Noyan Doğan | Yorum Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanvekili Tahsin Güney, sosyal güvenlik reformu çerçevesinde özel sağlık kurumlarıyla aralarında süren fark ödeme tartışmasına noktayı koyarak kurumla anlaşma yapmadan yoluna devam edecek hastane sayısının çok az olduğunu söyledi.
Yazıma önce kısa bir hatırlatma ile başlayayım. Geçenlerde yine bu sütunlarda değindim, sosyal güvenlik reformunun sadece emeklilik tarafında değil, sağlık bacağında da ciddi tartışmalar yaşanıyor. Tartışmanın ana kaynağı ise hükümetin, Genel Sağlık Sigortası (GSS) Yasası'nda yaptığı önemli birkaç değişiklik.
Bunlardan bir tanesi, özel sağlık kurumları ya Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleşme imzalayıp, kurumun belirlediği fiyatlardan hizmet satacaklar ya da sistemin dışında kalacaklar. İkincisi ise yeni yasada özel sağlık kurumlarına ödenecek fark tutarının sadece yüzde 20 ile sınırlı tutulması. Eski yasada bu oran yüzde 50 ile yüzde 70 arasında değişiyordu. İşte bu iki maddeye özel sağlık kuruluşları şiddetle karşı çıkıyor. Bu kadar hatırlatma yeter.
Gelişmiş ülkelerdeki özel sağlık kurumlarının bilançoları incelendiğinde personel giderinin yüzde 60 olduğunu, işin ilginci Türkiye'deki oranın da aynı olduğunu ifade eden Güney, "Doktor sayısı yeterli ülkede de personel gideri yüzde 60, bizde de. Bu da demek ki, verdiğimiz her fark personel giderini artıracak. Personel gideri arttıkça da farkında olmadan Türkiye'de sağlık maliyetleri yükselecek" diyor.
Tahsin Güney, ilginç bir noktaya değinerek, şu soruyu soruyor: "Biz, bir hastamızın özel sağlık tesisini seçmesinin nedenini tam olarak biliyor muyuz? Daha iyi tedavi için mi tercih ediyor, yoksa otelcilik hizmeti için mi? Ne için gittiğini bilmiyoruz. Belki de otelcilik hizmeti iyi verildiği için birçok hastamızın oralarda daha yüksek ücret ödemesine neden oluyor."
Tahsin Güney, SGK'nın fiyatları artık rasyonel belirlemesi gerektiğine dikkat çekerek "Bugüne kadar bizim belirlediğimiz fiyatlar doğru ya da yanlış tespit edilmiş. Bunların bir kısmı düşük, bir kısmı da yüksek. Fiyatları bazı verilere göre belirlediğinizde yüzde 20, yüzde 30 fark daha netleşir. Biz de bundan sonra fiyatların Türkiye'deki koşullara ve verilere göre daha sağlıklı noktaya çıkması için uğraşacağız" şeklinde konuşuyor.
Öğrendiğime göre SGK, bu açılımı özel hastanelerle de paylaşmış. Ancak hastaneler bu orta yola pek de yanaşmamışlar. İşte bu noktada da Tahsin Güney'e kritik soruyu soruyorum: "Özel sağlık kurumları hem yüzde 20 farkı hem de sizin bu orta yol çözümünüzü kabul etmiyorlarsa sözleşme imzalamayacaklar demektir. O zaman da siz, sadece devlet hastaneleri ve belki de birkaç özel hastane ile yeni uygulamayı yürüteceksiniz. Bu durum, hasta kapasitesini karşılamada ve kaliteli sağlık hizmeti vermede sorun yaratmayacak mı?"
Tahsin Güney'in bu soruya cevabı ilginç: "Biz özel hastanelerden ve onların sağlığa kattıklarından mahrum olmak istemeyiz. Ancak şu da bir gerçek: GSS başladığında bütün vatandaşlar kapsama girecek. Yani, bugünkü gibi olmayacak. Böyle bir ortamda, ‘Ben SGK ile anlaşma yapmadan hizmet vereceğim' dediğinizde, bunu yapabilecek hastane sayısı birkaç tanedir. Büyük bir kısmı SGK ile anlaşma yapmadan ayakta kalamaz. Bu nedenle ben büyük bir kısmının anlaşma yapacağına inanıyorum."
SGK Başkanvekili Tahsin Güney'in bu ilginç açıklaması üzerine yorum yapmayacağım. Sonucu hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Özel sağlık kurumları bugün söyledikleri gibi anlaşmama yolunu mu tercih edecekler, yoksa Tahsin Güney'in iddia ettiği gibi anlaşmak zorunda mı kalacaklar. Zaman gösterecek.
Hemen şunu da belirteyim: Başka kaynaklardan aldığım duyuma göre yüzde 20 fark değişecek, yüzde 40'a kadar çıkacakmış.
