• BIST 9645.02
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • Ankara 18 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Bursa 25 °C
  • Antalya 16 °C
  • İzmir 22 °C

Meme kanserinin tedavisi

Meme kanserinin tedavisi
Doç. Dr. Hasan Karanlık, Meme kanseri tedavisi hakkında bilgi verdi.

Kanserli hücre, normalde bulunduğu organın içerisinden çıkarak tüm bölgelere geçiş sağlayabilen ve normal hücre formundan daha güçlü yapıya sahip hücrelerdir ve meme kanserine sebep olan kanserli hücreler, meme bölgesinde bulunan süt bezlerinin çalışma fonksiyonlarını etkileyerek tıkanıklık oluşmasına neden olurlar. Meme kanseri oluşabilme ihtimali genetik faktörlerin etkili olmasından dolayı ailesinde bu rahatsızlığı geçiren ya da meyil gösteren bireylerde daha fazladır.

Nedenleri tam bilinmemesine rağmen meme kanserini ortadan kaldırabilmek veya yavaşlatabilmek için çeşitli tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Bu tedavi yöntemlerinden cerrahi tedavi son olarak başvurulan tedavi şekli olup, hormon tedavisi ve kemoterapi ilk aşamada uygulanan tedavi biçimidir. Tedavinin hangisi olacağına meme kanseri tipi belirlendikten ve tüm bulgular saptandıktan sonra doktor tarafından karar verilmektedir.

Vücutta oluşan tümörler pek çok kanserli hücreyi bünyesinde barındırabilmektedirler. Tümörlerin iyi ve kötü huylu olanları vardır ve kötü huylu tümörlere malign tümörler adı verilir. Bu tümör çeşidi kanser yapıcıdır. Yani malign olan tümörlere kanser denmektedir. Kanserli hücrelerin yayılma riski olduğundan erken müdahale edilmesi kurtarıcı bir durumu da beraberinde getirmektedir. Bkz: http://www.hasankaranlik.com/meme-kanseri-tedavisi-ve-yan-etkileri/ 

1. Cerrahi Tedavi

Kadınlar arasında en sık rastlanan malign tümör, gelişmiş ülkelerde en sık rastlanan tümör türüdür. Meme tümörünün gelişme olasılığı belirli özellikleri taşıyan kadınlarda daha yüksek gözlenmektedir. Cerrahi işlem öncesinde erken tanı konulması durumunda iyileşme şansı artmaktadır. Meme kanseri söz konusu olduğunda uygulanacak tedavi genel olarak cerrahi girişimdir. Memeyi koruyabilen cerrahi ve koruyamayan cerrahi olarak iki farklı durum söz konusu olmaktadır. Günümüzde genel olarak tercih edilen cerrahi girişim operasyonu mastektomidir. Memeyi koruyamayan cerrahi müdahale biçimi olan mastektomi; ameliyatla memenin tümünün alınması işlemine verilen addır.

Mastektomi tedavisi 3 farklı şekilde uygulanabilmektedir.

- Basit mastektomi

- Modifiye radikal mastektomi

- Radikal mastektomi

Meme kanseri oluşan bireyde bu durumun cerrahi yol ile giderilmesi söz konusu olduğunda basit mastektomi ile memenin kendisi, memenin derisi, aerola ve pektoral fasyanın çıkartılması işlemi uygulanır. Bir başka cerrahi yöntem olan modifiye radikal mastektomi de ise memenin tamamına ek olarak koltuk altı lenf bezlerinin alınması durumu söz konusudur. Bazı durumlarda bu işlem uygulanırken kanserli hücrelerin yayılmasına bağlı olarak koltukaltı bezlerinin arkasında bulunan kasların çıkarılması durumu da yaşanabilmektedir.

Koltukaltı bezlerinde yayılma yoksa çapı 2 cm’yi geçmeyen tümörlerde yalnızca tümörün çıkarılması ya da kanserli hücreler müdahale edilmesi yeterli olacaktır. Boyut olarak bakıldığında 2 cm den az olarak belirlenen ve koltukaltı lenf bezlerine yayılmamış tümörlerin söz konusu olduğu durumlarda memenin korunması gereklidir ve kadınlık için elzem bir organ olan memenin korunduğu cerrahi girişimler çok büyük önem taşımaktadır. Meme koruyucu cerrahi yöntemleri ise memenin içerisinde bulunan kanserli hücrelerin belirli bir sınır içerisinde alınması ile gerçekleşebilen ve memenin varlığının devam etmesini sağlayan tedavi yöntemidir.

Meme koruyucu cerrahi yöntemleri pek çok farklı yöntem ile uygulanabilmektedir.

- Geniş eksizyon

- Lumpektomi 

- Kadrantektomi

- Segmental mastektomi

- Cilt koruyucu mastektomi

- Aroela (meme başı) koruyucu mastektomi

Sadece tümörün çıkarıldığı durumlar memenin korunması için sınırlı olmamakta ve farklı teknikler de kullanılmaktadır. Cerrahi müdahale için uygun hale getirilmiş koşullarda sadece tümörün çıkarılması da mastektomi olarak belirtilen yöntem ile aynı etkiye sahip olabilir. Alınabilecek en iyi sonuçlar için meme kanseri tedavisi uygulanırken cerrahi müdahale gerçekleştirildiğinde memenin çok küçük olmaması gerekmektedir ve kanserli hücrelerin areolaya belirli bir uzaklıkta bulunması gerekmektedir. Çünkü areola bölgesine yani göğüs ucuna yakın olan tümörler, kanserli hücreler oldukça büyük sıkıntı yaşatmakta ve memeyi kurtarmak pek mümkün olmamaktadır.

Mastektomi, aynı memede birden fazla tümörün var olduğu durumlar ve koltukaltı bezlerine kadar yayılmış olan kanserli hücrelerin cerrahi operasyon ile belirlenebilmesi durumlarında tercih edilmektedir. Koltukaltı bezlerine olan yayılma cerrahi müdahale öncesi belirlenemeyebilir. Kadınlar açısından meme kaybı risk olarak görüldüğünden cerrahi müdahale hasta tarafından istenmeyebilir. Bu durumda hastayı ikna etmek gerekecektir. Çünkü en iyi ve etkin müdahale cerrahi girişimdir ve sonrasında hastalığın tekrarlama riskini en aza indirgemektedir. Meme kanseri tedavisinde tüm memenin alınmasını istemeyen bireylerde radyoterapi uygulanır.

Kemoterapi

Tüm kanser tiplerinde kullanılan kemoterapi olarak adlandırılan kimyasal ilaç tedavisi, belirli kimyasal maddelerin kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Kemoterapide kullanılan ilaçlar kimyasal yapıları açısından birbirinden çok farklı olabilir fakat vücuttaki ortak etkileri bakteriler karşı savunma mekanizması geliştirebilmektedir. Kemoterapi ilaçlarının özgül etkileri vücudun biyolojik ve kimyasal işlevlerini zarar vermeden bakterinin yaşam sürecini engellemek biçimindedir.

Kemoterapide kullanılan pek çok ilaç vardır ve hem eheme hepsi organik yapılı bileşiklerdir. Karşı koydukları hastalık yapıcı etkene göre bunlar antiprotoal ve antihermintik gibi gruplar halinde sınıflandırılır. Kaynağı mikroplar olmayan tümörlerde etkili olan antiviral ve antimitotik ilaçlar kemoterapotik sınıfına girer. Enfeksiyonların tedavisinde çok yararlı olan kemoterapötikler hastalıktan korunmada fazla işe yaramadığımdan meme kanseri hastalarında tercih edilme durumları doktor kontrolünde gerçekleşen bir durumdur. Mikroorganizmalarda tıpkı antibiyotikler gibi kemoterapotiklere karşı da direnç oluşabilir.

Kemoterapi tedavisinin uygulanması kararlaştırıldığında ilk olarak hastanın kaç kür kemoterapi alacağına karar verilir ve belirli plan dahilinde hastanın psikolojik olarak kendini buna hazırlamasının ardından ilk kür verilir. Bu işlemler tıbbi onkolog tarafından gerçekleştirilecektir.

Medikal onkologlar tıp alanlarında uzmanlaşmış bireylerdir ve onların da bu konu hakkında yeterli deneyimi ve bilgisi bulunduğundan kemoterapi tedavisinde yetkili olabiliriler. Meme kanseri olarak kemoterapi tedavisine tabii tutulan bireylerin iç hastalıkları uzmanı tarafından tedavisine başlanacaktır. Tümör tedavisi bir ekip ile gerçekleştirilmesi gereken durumdur ve burada pek çok farklı alan doktoru iş birliği içerisinde olmalıdır. Hem medikal onkolog hem de radyasyon onkoloğu cerrahlar ile fikir alışverişi içerisinde kalarak bu işlemleri yürütmelidir. Kemoterapi için ilaç verilirken normal hemşireler yerine bu konuda deneyim kazanmış ve alanında uzmanlaşmış kemoterapi hemşireleri görev yaparlar.

Kemoterapi uygulamasında amaç ise tümörü tamamen ortadan kaldırmak için kimyasal ilaç verilmesidir. Normal hücreler kanserli hücreler ile bir arada bulunurlar. Fakat kanserli hücreler her organa geçebiliyor yani vücutta yayılabiliyorken normal hücreler özelleşmiş hücreler olduklarından özelleştikleri organa ait olacak şekilde konum değiştirmezler. Kemoterapi tedavisinde verilen ilaç tüm hücrelere nüfuz ettiğinden meme kanseri hastasının vücudundaki hem kanserli hücreler yok olacak hem de sağlıklı hücreler zarar göreceklerdir. Bu nedenle hastanın vücudunda kimyasal ve fiziksel değişimler gözlenmektedir.

Kemoterapi tedavisinin sıklığı ve uygulanış dozu tümörün cinsine ve hastanın özelliklerine göre değişiklik gösteren bir durumdur. Kemoterapi tedavisi uygulanırken başka tedavilere de devam edilerek hastanın tedavi bütünlüğü sağlanabilmekte fakat bu hastanın metabolizması için yorucu bir süreci beraberinde getirmektedir. Kemoterapi tedavisi cerrahi müdahale öncesinde ya da sonrasında gerçekleştirilebilir. Sonrasında tüm kürler bittiğinde hastaya ışın tedavisi uygulanır ve bu şekilde vücutta kalması olan kanserli hücreler tamamen ortadan kaldırılmış olurlar.

Kemoterapi sırasında kullanılan ilaçlar tümöre direkt olarak etki eden kemoterapötik ilaçlar ve hormonlar hastanın bağışıklık sisteminde kuvvetlendirici etkiye sahip olurlar. Tümöre doğrudan etki eden ilaçlar ise yan etkileri oldukça fazla olduğundan beraberinde bu yan etkileri azaltmak amacıyla verilen ilaçlarla desteklenerek kullanılırlar. Kemoterapötik ilaçların etki mekanizması kan yoluyla dağılma şeklindedir. Damar yolu açılarak yaklaşık olarak yarım saatlik süre zarfında vücuda yavaş yavaş ilaç verilir. İlaç etki ettiğinde tümörlü hücrelerin büyüyüp çoğalmasına ve sonrasında da ölmesine neden olurlar.

Yaşlanan hücrenin ölümü kolay olduğundan kanserli hücrelerin hızlı bir biçimde yaşlanmasını ve ölmesini sağlayan bu ilacın yan etkileri bireyden bireye değişiklik göstermektedir. Bazı hormon ilaçları da tedavide verilerek bu kanserli hücrelerin ölümü kolaylaştırılmış olunur. Hastaya ve metabolizmasına göre oluşturulan kemoterapi uygulama şemasına göre aylık ya da 3 haftalık dönemlerde hastaya ilaç enjeksiyonu gerçekleştirilir. En sık kullanılan yöntem damardan ilaç verilmesi olsa da ağızdan kapsül ile ilaç tedavisi de mümkün olan durumlardan biridir. Fakat pek çok ilaç sindirim kanalından emilimi olmadığından damar yolundan verilmektedir.

2. Hormon Tedavisi

Hormon tedavisi yöntemi ile kanserli hücrelerin büyümeleri ve gelişmeleri için gerekli olan hormonların alınması engellenecek biçimde bir yol izlenir. Östrojen ve prolaktin hormonlarının meme bezlerine direk olarak etki etmesi sonucu buradaki kanserli hücrelerde artış olacaktır. Bu durumu engelleyebilmek için hipofiz bezinden salgılanan bu hormonların bu bölgelere salgılanmaması sağlanır. Bu damar yoluyla verilecek ilaçlarla sağlanabileceği gibi genellikle ağız yoluyla verilen ilaçlar ile yapılmaktadır.

doc.-dr.-hasan-karanlik.jpeg

 

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 12706 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim