Hükümet, sosyal güvenlik açığını kapatmak için bu sene bütçeden 28,2 milyar YTL ödenek ayırırken, özel sağlık sigortası şirketleri de aynı dertten muzdarip düştü.
Son 10 yıldır zarar yazan özel sağlık sigortacılığı 2007'yi yüzde 1,7 açık vererek kapattı. 1 milyon 200 binin üzerinde vatandaşa hitap eden sektörün zarar etmesinde, 'özel' hastanelerin 'özel' sigortalıyı 'yağlı müşteri' görmesinin etkili olduğu ifade ediliyor. Sektör temsilcileri, sağlık kuruluşlarının sigortalılarına normalinin iki katı ücretle işlem yaptığını öne sürerek, şikayetçi oluyor: "Devlet hastasına cerrahi bir müdahale için 500 YTL fatura kesen hastane, aynı tedavi için giden özel sigortalıya 2 bin YTL'nin üzerinde fatura yazıyor. Aradaki fahiş farklar sigorta şirketlerinin kasasından çıkıyor." Sağlık İdarecileri Derneği Başkanı Selçuk Irgıt'a göre hekimler, yönetici olduğu sürece bu problem çözülmez. Irgıt, "Hem hastanesine hem de kendisine daha çok para kazandırmak isteyen hekim, özel sigortalı hastalardan yüksek paralar alıyor. Müşterilerimizden, doktorların daha yüksek faturalar kestiği şikâyetlerini sık sık duyuyoruz." diye dert yanıyor.
Topladıkları primlerin çok üzerinde hasar ve komisyon ödeyen şirketler de kurtuluş reçetesi olarak Sosyal Güvenlik Reformu'nu görüyor. 'Tamamlayıcı sigorta' formülünü yasaya koydurmak için yoğun çaba sarf eden şirketler, bu sayede aradaki farkın devlet tarafından karşılanmasını istiyor. Örneğin özeldeki bir muayene 100 YTL ise bunun 25'ini devlet ödeyecek. Aradaki farkı sigorta şirketi karşılayacak. Bu durumda özel sigortalı sayısının 5 yılda 5 milyona ardından 10 milyona çıkacağı, ilçelere bile özel hastane ve poliklinik açılacağı belirtiliyor. Şirketlerin hasar prim oranları yüzde 86 seviyelerinde bulunurken, bunun yüzde 15'i aracı maliyeti olarak gerçekleşiyor. Toplanan primlerin daha fazlası hasar ve komisyon olarak sigortalıya ödeniyor. Katılımcı sayısı az olduğu için de özel sağlık sigortasındaki açık bir türlü kapanmıyor. Özel sigortalı sayısının artmamasını, kamu ve özel hastanelerin özel sigortalı-sigortasız ayrımı yapmasına bağlayan Genel Yaşam Sigortası Genel Müdürü Muhittin Yurt da yüksek ücretlendirmeye vurgu yapıyor. "Özel sağlık sigortası sahibi normalinden 4 kat fazla ücret ödemek zorunda kalıyor." diyen Yurt, özel hastanelerin tedavilerden katılım paylarını almayarak, bu yükü de özel sağlık sigortacılarına yüklediğini belirtiyor. Genel Yaşam Sigortası'nın genel müdürü, "Katılım payı alma şartı olmasına rağmen hastaneler özel kampanyalar düzenleyip, fark almaktan vazgeçti. Vatandaştan alacağı parayı bizden aldı. Sırf bu yüzden marka değeri olan 5 hastaneyle anlaşmamızı feshettim." diyor. Sağlık sigortası şirketleri, suistimalleri önlemek için özel hastaneleri denetime çıkmaya hazırlanıyor.
'Sağlık poliçelerini yakınlarına kullandırmışlar'
Özel hastanelerin, 'özel' sağlık sigortalıya daha farklı muamele ettiklerine sektör temsilcileri de birinci elden tanıklık etmiş. Özel sigortalı kişiye ilave test ve tahliller yapılarak faturanın şişirildiğini öne süren Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak, örnek olarak kendi başından geçen bir olayı anlatıyor: "Çocuğum rahatsızlandğı, hastaneye götürdüm. Tedavi bittikten sonra doktor, baştan özel sigortalı olduğunuzu niye söylemediniz, dedi. Değişen bir şey mi olacaktı, dedim. Daha ince tahliller yapardık dedi." Ayrıca, bazı sağlık poliçelerinin sahibi tarafından değil de yakınları tarafından kullanıldığı da tespit edilmiş. Koçak, "Sigorta şirketlerinin tedavi olan kişilerin kimlik tespitini çok iyi yapması gerekir. Hiç yapılmamış olmasına rağmen bazı tedavi ve muayeneler, poliçede olmuş gibi gösteriliyor. Doktorla hasta anlaşıp bunu yaptığı için aradaki farklar bizden gidiyor." diyerek tepki gösteriyor.
