Muğla Üniversitesi Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu'nda konferans veren Balçova Termal Tesisleri Genel Müdürü Turabi Çelebi, Türkiye'de kaplıca kür tedavisinin gelişmesinin ancak Sosyal Güvenlik Sistemi'ne dahil edilmesiyle mümkün olabileceğini kaydetti.
Muğla Üniversitesi Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu'nda kaplıca kür turizmi ve sağlık turizmiyle ilgili Balçova Termal Tesisleri Genel Müdürü Turabi Çelebi, Turizm ve Otel İşletmeciliği programı öğrencilerine konferans verdi. Konferansına kaplıca, spa, kür otel gibi terimlerin oldukça farklı anlaşıldığının altını çizen Çelebi, Türkçe internet sitelerinde kaplıca kür turizmine ilişkin bilgilerin yüzde 95'inin hatalı olduğunu söyledi.
Son dönemlerde inşa edilen modern otellerin neredeyse tümünde müşterilere yönelik spa tesislerinin bulunduğunu ve bunun da bu sektörün ne derece önemli olduğunu gösterdiğini ifade eden kaplıca kürün Anadolu'da M.Ö. 2000-3000 yıllarında ilk olarak uygulanmaya başlandığının bilindiğini dile getirdi.
- DÜNYANIN EN İYİ KAYNAKLARI TÜRKİYE'DE
Almanya'da 2006 yılında 16 milyon 780 bin kişinin kaplıca kürle tedavi edildiğini aktaran Balçova Termal Tesisleri Genel Müdürü Turabi Çelebi, dünyanın en iyi kaynaklarının Türkiye'de bulunmasına karşın ağır bürokrasi yüzünden toplum hizmetine yeterince sunulamadığını vurguladı. Çelebi şunları kaydetti;
"Almanya'da 300'e yakın kaynak var. Genelde kaplıca şehirleri ve köyü şeklinde tesisler kuruluyor. Maalesef ülkemizde bırakın şehri, özel tesisler bile gelişmiş değil. Hepimizin bildiği Yalova Kaplıcalarını Atatürk 1928 yılında kurmuş. Ardından İstanbul Üniversitesi'nde hangi suyun hangi hastalığına ilişkin bir kürsü oluşturmuş. Peki Türkiye'de durum nasıl? Ülkemizde MTA kayıtlarına göre bin 600 kaplıca var. Almanya'da 3 bin metre derinlikte kaynaklar bulunurken, bizde 300 metre ila 1 km arasında kaynaklara kolayca ulaşmak mümkün" dedi.
Türkiye'nin dünyaca ünlü Türk Hamamlarıyla kaplıca kürlerinin entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Çelebi, bu alanda eksikliği giderek mimarların ülkemizde bulunmadığını ifade etti. Osmanlı Devleti'nde 16. yüzyılda müzikoterapi ve kaplıca kür tedavilerinin başarıyla uygulanmasına karşın günümüzde halen bir entegrasyonun sağlanamamasını ülkedeki ağır bürokrasi koşullarına bağlayan Çelebi, "Bu tür yatırımlar toplum sağlığını birebir, yakından ilgilendiren yatırımlar. Kamuoyunda yalnızca felçlilerin, yaşlıların ve engellilerin gittiği yerler olarak bilinen kaplıca kür tesisleri aslında sağlıklı insanlar içindir." şeklinde konuştu.
- "SGK'YA DAHİL EDİLMELİ"
Balçova Termal Tesisleri Genel Müdürü Turabi Çelebi Avrupa ülkelerinde vatandaşların bu giderlerinin devlet tarafından karşılandığının altını çizdi. Türkiye'de de bu alanda gelişme kaydedilebilmesi için bunun bir sağlık programı olduğunun kabul edilerek Sosyal Güvenlik Sistemi'ne dahil edilmesinin gerekliliğinin altını çizen Çelebi, "Türkiye'de 9 milyon engellimiz var. Bunların birçoğu yalnızlıktan, işe yaramama düşüncesiyle intihar ediyor. Biz bu tesislerde böyle insanları rehabilite ederek topluma
kazandırıyoruz. Devlet, toplum sağlığını düşünüyorsa kesinlikle kaplıca kür tedavilerini SGK'ya dahil etmeli. Tesislerde aynı zamanda çok sayıda hekim kontrolünde tedaviler gerçekleşiyor. Türkiye dünyanın en çok ilaç tüketen ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu sayede ilaç tüketimini yüzde 60 oranında düşürmek mümkün." şeklinde konuştu.
