Savaşlar çocukların geleceğini de yıkıyor

"Savaş ortamında yetişen bir çocuğun, yarının sağlıklı bir bireyi olmasını beklemek çok zor"

AHMET KAVAKLI

Kırıkkale Üniversitesi (KÜ) Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Bülbül, savaş ortamında yetişen bir çocuğun, yarının sağlıklı bir bireyi olmasını beklemek çok zor olduğunu söyledi.

Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğun özel ve korunması gereken bir varlık olduğunu söyledi.

Çocuğa yönelik şiddet ve ölüm olaylarının sadece televizyon kanallarında ve gazetelere yansıyanlarla sınırlı olmadığına dikkati çeken Bülbül, "Şiddet sokakta, okulda, aile içinde ve belki hastanede de var. Tabi ki savaşlar daha fazla dikkati çekiyor. Sokakta bir çocuk şiddete maruz kalırken, savaşlarda birden bire binlerce çocuk, şiddetin en uç noktasını yani ölümü yaşayabiliyor. Bu nedenle hiçbir şekilde yan yana gelmemesi gereken iki kavram çocuk ve şiddet" diye konuştu.

Bülbül, çocukların bazen kendi kendilerine şiddet uygulayabildiklerine işaret ederek, kliniklerine çok fazla ergenin, intihar girişiminin ardından başvurduğunu kaydetti.

Çocukların savaşlarda devletler tarafından yapılan şiddete de maruz kaldıklarını ifade eden Bülbül, şöyle devam etti:

"Gazze'de, Filistin'de yıllardır çocuklar bu şiddete maruz kalıyor. En son biliyorsunuz sahilde top oynarken son derece masum 4 çocuk bombanın altında kaldı. Masum bir şekilde oyun oynuyorlardı, hiçbir hataları yoktu. Buna benzer şekilde çok sayıda çocuk ne yazık ki ölüyor. Ölmese de annesiz, babasız kalıyor. Hadi devlet koruma altına aldı diyelim. Bir süre sonra devletin yetersiz kaldığı yerde, bu çocuklar sokağa düşüyor. Sokağa düştüğü zaman her türlü kötü muameleyle karşı karşıya kalabiliyor. Bu çocuklar da psikolojik bozukluklar çok fazla görülebiliyor."

"Yarını belirleyecek olan çocuklardır"

Çocuğun yüksek yararının herkesin öncelikli konusu olması gerektiğini dile getiren Bülbül, şunları kaydetti:

"Çünkü yarını belirleyecek olan çocuklardır. Çocukları biz ne kadar iyi beslersek, ne kadar iyi yetiştirirsek, ne kadar güven ve barış ortamında yetiştirip yaşatırsak, o kadar sağlıklı bireyler olacaklar ve geleceği daha iyi kuracaklardır. Savaş ortamında yetişen bir çocuğun yarının sağlıklı bir bireyi olmasını beklemek çok zor. Keşke, hep barış olsa bir takım insanlar kendi istekleri, hedefleri doğrultusunda bu tür girişimlerde bulunmasalar ve bunun da eziyetini çocuklar çekmese."

Bülbül, hemen her kurumun çocuklarla ilgili mutlaka bir basın bildirisi yayımlayarak, savaşları, savaşta ölen çocukları, bireysel hırslar uğuruna harcanan gençleri dile getirmesi gerektiğini anlattı.

Türkiye'de Çocuk Koruma ve İstismarı Önleme Derneği'nin Suriye ile ilgili olaylar başladığında bir bildirge yayımladığını anımsatan Bülbül, BM'nin, Dünya Sağlık Örgütü'nün ve pediatri cemiyetlerinin bu konuda duruşunu sergilemesi gerektiğini belirtti.

Bülbül, Türkiye'nin de çocuklar için elinden geleni yaptığını ve 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu'nun çıkarıldığını vurguladı.

Bu kanun çerçevesinde çocuğun yüksek yararı göz önünde bulundurularak, aileye, eğitimcilere, çocuk sağlığıyla ilişkili herkese ve devlete birçok yükümlülük getirildiğini kaydeden Bülbül, yasaların en iyi şekilde uygulanması gerektiğini sözlerine ekledi. 

Manşetler

YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILDI