Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin sosyal güvence için yaptığı harcamaların hiçbir zaman hükümetleri dönemindeki gibi olmadığını belirterek, '''Efendim, bütçe açık veriyor.' Ne verirse versin, bütçe açık veriyor diye bunu önleyemezsiniz'' dedi.
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ekonomi alanında yeni tedbirlerin gündemde olduğunu belirtmişti.
Şimşek, bu tedbirler arasında, ''tasarruf'', ''bütçede sağlık harcamalarına tavan konulması'', ''özel sağlık kuruluşlarında vatandaşın katkı payının artırılması'' ve son olarak da ''kentsel rantların vergilendirilmesi'' konu başlıklarını açıklamıştı.
Başbakan Erdoğan başkanlığında dün toplanan ekonomi kurmayları da açıklanması geciken Orta Vadeli Program ve buna bağlı olarak mali plan ile 2010 bütçe hazırlıkları, sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarında alınması gereken önlemlerle IMF ile ekimde netleşmesi beklenen stand by anlaşmasını ele aldı.
Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantıya, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ katıldı.
Erdoğan, bu toplantı öncesinde ise sağlık filosuna 10 yeni helikopter ambulansın katılması dolayısıyla Ankara Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen törene katıldı. ''Türkiye Cumhuriyeti tarihinin, sosyal güvenceye harcadığı para, bu dönemde olduğu gibi hiçbir zaman olmamıştır'' diye konuşan Erdoğan şunları kaydetti:
''Bunun bedeli yok. 'Efendim, bütçe açık veriyor'. Ne verirse versin, bütçe açık veriyor diye bunu önleyemezsiniz, bunu durduramazsınız. Çünkü bu işin bedeli olmaz, ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Zaman zaman ben, bakanlarımla bu konuda anlaşmazlıklara düştüğüm de oluyor. Bu konuda atmamız gereken adımlar var çünkü yarış halindeyiz, bunu başarmamız lazım.''
Erdoğan, ambulans hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar konusunda da şunları söyledi:
''Bazen medyada yazılıyor, 'ambulans geçikti' filan, doğrudur. Bazen 10 dakikada gitmesi gereken yere, 15-20 dakikaya gitmiş olabilir. Ama bu işin kültürü bizde oluşmadı. Yani siren çalıyor ama kimse yolu açmıyor. Batı toplumlarında, bırakın ambulansı, resmi plakalı araç geldiği zaman, araçlar durur, kaldırımların üzerine araçlarını çekerler. Biz de böyle bir anlayış var mı? Ambulans geçiyor mu, 'ben de onun arkasına takılayım, ben de hızla gideceğim yere gideyim' anlayışı var. Bir hasta, bir hastaneye gidiyor. Ve o hastanede ilgililer, eğer o hizmet verilemiyorsa, en yakın nerede yapılıyorsa, onu söylemesi lazım. 1, 2, 3, 4 hastane dolaşıp arzu etmediğimiz şekilde netice alınan durumlar oldu.''
gazeteport
