"(Ekonomik kriz nedeniyle yaşanan) Bu zor süreçte Türkiye, Lübnan'a destekçi bir yaklaşım sergiliyor. Krizden kurtulmak istediğimiz böylesi bir süreçte Türkiye'nin yardımları oldukça önemli"
Sağlık Bakanı Abyad, AA muhabirine, ülkede iki yıldan bu yana devam eden ekonomik krizin sağlık sektörüne etkileri ve Türkiye'nin bu konuda verebileceği desteğe ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin sağlık sektöründe güçlü ve ilerlemeler kaydetmiş önemli bir ülke olduğunun altını çizen Abyad, "Geçmişe ve şu ana bakarsak, (sağlık sektöründe) iki ülke arasında faaliyetler noktasında geleceğimiz oldukça parlak." ifadelerini kullandı.
Ülkede 2019'dan bu yana süren ekonomik krizin en çok etkilediği alanların başında sağlık sektörünün geldiğini söyleyen ve durumun iyi olmadığını gizlemeyen Abyad, "Sağlık sektörümüzün yeniden inşasında Türkiye'nin yanımızda olacağını düşünüyorum." temennisinde bulundu.
Mikati, Erdoğan'la görüşmek için Türkiye'ye gelecek
Lübnan ile Türkiye arasında başta sağlık olmak üzere birçok alanda iş birliğinin güçlendirilmesi konusunda ilerleme kaydedildiğini ve son süreçlerde görüşmeler yapıldığını aktaran Abyad, "Türkiye, uzun yıllardan beri Lübnan'ın yanında ve bu sürekli dillendirilen bir durum. Kısa bir süre içerisinde bizim başbakanımız (Necib Mikati) da Türkiye'ye ziyarette bulunacak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek." dedi.
Abyad, "Bu zor süreçte Türkiye, Lübnan'a destekçi bir yaklaşım sergiliyor. Krizden kurtulmak istediğimiz böylesi bir süreçte Türkiye'nin yardımları oldukça önemli." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'deki ilaçların fiyatı Lübnan için makul görünüyor"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 16-17 Kasım tarihlerinde Beyrut'taki resmi temasları sırasında gerçekleştirdikleri görüşmelere ilişkin de bilgi veren Abyad, şunları kaydetti:
"Çavuşoğlu; Erdoğan ve Türkiye'nin Lübnan'a başta sağlık olmak üzere tüm sektörler için destek mesajını iletti. Türkiye'nin desteklediği Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde inşa edilen Travma ve Yanık Hastanesi'nin açılmasından söz ettik. Bu proje 10 milyon dolarlık bir maliyetle inşa edildi. Birkaç ay içerisinde hastanenin açılmasını temenni ediyoruz. Türkiye'de çok güçlü bir ilaç sektörü olduğunu biliyoruz. Görüşmemizde bunları da ele aldık. Türkiye'deki ilaçların fiyatı Lübnan için makul görünüyor. Sağlık çalışanlarının Türkiye'de veya burada eğitilmesi, hastane bilgi ve teknoloji sistemlerinden yararlanılması konularını da görüştük."
Lübnan'daki ekonomik kriz
Lübnan, özellikle 2019'dan bu yana ciddi bir ekonomik krizle mücadele ediyor.
Merkez Bankasındaki dolar likidite sorunu ve döviz rezervlerinin erimesi, ülkede başka ciddi krizlerin de patlak vermesine yol açtı.
Lübnan lirası ABD doları karşısında yüzde 90'a varan bir değer kaybı yaşadı ve ülkede resmi olmayan verilere göre enflasyon yüzde 700 arttı.
Birleşmiş Milletlerin (BM), 1 Temmuz'da yayımladığı değerlendirme raporunda, Lübnanlıların yarısından fazlasının yoksulluk sınırı altında yaşadığı, yaşam şartlarının 1975-1990 yıllarındaki iç savaş döneminden bile daha kötü olduğu vurgulandı.
Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonuna göre, 2021 yılı itibarıyla Lübnan nüfusunun yüzde 74'ü yoksulluk sıkıntısı çekiyor.
Uluslararası Para Fonunun 2020'ye ait raporuna göre de Lübnan'da kişi başına düşen yıllık gelir yaşanan krizden sonra 8 bin dolardan 3 bin doların altına kadar düştü.
