller, yeşil mercimek, semizotu ve pırasa da düzenli olarak beslenmelerinde yer almalıdır. Ayrıca elma, yoğurt ve organik yumurta da tüketilmesi gerekir.
Yağsız kırmızı et haftada bir kez yenebilir. Haftada iki-üç kere de kümes hayvanları ve balık tavsiye edilir. Kanser hastaları için en faydalı gıdalardan birisi de kuşkonmazdır. Kuşkonmaz; üzerine maydanoz suyu sıkılarak ya da buharda pişirilerek yedirilebilir.
folik asit faydalı
Ananas, papaya, avokado da faydalıdır. Gaz şikayetlerini hafifletmek için de nane, rezene, zencefil ve elma kabuğu karışımı sıvılar tüketilebilir.
Biberiye, kuzu kulağı, dereotu ve maydanoz gibi bitkiler çok yararlıdır.
Günde bir bardak nar suyu ve 400 ünite folik asit alımı da fayda sağlamaktadır.

SARILIK OLMAYANLAR KEMOTERAPİ ALABİLİR
Safra kesesi kanseriyle ilgili rutin bir tarama yöntemi bulunmamaktadır. Tümör belirteçlerinde; CA19.9 (pankreas, mide ve bağırsağın kötü huylu tümörleri tarafından salgılanan belirteç) ve CEA yüksekliği, bilirubin seviyesi, ALP yüksekliği dikkate alınmalıdır.

MR 'LA TE ŞHİS
Ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi görüntülü tetkikler de hastalığın teşhisinde kullanılır.
Erken evrede uygulanan standart tedavi cerrahi müdaheledir. Safra kesesi ile birlikte karaciğer rezeksiyonu (bir organın, bir bölümünün ya da tümünün çıkarılması anlamında kullanılan tıp terimi) ve lenf nodlarının çıkarılması hastanın daha uzun yaşamasına katkıda bulunur.
Bazı küçük çaplı çalışmalara göre; cerrahi müdahale sonrası radyoterapinin yarar sağlayacağı düşünülmektedir. Ameliyat edilemeyen ileri evrelerde ise amaç; sarılığı ortadan kaldırmak için stent uygulamaları yapmaktır.
Sarılığı olmayan hastalarda kemoterapi denenebilir. Hastalardan, iki yıl süreyle üç ayda bir radyolojik ve biyokimyasal tetkikler istenmelidir.

Prof. Dr. Erkan TOPUZ

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA