Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, 28 bin eczacının "bıçağın kemiğe dayandığı günler" geçirdiklerini ileri sürerek, seslerini duyurmak için 21 Aralıkta Ankara'da miting yapacaklarını bildirdi.
Çolak, TEB'de düzenlediği basın toplantısında, sağlık politikasında ilaçta tasarrufun ön plana çıkarılmasıyla hem hastaların sağlığı hem de eczanelerin geleceği açısından tehlikenin büyüdüğünü savundu.
"Sağlıkta Dönüşüm Programı"nın 2004'te uygulamaya konulması ile sağlık harcamaları içinde ilaç dışı harcamaların payının önemli ölçüde arttığını dile getiren Çolak, buna rağmen sadece ilaçta tasarruf önlemlerinin uygulanmaya başlandığını ifade etti.
Çolak, "Türkiye, benzerleri arasında kişi başına ilaç harcaması en düşük olanülkelerden biridir. Fakat, tasarruf önlemleri ile birlikte hastaların ilacaulaşması engelleniyor. Bunun yanında, biz eczacılar da her gün değişen uygulamalar, üzerimize binen ek yüklerle birlikte ilaçta tasarrufun bedelini ödüyoruz. Biz, muayene ücreti tahsildarlığı yapmak değil, sağlık hizmeti vermek istiyoruz" dedi.
"Özellikle konsolide bütçe ve yeşil kartta ilacın bedeli çoğu zaman geç ödeniyor" diyen Çolak, "Şimdi bir de avans adı altında bizim hastalarımıza ulaştırdığımızilacın yüzde 75-90'ının 80 gün sonra, geri kalanının belirsiz bir zamandaödenmesi tehlikesi ile karşı karşıyayız. Çok açıktır ki, avans sistemi,eczanelerin kapısına kilit vurulması demektir. Kamuya ilaç verdiğimizde yaptığımız eczacı ıskontolarının yanı sıra kamu kurum ıskontosu adı altında yeni bir ıskonto vermek zorunda bırakıldık" diye konuştu.
Ayakta kalma mücadelesi
Eczanelerin 4 yıldır ayakta kalma mücadelesi verdiğini öne süren Çolak, eczanelerin üçte birinin, "yakın kapanma tehlikesi" ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
Hükümetin, eczanelerin verdiği danışmanlık ve ilaç hizmetini umursamadığını öne süren Çolak, "Devlet serbest eczaneyi gerçek sağlık hizmet sunucusu olarak görmüyor, 'tedarikçi aktör'lerden biri olarak konumlandırıyor. Oysa eczaneler yaygınlıkları ve eczacılar sundukları danışmanlık hizmeti ile sağlık sisteminin önemli bir parçasıdır. Sağlık sisteminin giriş kapısı ve sonhalkası olarak eczacılar, vazgeçilmez sağlık çalışanlarıdır" diye konuştu.
Son günlerde de 6197 sayılı Eczacılık Temel Yasası'na eczacı-eczacı ortaklığı konularak, eczanelerin şirketleşmesinin, tek elde toplanmasının ve el değiştirmesinin önünün açıldığını anlatan Çolak, "Korkumuz o ki, o eller eczacının elleri olmayacak. Türkiye'nin büyüyen ilaç pazarındaki payını artırmak isteyen çok uluslu şirketlerin elleri olacak" dedi.
Erdoğan Çolak, eczacıların vatandaşın en yakınındaki sağlık danışmanları olduğunu ifade ederek, bilgileriyle, eğitimleriyle eczanelerindeki hastalara hizmet vermek için çabaladıklarını kaydetti. Buna karşın hükümetin hem TEB'i hem de 28 bin eczacının taleplerini dinlemediğini öne süren Çolak, temmuz ayında yapılan görüşmelerde ilgili bakanların kamu kurum ıskontolarını eczanelerin üzerinden almaya söz verdiklerini anımsattı.
"Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) kamu yararı ve hasta sağlığı için gerçekleştirilen bazı reçetelerin eşit dağıtımı sistemini tek taraflı ve hukuksuz biçimde iptal ettiğini" savunan Çolak, "Hatta Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile birliğimize verilmiş olan yetkiye karşılık Sağlık Uygulama Tebliği'nden birliğimiz ile kurum arasında imzalanan protokol doğrultusunda eczaneler ile sözleşme yapılacağı ifadesini çıkardı. Bilinmeli ki Türk Eczacıları Birliği Kanunu, sadece TEB'in kanunu değildir, tüm kurumları da bağlayıcıdır. Bugünlerde yine SGK ile görüşme masasındayız 31 Aralık 2008 tarihinekadar yeni bir sözleşme imzalanmazsa SGK'lı hak sahipleri ilaçlarını eczanelerden alamayacak. Bizler halkımızın sağlığını korumak, halkımıza sağlık ve ilaç hizmeti sunmaya devam etmek, eczanelerimizin kapanmaması için temel taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. Bu nedenle 21 Aralık 2008'de Ankara'da tüm eczacılarımızın, eczane çalışanlarının ve hastalarımızın katılacağı bir yürüyüş ve ardından miting düzenleyeceğiz" dedi.