• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Ankara 27 °C
  • İstanbul 22 °C
  • Bursa 25 °C
  • Antalya 26 °C
  • İzmir 23 °C

Hastane yatırımında yeni yaklaşımlar

Hastane yatırımında yeni yaklaşımlar
Doksanlı yıllar Türkiye’de özel hastane yatırımcılarının cesaret kazandığı dönemse eğer, ikibinli yıllar aynı kesimin altın yılları olarak tanımlanabilir. Sadece son üç yılda 100’ü aşkın yeni özel hastane hizmete girdi, 2007 yılı Eylül ayı itibarıyla Sağl

Doksanlı yıllar Türkiye’de özel hastane yatırımcılarının cesaret kazandığı dönemse eğer, ikibinli yıllar aynı kesimin altın yılları olarak tanımlanabilir. Sadece son üç yılda 100’ü aşkın yeni özel hastane hizmete girdi, 2007 yılı Eylül ayı itibarıyla Sağlık Bakanlığı verilerine göre faaliyette olan özel hastane sayısı 352’yi buldu. Özel hastaneler açısından daha zengin olan İstanbul yine ilk sıradaki yerini korusa da artık Türkiye’nin her köşesinde farklı iş ortaklıkları bünyesinde kurulan, kurulumu süren çok sayıda özel sağlık kuruluşu var. Ancak yatırımların projelendirilmesinin ne kadar doğru yapıldığı tartışmalara açık...

Saynur ÇETİNER

Doksanlı yıllar Türkiye’de özel hastane yatırımcılarının cesaret kazandığı dönemse eğer, ikibinli yıllar aynı kesimin altın yılları olarak tanımlanabilir. Sadece son üç yılda açılışı yapılan ya da kuruluş süreci başlatılan özel sağlık kuruluşlarını şöyle bir gözden geçirince bu tespitimizin hiç de yanıltıcı olmadığı rahatlıkla anlaşılabilir. 2007 yılı Eylül ayı itibarıyla Sağlık Bakanlığı verilerine göre faaliyette olan özel hastane sayısı 352’yi buldu. Doksanlı yılların aksine ikibinli yıllarda yatırım yapılan kentler de farklılaştı. Özel hastaneler açısından daha zengin olan İstanbul yine ilk sıradaki yerini korusa da artık Türkiye’nin her köşesinde farklı iş ortaklıkları bünyesinde kurulan, kurulumu süren çok sayıda özel sağlık kuruluşu var. Tabii, devletin yeni hastane yatırımlarının hemen hemen durma noktasında olmasının da bu gelişmelere uygun bir zemin yarattığını unutmamak gerekiyor. Yeni yatırımların ulaştığı düzey ve hastane oluşumlarının yapılandırılması açısından hararetli tartışmalar yürütülüyor olsa da ülke genelindeki bu atılımdan etkilenmemek mümkün değil.
Türkiye’de sağlık hizmeti sunumunun özel sektör eliyle sunulmasının geçmişi, bilindiği gibi aslında doksanlı yılların çok daha öncesine uzanıyor. O yıllarda Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üç büyük kentimizin dışındaki kimi kentlerimizde de özellikle bazı branşlarda hizmet sunan özel kuruluşlar, birkaçı dışında, oldukça mütevazı koşullarda faaliyet gösteriyordu. Bu kuruluşların önemli bir kısmı doktorların ortaklaşa kurdukları, hastane binası olarak inşa edilmemiş özelliksiz binalarda -mümkün olduğunca gerekli kurallara uyarak- sağlık hizmeti sunuyorlardı. Yıllar içinde olağanüstü bir gelişme gösteren o hastanelerin neredeyse tamamı, geride kalan uzun yılların birikimiyle bugünkü modern hizmet kurumu niteliklerine kavuştular. Uzun yıllardır bulundukları bölgelerin ihtiyaçlarına cevap veren bu kuruluşlara bugün çok sayıda yeni yatırım eklendi ve çok sayıda yeni yatırım için girişimler olduğunu biliyoruz. Fakat günümüzün yatırım koşulları artık bir kaç ortağın biraraya gelip ellerindeki kısıtlı sermayeyle girişim peşinde koşmalarına pek izin vermiyor. Türkiye’nin yükselen sektörleri arasında anılan sağlık yatırımcılığında artık çok sayıda çözüm ortağının birlikte çalıştığı süreçler egemen.
Hastane Dergisi olarak yeni hastane yatırımlarında ne tür tercihlerin rol oynadığını araştırırken, geçmiş dönemlerin tecrübelerine de ışık tutmak amacıyla sorularımızı; sektörün profesyonel yöneticilerine, özel girişimcilere ve yatırım süreçlerinde etkin olarak görev olan firmalara yönelttik. Sorularımızı yanıtlayan ve kişisel deneyimlerini aktaran sağlık yöneticilerinin, bugün gelinen noktada, ileriye dönük yatırımlar açısından devletin daha etkin, yol gösterici ve planlayıcı bir rol oynamasının doğru olacağı görüşünde birleştiklerini tespit ettik.
Özel sağlık yatırımları açısından son on yılda kaydedilen yükselme eğrisi özellikle geçtiğimiz dört yılda en yüksek seviyeye ulaşmış görünüyor. Yatırımların ülkenin belli başlı merkezlerinden ülke geneline yayılması da yine aynı dönemde hız kazanıyor. Bu dönemde hastane yatırımı yapan çevrelerde de değişim gözlendiğini söylemek yanlış görünmüyor. Daha önceki yıllara göre yatırımcılar arasında hekim ortakların azaldığını, farklı iş alanlarında faaliyet gösteren sermayedarların sağlık yatırımlarına artan bir şekilde ilgi gösterdiğini söyleyebiliriz. Hal böyle olunca yatırım için göze alınan sermayeyle doğru ortantılı olarak bir “özel sağlık kuruluşları çeşitliliği”nin ortaya çıktığını söylemek de mümkün oluyor.
Sağlık profesyonelleri arasında çeşitli sınıflandırmalarla dile getirilen bu çeşitlilik özünde, hastane yatırımı için harcanan ve maliyeti katlayan her türlü birikimin toplamına tekabül ediyor. Sonuçta bugün özel sağlık kuruluşu olarak hizmet sunan hastanelerin hepsinin ortak standartlarda buluştuğunu söylemek de mümkün görünmüyor. Sunulan hizmetin klinik kriterleri Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenen tüzük, yönerge ve yasalar çerçevesinde hayata geçiriliyor tabii. Ancak hizmet alanların gözünde özel sağlık kuruluşları açısından asıl ayırdedici özellik olarak algılanan konfor ve benzeri koşullar açısından hastaneler arasında büyük farklılıklar olduğu söylenebilir. Son yıllarda sağlık literatüründe sıkça karşılaştığımız “kalite ve akreditasyon” kavramları, bu kavramların uygulanması yolunda takınılan tavır ve kaydedilen aşamalar özel kuruluşları biribirinden farkılılaştıran asıl ayrım noktaları olarak ifade ediliyor. Türkiye’de bugün 15 özel sağlık kuruluşunun uluslararası akreditasyon belgesine sahip olduğunu biliyoruz. Bunlardan 12’si hastane, diğerleri farklı sağlık kuruluşları. Böylece, kalite-akreditasyon belgelerine sahip olmak da hastanelerin farklı kategorilerde değerlendirilmelerinde önemli bir etken olarak görülüyor ve elbette yine önemli bir maliyet kalemi ortaya çıkıyor. Dolayısıyla, yeni hastane yatırımları da yukarıda saydığımız Sağlık Bakanlığı denetimindeki yasal mevzuata, tercih edilen standartlara, bina ve arsa özelliklerine, insan kaynakları politikasına, kalite poltikalarına, hedef kitle arayışına göre şekilleniyor, birbirlerinden farklılık gösteriyorlar.
Hizmetin yapısı ve günümüzde geçerli olan beklentiler gereği sağlık kuruluşu ya da hastane yatırımları son derece kompleks özelliklere sahipler. Sağlık hizmetinin artık olmazsa olmazı olan modern tıp teknolojisi ve teknolojiye olan talep de gözönüne alındığında bir hastane yatırım süreci, yatırımcıyı çok sayıda faktörle karşı karşıya bırakıyor. Hastane yatırımı ya da bugün çok yaygın olan “zincir hastaneler” için yola çıkan girişimcilerin, hesaplarını bütün bilinmezleri göze alarak yapması gerekiyor. İşte bu noktada devreye proje yöneticileri, anahtar teslim hastane firmaları, kalite danışmanları giriyor. Yatırımını şansa bırakmayacak temkinli girişimciler, kendilerini oluşum aşamasında yönlendirecek firmaların çözüm ortaklığına başvuruyorlar. Son yıllarda bu alanda kaydedilen bütün gelişmelere karşın, hala, yatırımların gerekli ve yeterli alt yapı araştırmalarını tamamlayarak yürütüldüğünü söylemekse çok zor. Çünkü ne yazık ki yatırımcılar, aslında devlet tarafından belirlenmesi gereken “hangi bölgede, hangi alanda, hangi ihtiyacın öne çıktığı”na dair gerçek bir yönlendirmeye sahip değiller. Bu yönlendirmenin ne kadar zorunlu olduğunu da her fırsatta dile getiriyorlar. Tıpkı Hastane Dergisi’nin Temmuz-Ağustos 2007 tarihli 47. sayısında dergimizin Bilimsel Editörü Prof. Dr. Haydar Sur’un dikkat çektiği gibi. Prof. Sur’un izniyle yeniden hatırlatıyoruz:
“Hastaneler de diğer iktisadi işletmeler gibi ayakta kalabilmek için ortama ayak uydurmaya mecburdur. Gereğinde büyüme, gereğinde küçülme manevraları ile işletme pazarın koşullarında en avantajlı pozisyon arayışlarını sonsuza kadar sürdürmek durumundadır. Ülkemizde sağlık işletmelerinin bugünkü durumuna bakılınca yepyeni devasa kuruluşların pazara girdiği ve orda burada kendi halinde hizmet veren kuruluşları hallaç pamuğu gibi atmaya başladığı görülmektedir. Yıllardır biz de konuşmalarımızda büyüme stratejilerini ele alır bunun önemine değinmeye çalışırdık. Butik hastane dediğimiz kolayca ulaşılabilen, hizmetin kolayca alındığı, her zaman sıcak temasın rahatça sağlandığı ve çok ileri teknoloji ve uzmanlık gerektiren durumlar hariç hemen her sıkıntının rahatça giderilip işimizin görülebildiği sıcak mekanlar şimdi dara düştüler. Onların yaşayabilmesi de büyük ölçüde kendi boyutlarını genişletmelerine, daha büyüklerin ağzının içinde kaybolmayacak ve çenesini kilitleyecek büyüklüğe ulaşmalarına bağlı görünüyor. Dönem büyüme dönemidir. Ama sanmayın ki bu pazarın karlılığının doğal bir sonucu olarak böyledir. Tam tersine, pazar iyice sıkışmış ve yatırımların geri dönüş noktaları daha uzun zaman almaya başlamıştır. Devletle yapılan anlaşmaların koşulları daha da ağırlaşmıştır. En azından İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük kentlerde üst ekonomik sınıfa hitab eden gereğinden çok kuruluş ortadadır ve aynı pazar katmanını ele alacak yeni bir yatırımın şansı her zamankinden daha azdır. Anadolu’nun diğer kentlerinde de pıtrak gibi özel hastane bitiyor. Peki bu nasıl oluyor, hem pazar daralması, hem de yatırımların hızlanması aynı koşulların dayatması olabiliyor? Araba kullanırken bir viraja girersiniz, gereğinden daha hızlı girdiyseniz araba savrulur, o anda frene basmaya kalkarsanız hiç şansınız yok, takla atarsınız. Yapmanız gereken gaz pedalına yüklenmek ve hız arttırmaktır. Böylece arabanın ileri gitme gücünü merkezkaç gücünden daha yüksek hale getirerek virajı alırsınız. Şimdi hastane yatırımlarında yaşanan da galiba böyle bir şey.”
Bugüne dek çok sayıda hastane yatırımının yöneten, sonuç alan ve çok değerli deneyimlere sahip olan sağlık yöneticilerimizin aktarımlarını dosya sayfalarımızda ilginize sunuyoruz. Sağlık yöneticilerinin görüşlerinin yanı sıra faaliyet alanlarıyla ilgili olarak okurlarımıza aydınlatıcı bilgiler veren proje yönetimi, anahtar teslim proje üreten firma temsilicilerinin görüşlerine de yine aynı sayfalarda okuyacaksınız. Mesleki yaşamlarında katıldıkları, sonuçlandırdıkları projeleri, hangi aşamalarda hangi sorunlarla karşılaştıklarını, hangi çözüm yollarını tercih ettiklerini kendi kalemlerinden sunuyoruz.
Hastane Dergisi olarak, ülkemizde sağlık alanında yürütülen yatırımları yakından izlemeye ve deneyimleri paylaşmaya devam edeceğiz.

Bu haber toplam 1802 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim