• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Ankara 17 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Bursa 16 °C
  • Antalya 18 °C
  • İzmir 14 °C

'Yabancı Doktor ve Tam Gün'de çarpıtılan ne?

'Yabancı Doktor ve Tam Gün'de çarpıtılan ne?
Sağlık alanında iki konu çok tartışıldı. Biri 'Tam Gün Yasası' diğeri, 'Yabancı Doktor ve Hemşire Çalıştırma İzni'! Kamuoyunda her ikisi de tepkiyle karşılandı. Medipol Üniversitesi Rektörü Aydın'a göre ise tıp tarafı ile halk tarafındaki algı farklı...

Teyit etmek için soruyorum. İddianıza göre 15-20 yıllık en eski hastaneniz bile vasat özel hastanelerin düzeyinde ve yeni hastaneniz Mega Medipol ise donanım, kadro ve çalışan açısından şu anda en iyi örnek...

-Evet evet o konuda iddialıyız... Marmara Üniversitesi deprem hasarlı binaların terk edilmek zorunda kalınca Pendik'te bakanlığın yeni bitmiş eğitim hastanesi ile işbirliğine geçti ve Pendik Marmara Üniversitesi eğitim hastanesi oldu.

Hastane bakanlık tarafından işletiliyor,  bütün alt yapı ve tıbbı cihaz donanımı bakanlık tarafından sağlanıyor.Tüm akademik kadroyu üniversite veriyor ve öğrencisini asistanını orada eğitiyor. Bu modelin özel sektörde örneği yok. Onun için vakıf üniversiteleri kendi hastaneleri ile kendi yağları ile kavrulmak zorunda kalıyorlar.

Kendi yağıyla kavruluyor dediniz, vakıf üniversiteleri zor durumda mı?

-Ekonomik olarak söylemiyorum, hizmeti kendi kendine verebilme olarak söylüyorum. Hastaneyi kendisi kuracak öğrencisini orada yetiştirecek ve hepsi tek bir bütçeyle tek bir yapıyla olacak.

Türkiye'de olduğu gibi vakıf üniversitesi olarak biz de ilk defa bu modeli uyguladık. Üniversitenin kendi bütçesi kendi kapasitesi akademik kadroyu temin etme kaliteli elamanı bulma yönünde güçlü ama üniversitenin bütçesini aşan bir hastane açıp burada üniversite hastanesi kurmak için yıllar gerekir. İşte Medipol bu avantajı kullandı

Hastanenin bütün alt yapısını Medipol Grubu sağlıyor. Biz de hastanenin akademik kadrosunun özellikle yetişmiş insan kaynağını, meslek içi eğitimini üniversite sağlıyor ve biz üniversite olarak öğrencimizi asistanımızı orada eğitiyoruz. Türkiye de ilk örnek diyorum.

Akademisyen anlamında her hangi bir açığınız söz konusu mu?

Bir tıp fakültesinde temel birimlerle beraber 50'ye yakın ana birim dalı var. Bir o kadar da bilim dalı var. Bunların her birine bir kişi bulursanız  100-150 kişi çalıştırmanız gerektiriyor. Bu örnek hemen hemen hiçbir üniversitesinde yok.  Belki 30-40 yıllık üniversitelerimizi  istisna tutabiliriz.

Hastanemizi açalı 1 ay oldu 1 aydır hasta kabul ediyoruz. Ramazan gibi hasta yoğunluğunun az olduğu bir mevsimde hedeflediğimiz kapasitenin 5/1'ine ulaştık. Öğretim üyesi kadromuzunz yüzde 20'sini üniversiteden görevlendirmiş durumdayız. Yılsonuna kadar bu oran en az 2'ye katlanacaktır. Şu an yurt dışından bile akademisyen transferi ile meşgulüz...

Yabancı doktor ve hemşire çalıştırma izni sektörü nasıl etkileyecek? Biz birbirimizin bile dilini zor anlıyorken yabancı bir doktor, yabancı bir sağlık personeli ile nasıl olacak?

- Türkiye'de yabancı doktorun çalışması yanlış anlaşıldı. Türkiye'de 1219 sayılı kanunda tababet icrası için Türk olmak şartı vardı hemşire içinde Türk kadını olmak şartı vardı. "Erkekler niye hemşire olamıyor da biz oluyoruz" itirazları sonrası kalktı en son da Türk olmak şartı kaldırıldı.

Türkiye'de sayısını tam bilmiyoruz ama 2500-3000 tane Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan ama çoğu Türk soylu ola, komşu ülkelerimizden gelmiş bir kısmı Türk soylu olmasa bile Türkiye'ye gelmiş, tıp fakültesi okumuş hatta evlenmiş ama Türkiye de vatandaşlık alamadığı için çalışamıyorlardı. İzinle, Türkiye de bu doktorların çalışması sağlandı.

İkinci bir konuda bazı ülkeler, Amerika bunların başında gelir, özellikle kalifiye elaman istediği zamanlar tamamen beyin göçüyle sağlıyor. Mesela Amerika'nın tıp camiasında Amerika vatandaşı çok azdır. İngiltere de beyaz tenli doktor sayısı 3'te 1 civardadır. Hazır yetişmiş elemanı ülkesine transfer etmek için büyük gayret gösterirlerken biz kanunla bunu (beyin göçünün kendisine gelmesini" yasaklamış tek ülkeydik. Engelin kaldırılması beyin göçünün kapılarını açabilmek adına çok anlamlı bir adım.

Avrupa'ya Amerika'ya yıllar önce gitmiş, orada okumuş çeşitli nedenlerle yerleşmiş Türk doktorlarımız var. Bu doktorların bir kısmı bir süre sonra Türkiye'ye dönmek istiyorlar. Yıllardır orada yaşadıkları ve vatandaşları oldukları için Türk vatandaşları oluncaya kadar dönemiyorlardı. Bunların da kapılarını açmış olduk.

Size çok dramatik örnek vereyim Rahmetli Özal'ın zamanında meşhur beyin cerrahımız Gazi Yaşargil'i Türkiye'ye davet etmişti ve Bezmi-Alem üniversitesinde o zaman servis yapılıp bu kadar başarılı bir cerrahımızın Türkiye de doktorluk yapması istendi. Sonradan Gazi Yaşargil'in Türk vatandaşı olmadığı tespit edildi ve doktorluk yapamayacağı ortaya çıktı.

Diğer sağlık turizminde de Türkiye büyük bir potansiyel biliyorsunuz. Ancak turizm sektöründe artık insanların hayat boyu gittiği yerlere sosyal güvencesini de taşımaları gerekiyor. Gelen turistin burada sosyal güvencesi bir şekilde sağlanıyor. Ancak uzun süreli gelmiş turistler varsa onlarla beraber gelecek doktor da kapıdan girdiğinde doktorluk yapamaz hale geliyor.

Dolayısıyla sağlık turizmi açısından da biz çok büyük bir avantaj sağlamış olduk bu düzenlemeyle... Harıl harıl yabancı dil bilen hemşire yabancı dil bilen doktor aranıyor!  Dikkat edin Türkçe değil yabancı dil diyorum. Dolayısıyla bu olayı sadece "yabancı doktor gelecek Türkiye de dükkân açacak" gibi görmemek gerekiyor. Bunun çok boyutu var.

Gelen doktor Türkiye'deki doktorun önünü kesecek diye bir sorun yok diyorsunuz...

- Bu asla mümkün değil birincisi çok büyük insan kaynağı ihtiyaç var, ikincisi Türkiye de çalışma izni için ayrı bir kural var! Diplomayı alıp "ben çalışıyorum" diyemezsiniz. Çalışma Bakanlığı'ndan bu konuda izin alınmalı... İkincisi çalışma iznini alan hekimin çalışabilmesi için diplomasının denk olması lazım. Düzenleme yapılalı 1 yıl geçti her hangi bir yerde yabancı doktor sorunu oldu mu? Olmadı dolayısıyla korkuların yersiz olduğu ortaya çıkmış oldu. Bence en önemli etkisi semboliktir beyin göçünü yasaklayan böyle ilkel bir maddenin kalkmış olmasıdır. Bu kanun tersine beyin göçünü teşvik etti onu kabul edebilirim.

Türkiye'deki koşullar yurt dışındaki doktorların "beyin göçü dediğiniz doktorlarımızın" geri dönmesi için makul mü?

-Türkiye deki sağlık sektöründe hekimler konumumdan çok da memnun değiller ama birçok meslek kurumunda böyledir. Bunun ana nedeni yönetim şeklini hekimler kaybediyorlar artık yöneticiler var!

Hekimler gözüyle bakarsak Türkiye de ortam çok cazip değil. Ama dünyaya çıkıp bakarsak bu değişim sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde var.

Kamudaki ücretlendirme modeli henüz çok sayıda yurt dışındaki hekimimizin Türkiye'ye dönüşünü sağlamaya yeterli değil. Ama özel sektörün özellikle belli bir kısmının potansiyeli yurt dışındakileri "tersine beyin göçü" ile Türkiye'ye çekmeye yeterli... Sağlık Bakanlığı yeni bir düzenlemeyle bakanlık hastanelerinde de sözleşmeli doktor çalıştırılmasının önünü açtı. Memur kadrosu olmaksızın bir hekimin kendi alanında sözleşmeli olarak  çalışmasının önü açıldı.

Dünyada zirveye çıkmış hekimlerin Türkiye'de önü açılmış oldu. Ancak teorik olarak önü açılmış oldu. Özel sektör için bu zaten vardı.

Böylece, vakıf üniversiteleri ve hastaneleri sağlıkta, özel sektörde ve de kamuya katkı anlamında önemli rol oynayacak demek istiyorsunuz. Aynı zamanda da sağlık politikasına katkı sağlayacaklar...

-Evet, doğru söylüyorsunuz.

Hakan GÖKSEL / Haber 7

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 5578 defa okunmuştur
Haberin Devamı 1 2 3  
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim