Yüzyılın beslenme trendi: Düşük yağ, düşük glisemik indeks

Geçtiğimiz temmuz ayında Stockholm'de dünya obezite kongresi yapıldı. Günümüzün vebası sayılan şişmanlık hastalığı ve önleme yolları masaya yatırıldı. Nerede ise her iki kişiden birinin ...

Geçtiğimiz temmuz ayında Stockholm'de dünya obezite kongresi yapıldı. Günümüzün vebası sayılan şişmanlık hastalığı ve önleme yolları masaya yatırıldı. Nerede ise her iki kişiden birinin sağlık sorunu olarak kabul edilen obeziteyle savaşta kişilerin beslenme eğitimi en önemli anahtar. İki noktaya dikkat ederek bu hastalığın oluşumunu ve gelişimini önlemek mümkün aslında. Bunlardan birincisi daha tok kalmanın yolunu bilmek. İnsan vücudu ana yakıt kaynağı olarak glikozu yani şekeri kullanır. Biz glikozu vücudumuza karbonhidrat türü yiyeceklerden alırız.

ŞEKER KULLANIMI
Bazı karbonhidratlar kan şekerini hızlı yükseltirler. Yani şeker yükü yüksek yiyeceklerdir. Buna Glisemik İndeksi yüksek besinler denir. Böyle bir besin tüketildiğinde, vücutta ani insülin salınımı olur. Hızlı salınan yüksek insülin ortamdaki şekeri kullanır. İkinci fazda hızlı kullanılan şeker ortadan kalktığı için hemen akabinde acıkma, şeker oranı yüksek yiyecekleri kişinin canının çekmesi, yemekten sonra halsizlik, bitkinlik gibi şikayetlerin ortaya çıkması ve bu bitkinlikle başa çıkabilmek için daha yüksek miktarda tekrar yemek durumu ortaya çıkabilir. Bu durumda kilo alımı kaçınılmaz olur.
O halde glisemik indeks kavramı iyi bilinirse daha az yemek düşünmek ve daha tok kalmak başarılmış olunur. Glisemik indeksi yüksek besinler; sofra şekeri, bal, pekmez, reçel, helva, lokum, çikolata ve içine sofra şekeri giren her türlü tatlı sayılabilir. Bununla birlikte muz, incir, üzüm, kavun, karpuz gibi meyveler; beyaz un, pirinç, beyaz makarna, patates, havuç, bezelye, mısır gibi sebzeler sayılabilir. Glisemik indeksi düşük olan yiyeceklere baktığımızda, daha ekşi meyveler (kivi, erik, portakal, mandalina, greyfurt, ekşi elma, ananas...), kurubaklagiller, bulgur, esmer unlar ve esmer makarna sayılabilir.

METABOLİZMAYI HIZLANDIRMAK
Burada çok önemli bir kavram var. Glisemik İndeksin düşük olması o yiyeceğin kalorisinin düşük olduğunu göstermez. Esmer ekmek daha çabuk doyurur ve daha uzun süre tok tutar. Günlük beslenme yaşantımızda mümkün olduğu kadar çok Glisemik İndeksi düşük besinleri seçelim. Glisemik İndeksi yüksek yiyecekleri asla tek başına yememeye özen göstermek gerekir. Özellikle protein oranı yüksek bir yiyecek, süt, yoğurt, ayran böyle yiyeceklerin yanına eklendiğinde hem daha uzun süreli tok tutar hem de hafif de olsa metabolizmayı hızlandırarak daha hızlı kilo vermeyi sağlar.
İkinci en önemli kavram daha düşük yağlı yemeyi becerebilmektir. Yağlar dünyadaki en yüksek kalorili yiyeceklerdir. Yiyeceklerin üzerine yağ eklendiğinde yiyeceğin mevcut kalorisi iki-üç kat artabilir. Özellikle metropol hayatında hazır gıda tüketimi son derece yaygındır ve bu yiyeceklerin yağ oranı lezzeti artırabilmek için çok fazladır.
O nedenle siz siz olun yiyecekleri seçerken daha az yağlı olmasına özen gösterin. Yani çıtır, kıtır, pane, kızartılmış, kremalı, mayonezli, hazır pastane ürünleri, dışarıda kıymadan yapılmış etler tüketilmezse kilo kontrolü daha kolay olur. İşe yaptığınız yemeklere koyduğunuz yağı yarı-yarıya azaltarak başlatabilirsiniz. Bununla birlikte yiyeceklerin Glisemik indeksine de dikkat ederseniz kilo kontrolünüz o kadar kolay olur.

Dr. Ayça Kaya
gunes.com

Manşetler

YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILDI