• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Ankara 22 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Bursa 18 °C
  • Antalya 22 °C
  • İzmir 21 °C

Kemoterapiye alternatif 'biyokimyasal yöntemler'

Kemoterapiye alternatif 'biyokimyasal yöntemler'
Kemoterapi çoğu kanser türünde etkili olmasına rağmen vücudu zorluyor. Biyokimya, yeni yöntemlerle kanserle savaşta kemoterapiye alternatifler getiriyor.

Kanserli hücrelerde olduğu gibi sağlıklı hücreler için de hiyerarşik bir sistem geçerli. Yetişkinlerde, bu sistemin tepesinde kök hücreler yer alıyor. Ancak vücudumuzda kök hücrelerin sayısı sınırlı. Kandan bağırsaklara, her bir sistem birkaç bin kök hücresine sahip. Son derece yavaş şekilde çoğalmaları, kök hücrelerinin sayısını sınırlı tutuyor.

Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, Heidelberg’deki Kanser Araştırmaları Merkezi’nden Prof. Andreas Trumpp, vücudumuzun her gün ihtiyaç duyduğu milyarlarca yeni hücreyi bir tür hızlandırılmış sisteme başvurarak temin ettiğini belirtiyor. Trumpp, “Kök hücreler, muazzam bir hızda bölünebilme özelliğine sahip öncü hücreler üretiyor. Bölünme aşamasında farklılaşarak belirli görevleri üstleniyorlar” diyor.

“Uyuyan hücreler”

Kemoterapi, öncü hücrelere zarar verebilirken kök hücreler dayanıyor. Vücut, kök hücreler sayesinde kendini yenileyebiliyor. Ancak her tümör de kendi kanser kök hücresine sahip. Onlar da sağlıklı kök hücreler gibi son derece yavaş şekilde bölünüyor ve kemoterapiyi atlatabiliyor. “Uyuyan hücreler” de denilen kanser kök hücreleri, kan dolaşımı üzerinden vücudun geneline yayılabiliyor. Uzmanlar buna metastaz, bir başka ifadeyle tümörün başka organlara göçmesi adını veriyor. Kimi zaman aylara ve yıllara yayılan bu süreç sonunda kanserin tedavisi de mümkün olmuyor.

Kanser kök hücrelerinin imhası, kanserle savaşın anahtarı konumunda. Uzmanlar, bunun için farklı yöntemler üzerinde çalışmaya devam ediyor. Bunlardan biri “uyumakta” olan kanser kök hücresinin aktif hale getirilerek bölünmeye teşvik edilmesini öngörüyor. Bazı araştırmalara göre, “uyandırılmış” kanser kök hücreleri kemoterapiyle yok edilebiliyor. Yöntemin riskli olduğunu kabul eden Prof. Andreas Trumpp, beklemenin de bir çözüm olmadığına işaret ediyor. Trumpp, “Bu yöntemdeki mantığı İkinci Dünya Savaşı yıllarından kalma, kenarda köşede duran bir mayına yaklaşımı benzetiyorum. Soru şu: Mayını yerinde bırakalım ve kimse basmasın diye umalım mı? Yoksa, onu kontrollü bir şekilde patlatalım mı?” diye konuşuyor.

Biyokimyasal yöntemler
Kemoterapinin dışında kanserle mücadelede hücre bölünmesini önleyen biyokimyasal yöntemler öne çıkıyor. Bir hücre, kalıtım zincirini kopyalayarak bölünüyor. Kopyalama aşamasında yapılacak bir müdahale, kanser kök hücresinin imhasını sağlıyor. Bir başka yöntemde ise hücre yapısının çoğalabilme özelliğini engelleyen maddeler devreye sokuluyor.

Heidelberg’deki Ulusal Terörle Mücadele Merkezi (NCT) uzmanlarından Prof. Dirk Jäger, kanserli hücrelerle mücadelede vücudun kendi bağışıklık sisteminin devreye sokulduğu bir başka yönteme işaret ediyor. Bu yöntemde kısaca “T hücreleri” adı verilen T Lenfositleri öne çıkıyor. Prof. Jäger, “T Lenfositleri tümörlü hücrelerdeki belli protein yapılarını tanıyor. Özellikle bu hücreye karşı harekete geçiyor ve bu protein yapısını içeren hücreyi öldürüyor” diyor.

Bağışıklık sistemini güçlendiren aşılar
Kanser hastalarında bağışıklık sistemi yeterince güçlü değil. T Lenfositlerinin gelişimini sağlamak için hastalar aşılanıyor. Prof. Dirk Jäger, tümörlü hücrelerin T Lenfositlerine karşı geliştirdiği savunma stratejilerinin işi zorlaştırdığına dikkat çekiyor. Jäger, “Tümörler, belli antijenleri sunmuyor; kendilerini maskeliyorlar. T Lenfositlerini etkisiz hale getirebilecek maddeler gönderiyorlar. Ya da hedef olmalarını engelleyecek şekilde hücre yüzeylerinin yapılarını değiştiriyorlar” diyor.

Prof. Jäger, T Lenfositlerine hedeflerini gösterecek ve tümörlü hücrelerin gizlenmesini önleyecek yeniliklere dikkat çekiyor. Dirk Jäger, “T Lenfositlere yapılan genetik müdahaleyle tümörlü hücrelerde belli yapıları tesbit edebilecek özellikler kazandırılıyor. Tümörlü hücrenin gizlenmesini sağlayan ve bağışıklık sistemini devre dışı bırakan maddelere başvurması engelleniyor” diye konuşuyor.

Kanserle mücadelede yeni yöntemler henüz araştırma safhasında bulunuyor. Muhtemel yan etkilerin denendiği yeni tedavi yöntemleri ve ilaçların piyasaya sürülmesi yılları alabilir. Diğer yandan her kanser türünün kendine özgü olması, kanserle savaşı daha da çetin hale getiriyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 6082 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim