Tarçın Alzheimer hastalığından koruyor mu?

Geçen hafta bazı gazetelerde tarçının Alzheimer hastalığını önleyici etkisi bulunduğuna ilişkin bir haber yayımlandı.

Günlük beslenmemizde güzel koku ve aroması nedeniyle bilhassa tatlı, unlu mamül ve içeceklerimizde severek yer verdiğimiz bir baharatın çağımızın en önemli hastalıklarından birine karşı bizi koruyabilecek özelliklere sahip olduğunu öğrenmek gerçekten memnuniyet verici. Ancak ben bu habere bilimsel açıdan bakmak ve bu bilginin ne derecede güvenilir olduğunu tartışmak istiyorum.

Alzheimer beyinde geri dönüştürülemez şekilde meydana gelen hasar sonucu aşamalı olarak gelişen bir hastalık. Hastalığın evresine göre giderek artan hafıza kaybı, konuşma zorluğu, zihin karışıklığı, yön ve zaman duygusunu yitirme gibi belirtiler başlıcaları. Henüz bu hasarı onaracak, geri dönüştürecek bir tedavi ya da ilaç bilinmiyor. Tek çare bu hasarı önlemeye yönelik önlemler. Çağımızın hastalığı olmasının başlıca nedeni ise giderek yükselen ortalama yaşam süresi. 70’li yaşların üzerinde risk katlanarak artıyor. Bu hastalığa karşı ilaç geliştirmek için uygun teknikler de oldukça sınırlı. Nörotoksik (sinirler üzerinde zararlı) etkili çözünebilir beta amiloit polipeptit oligomerlerinin beyinde birikmesinin hastalık etkenlerden biri olması kuvvetle muhtemel.

Dolayısıyla araştırmalar daha ziyade bu oligomerlerin oluşumunu engelleyen ilaçlar üzerine yoğunlaşıyor. Ancak deneysel (in vitro) koşullarda yapılan bu çalışmaların sonuçlarının güvenilirliği tartışmalıdır. Öte yandan hastalığın aşamalı ilerleyişi nedeniyle deney hayvanı (invivo) modelleri ya da insanlarda klinik çalışmaların sonuçlarının dikkatli bir şekilde yorumlanması gerekiyor. Mevcut tedaviler hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılmasına dayanıyor. Dolayısıyla şu an için tek çare koruyucu önlemler alınması. Ancak insanların ömür boyu Alzheimer hastası olmamak için sürekli ilaç kullanması pek mümkün görülmüyor. Bu bakımdan insanların günlük olarak besin ya da içecek olarak yararlandığı doğal ürünlerin yukarıda bahsettiğim deney modelleri üzerinde etkinliğini araştıran çalışmalar dikkat çekiyor.

Çin tarçınının kabuğu etkili

Bu konuda daha önce yayımlanan çok sayıda deneysel (in vitro) çalışmalarda en yüksek etki zerdeçal, zencefil özütleri ve yeşilçay kateşinleriyle gözlenmiş; bu ürünleri ginkgo biloba yaprağı, Çin tarçını kabukları takip etmiş. Burada etkili olan tarçın kabuğunun Çin tarçını olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Yani bizim tatlılarımızda kullandığımız Seylan tarçını kabuğundan farklı.

Gazetelere konu olan İsrailli araştırıcıların çalışmasına gelince... Öncelikle araştırmada hangi tarçın kabuğunun kullanıldığı belli değil, Çin ya da Seylan şeklinde bir tanımlama yapılmamış. Tarçın kabuğunun toz edilip fosfat tamponlu suyla oda ısısında bekletilerek hazırlanan özütü kullanılmış, yani ısı uygulanmamış. Tarçın özütünün etkisi hem deneysel (in vitro) olarak ve hem meyve sinekleri (Drosophila) ve özel fareler kullanılarak araştırılmış. Her üç modelde de tarçın özütünün Alzheimer hastalığında rol oynadığı düşünülen oligomerik amiloitlerin miktarını azalttığı gözlenmiş. Bu sonuçlara göre sulu tarçın özütü Alzheimer hastalığının önlenmesinde yararlı olabilir ancak bu özütün henüz kan-beyin engelini geçip geçemediğine dair bir kanıt yok. Etkili olabilmesi için beyine ulaşıp ulaşamayacağını bilemiyoruz. Bu nedenle gazete haberinde yer alan ‘son derece etkili olduğu’ şeklindeki ibarenin hiçbir geçerliliği yok. Muhtemelen ileride bu konuda daha ikna edici bulgular elde edilebilir. Şimdilik en azından tarçın kabuklarıyla hazırlayacağımız çayı içmek yararlı olabilir.

Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA

Manşetler

YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILDI