• BIST 9467.22
  • Altın 2493.938
  • Dolar 32.5949
  • Euro 34.7884
  • Ankara 18 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Bursa 19 °C
  • Antalya 22 °C
  • İzmir 22 °C

Hemofili hastası doktor, hastalığının "Doktoru" olacak!

Hemofili hastası doktor, hastalığının "Doktoru" olacak!
Henüz 7 aylıkken hemofili hastası olduğu belirlenen Mehmet Can Uğur, kendisiyle aynı durumdaki kişilere yardımcı olmak amacıyla seçtiği doktorluk mesleğinde ilerleyerek kan hastalıklarının tedavisiyle ilgilenen hematoloji alanında uzmanlaşmak istiyor.

SÜLEYMAN ELÇİN - Henüz 7 aylıkken herhangi bir travma nedeniyle vücutta meydana gelen kanamanın durdurulamadığı hemofili hastalığına sahip olduğu belirlenen Mehmet Can Uğur, kendisiyle aynı sorunu taşıyan kişilere yardımcı olmak ve tedavisi ile ilgili çalışmaları daha iyi takip etmek amacıyla doktorluk mesleğini seçti.

Uşaklı Ayşe ve emekli öğretmen Necmettin Uğur'un ilk çocukları olan Mehmet Can Uğur, 7 aylıkken yapılan enjeksiyon sonrası oluşan morarma ve şişme nedeniyle hastaneye götürüldü. Burada yapılan ilk tetkiklerin ardından İzmir'e sevk edilen Uğur'a, doğumsal faktör eksikliği nedeniyle hayat boyu ilaç kullanmasını gerektiren "Ağır hemofili A" teşhisi kondu.

Uğur, genetik hastalığı nedeniyle küçüklüğünden itibaren haftada iki defa damar yolundan ilaç tedavisi görmeye başladı. Küçük yaşlardan beri hastane ortamında hastalığı konusunda uzman doktorlar ve hemofili hastaları ile iletişim halinde olan Uğur, kendisiyle aynı hastalığı taşıyan kişilere yardımcı olmak amacıyla doktor olmaya karar verdi.

Üniversiteyi başarıyla bitiren 29 yaşındaki Uğur, hemofili hastalığıyla ilgili Türkiye'de en fazla araştırmanın yapıldığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde iç hastalıkları uzmanı olarak göreve başladı.

- "Doktor olmam bana büyük avantaj sağlıyor"

Uğur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçüklüğünden bu yana doktorların yanında büyüdüğünü ve bu nedenle doktorluk mesleğini seçmesinde hastalığının büyük bir etkisi olduğunu kaydetti.

"Hemofili hastası olmasaydım doktorluk mesleğini tercih etmezdim" diyen Uğur, şöyle konuştu:

"Hastalığım nedeniyle hemofili camiasının içinde büyüdüm. Eğitimime devam ederken de 'Neden hemofili hastalarına yararlı olmayayım' diye düşündüm. Benimle aynı kaderi paylaşan insanlar var. Bundan sonraki meslek yaşamımda da hemofili hastalarına daha faydalı olmak için hematoloji uzmanı olmak istiyorum. Bununla ilgili gerekli eğitim ve sınavları sırayla veriyorum. Kendi hastalığımı kendim takip etmiyorum. Takibimi federasyonumuzun genel başkanı da olan Prof. Dr. Kaan Kavaklı yapıyor. Doktor olmam bana büyük avantaj sağlıyor. Hastalığımın kitabi yönününü de öğrenmiş oldum. Bu konudaki araştırmaları daha yakından takip etme fırsatım oluyor."

- "Oyunlarımı evin içinde oynardım"

Hemofili, kanama eğilimli bir hastalık olduğu için ailelerde bu konuda katı bir tutum bulunduğuna işaret eden Uğur, "Çocuklar daha koruyucu şekilde yetişiyor. Ben de öyleydim. Oyunlarımı evin içinde oynardım. Sokakta oyun çok kısıtlıydı. Beden eğitimi derslerindeki futbol maçlarında genelde hakemlik yapıyordum. Bu konuda aileleri de uyarıyorum. Çocukları travmadan uzak tutmalıyız ama toplumdan da soğutmamalıyız. Arkadaşlarıyla oynayacak. İstenmeyen kazalar mutlaka olacaktır ama çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimi açısından bunlar önemli." dedi.

Hastalıkla ilgili araştırmaların sürdüğüne dikkati çeken Uğur, "Haftada 2-3 defa alınan ilaçların etki sürelerinin uzatılmasıyla ilgili çalışmalar var. Deri altı uygulanan ilaçlarla ilgili çalışmalar var. Gen tedavisiyle ilgili de araştırmalar var. Hepsini takip ediyorum." diye konuştu.

Türkiye'de 7 bin hemofili hastası olduğunun altını çizen Uğur, "Hastalık genetik geçen bir hastalık. Ben de evliyim ve 6 aylık bir kızım var. Kızım hastalığın taşıyıcısı. Hemofili hastası bir erkeğin kız çocuğu taşıyıcı, erkek çocuğu sağlıklı oluyor. Kız çocuğum ileride çocuğu erkek olursa yüzde 50 ihtimalle hemofili hastası olabilir." bilgisini aktardı.

- Hemofili hastalığı nedir?

İnsan vücudunda oluşabilecek bir travma sırasında kanamayı engelleyen pıhtılaşmayı sağlayan bir mekanizma bulunduğunu belirten Uğur, "Kanamayı engelleyen mekanizmada 13 faktör görev alır. Hemofili hastalarında faktör 8 veya 9 doğuştan eksiktir. Mekanizma tamamlanamadığı için de pıhtılaşma gerçekleşmiyor ve kanama durmuyor. Temel olarak hastalık bu. Bayanlar taşıyıcı, erkekler hasta olarak dünyaya geliyor. Anneden geçişli bir hastalık. Hastalığın tedavisi de faktör 8 veya 9 hastalara hazır üretilmiş olarak damara veriliyor ve mekanizma tamamlanmış oluyor." dedi.

Hastaların faktör 8 veya 9 tedavisini düzenli olarak kullanması gerektiğini bildiren Uğur, şunları kaydetti:

"Doktorun verdiği sürelerde bu ilaçların kullanılmaması halinde bazen beyin kanaması ya da mide kanaması yaşanabiliyor. Bu ilaçları doktorunun dediği şekilde kullanması gerekiyor. Onun dışında hastanın kendisini koruması gerekiyor. Küçük yaşlardaki çocukların oynarken kendisini kanama risklerine karşı koruması gerekiyor. Boks, güreş gibi ağır sporlar hemofili hastalarına önerilmiyor. Ayrıca kanı sulandırıcı özelliği olan ağrı kesiciler kullanılması da önerilmiyor."

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 5043 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim