Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz: "Yaş ilerledikçe işitme kaybı da artabiliyor. Bu nedenle bireylere doğumdan itibaren her yaş döneminde yılda iki kez hem kulak muayenesi hem de işitme testi yaptırmalarını öneriyoruz"
"Yetişkinler genelde işitme cihazı takmak istemiyor, çekiniyor. Geç teşhis edilirse, konuşmayı ayırt etme skorları hep düşük kalıyor, işitme cihazı ve biyonik kulak takılsa da ayırt etme problemleri oluyor"
Erzurum'da bilimsel bir etkinlik için bulunan Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği Başkanı da olan Prof. Dr. Türkyılmaz, AA muhabirine, işitme kaybının nörolojik ve zihinsel sorunlara neden olabileceğini söyledi.
İşitme kaybı yaşayan bireylerin, dinleme sırasında daha fazla çaba harcadıklarını ve bunun da yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve günlük aktivitelerde bozulmalara yol açtığını ifade eden Türkyılmaz, "İşitme kaybı, depresyon gibi psikiyatrik ya da nörolojik hastalıklara yakalanma riskini artırıyor. Yaş ilerledikçe işitme kaybı da artabiliyor. Bu nedenle bireylere doğumdan itibaren her yaş döneminde yılda iki kez hem kulak muayenesi hem de işitme testi yaptırmalarını öneriyoruz." diye konuştu.
Türkyılmaz, işitme kaybının, gürültülü ortamlarda ya da kişiyle mesafe arttığında konuşmaları anlamakta zorlanma şeklinde fark edilebileceğini belirterek, düzenli olarak işitme testi yaptırıldığında bu durumun erkenden belirlenebildiğini anlattı.
- "Gürültülü ortamlarda çalışan bireyler yüksek risk grubunda"
Özellikle gençlerin, sürekli kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlediğine işaret eden Türkyılmaz, şunları kaydetti:
"Bu alışkanlık, işitme sağlığı açısından oldukça tehlikeli. Aynı şekilde gürültülü ortamlarda çalışan bireyler de yüksek risk grubunda. Ülkemizde ve dünyada işitme kaybı oldukça yaygın. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2050 yılına gelindiğinde yaklaşık 2,5 milyar insanın bir dereceye kadar işitme kaybı yaşayacağı öngörülüyor. Genel olarak işitme kaybı oranları binde bir ile binde üç arasında değişiyor."
Dernek olarak Sağlık Bakanlığı, ilgili kamu kurumlarıyla yürüttükleri işbirlikleriyle bu alana dikkati çektiklerini ifade eden Türkyılmaz, halkın işitme sağlığına daha fazla önem vermesi için farkındalık çalışmaları yaptıklarını dile getirdi.
Sosyal ve akademik hayatta işitme sağlığının çok önemli olduğunu vurgulayan Türkyılmaz, şunları kaydetti:
"İlk doğduğumuz andan yaşamın son günlerine kadar mutlaka işitmemizi test ettirmeliyiz, önce kulak muayenesi, arkasından işitme testini yılda 2 kez öneriyoruz. Çocukların eğer geç tanı alırsa, konuşmayı ve gürültü ayırt etmede, zihinsel ve sosyal becerilerde tedavi edilemeyecek bir noktaya kadar geldiği oluyor. Yetişkinler genelde işitme cihazı takmak istemiyor, çekiniyor. Geç teşhis edilirse, konuşmayı ayırt etme skorları hep düşük kalıyor, işitme cihazı ve biyonik kulak takılsa da ayırt etme problemleri oluyor. İşitme kaybının farkında olmayanların sayısı, işitme kaybını bilenlerden daha fazla, yani işitme kaybının olup olmadığının farkına varamayabilirsiniz, o yüzden test öneriyoruz."