Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'nda, astım hastalarına umut olabilecek enjeksiyon (iğne) tedavisi başlatılacak.
Bunun diğer tedavilere cevap vermeyen ve alerjik astım hastalarında olumlu sonuçlar sağlayacağını belirten Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münevver Erdinç, "Ayda bir defa uygun hastalara yapılacak iğne tedavisiyle yaşam kaliteleri yükselecek, astım ataklarının sayısı azalacak" dedi.
Bu tedavinin yurtdışında uygulandığını ve uygun hastalar seçildiği takdirde olumlu sonuçlar alındığını vurgulayan Prof. Dr. Erdinç, iğnenin mutlaka üniversite ve eğitim hastanelerinde, uzman hemşire denetiminde yapılması gerektiğini söyledi. Astımın Türkiye'de görülme sıklığının yüzde 2.5 ile 5 arasında olduğunu kaydeden Erdinç, şöyle dedi:
"Astım, hava yollarının (bronşlar) mikrobik olmayan ve uzun süreli bir iltihabıdır. Vücudun mikropları yenmek için gösterdiği reaksiyonun bir benzeri bronşlarda olur ancak burada mikrobik etken yoktur. Hava yolları daralır ve aşırı duyarlı hale gelir. Bu durumda hırıltılı solunum, göğüste sıkışma veya baskı hissi, nefes darlığı, öksürük gibi şikayetler ortaya çıkar. Yakınmalar tekrarlayıcıdır, nöbetler halinde gelir. Genellikle gece veya sabaha karşı ortaya çıkar Alerji, ilaçlar, egzersiz, soğuk hava, tahriş edici kokular, gribal infeksiyonlar gibi bazı etkenler, yakınmanın tekrar ortaya çıkmasına sebep olur. Hastalık, mevsimlere göre değişkenlik gösterebilir."
Astımın ırsi geçiş özelliği olduğunu kaydeden Erdinç, "Anne ya da babadan birisinde varsa, çocukta da olma ihtimali yüzde 25'ken her ikisi de astımlıysa çocuğun olma ihtimali yüzde 50'ye çıkar. Çevre etkenleri, hastalığın ortaya çıkışı ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Küçük yaşlarda bazı etkenlerle temas, astım riskini arttırabilir. Bunlar ev tozları, polenler ve alerjiye yol açan diğer maddeler, sigara dumanı, tekrarlayan soğuk algınlıkları ve hava kirlililiği olarak sayılabilir" diye konuştu.
Astımı tetikleyen birçok etken bulunduğunu belirten Münevver Erdinç, bunlar arasında alerjenler, hava kirliliği, infeksiyonlar, mesleki etkenler, ilaçlar, gıda katkı maddeleri, reflü ve duygu etkilerinin yeraldığını ifade etti.