Son yıllarda hız kazanan özel hastane yatırımları, geçen günlerde çıkan yeni özel hastaneler yönetmeliğiyle tehlikeye girdi. Milyon dolarlık yatırımlar, Sağlık Bakanlığı'nın ekimde açıklayacağı yatırım için ihtiyaç bulunan bölgeler çalışması planına takıl
Son yıllarda hız kazanan özel hastane yatırımları, geçen günlerde çıkan yeni özel hastaneler yönetmeliğiyle tehlikeye girdi. Milyon dolarlık yatırımlar, Sağlık Bakanlığı'nın ekimde açıklayacağı yatırım için ihtiyaç bulunan bölgeler çalışması planına takıldı. Durdurulan ön izin müracaatları nedeniyle tamamlanmış ancak izin alamamış yatırımların ne olacağı belirsiz.
Sektör temsilcileri, bürokratik işlemlerin uzun sürmesinden dolayı yaygın olarak yatırımcıların inşaat ile izin için istenen evrakı tamamlama sürecini paralel yürüttüğünü söylerken "500 yerden evrak toparlamak gerekiyor. Bu nedenle evrak toplanırken diğer yandan yatırım yapılıyor. Yönetmelikle birlikte izin işleminden önce tamamlanan bu yatırımların atıl kalma ihtimali belirdi" diyor. 13 sektör derneği ise düzenlemeye karşı mücadele etmek üzere bir platform altında birleşti.
Platform Koordinatörü Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Genel Sekreteri Yaşar Yıldırım, "Hastane projesi, 10 ila 100 milyon dolar arasında değişen bir maliyet demektir. Bu düzenleme hem kazanılmış haklara aykırı hem ülke ekonomisine zarar" dedi. Düzenlemeyle 1 yıldır İstanbul'da açacakları hastanenin araştırma ve fizibilite çalışmalarının boşa gitmesinden endişe duyan Bayındır Hastanesi Genel Müdürü Cengiz Babacan da "Planlamaya karşı değiliz ancak bunun için bize geçiş süresi tanınmalıydı" dedi. Sağlık Bakanlığı'nda 100 özel hastane faaliyete geçmek için izin bekliyor.
Şaşırtmacalı bir gidiş var
Babacan, 15 Şubat'ta çıkarılan yönetmeliğin sektörde yatırım projelerinin çok yoğun olduğu bir dönemde yapıldığını söylerken "Şaşırtmacalı bir gidiş var. Önce kamu hastalarının özele kaydırılmasıyla sektör teşvik ediliyor. Arkasından bunun önüne geçilmeye çalışılıyor" dedi. Hastane yatırımlarının 1 gecede planlanmayıp yılları bulabilen bir süreç olduğunu vurgulayan Babacan, "İlgili düzenlemelerinin de 1 gecede karşınıza çıkmaması gerekir" dedi. Planlamaya karşı bir tutumları olmadığını ancak bu çalışmanın nasıl yapılması gerektiğinin önemli olduğunu söyleyen Babacan, "Şu zamandan itibaren bu çalışmaya başlıyoruz, haberiniz olsun, denmeliydi. Tamamlanan ancak ön izin için başvurmamış yatırımlara yazık oldu" diye konuştu. Babacan, yatırım gerçekleşmese bile işletmelerin aylar süren araştırma ve fizibilite çalışmalarından bahsederken "Onlar da boşa gitti. Bir süredir yatırım için çalışıyorduk. Fizibilite çalışmaları yaptırdık, zaman harcadık" dedi. Düzenlemenin diğer sıkıntısının mevcut işletmelerde yaşandığını belirten Babacan, "Bakanlık planlama çalışmasıyla çevrenizdeki branş, cihaz ya da sağlık çalışanı sayısını yeterli bulsa da hastane kendi içinde bir bütündür. Çevremde olsa da hastanemdeki eksik verdiğim hizmetin eksiği olur" dedi.
Bir başka özel hastane yöneticisi ise kamunun hekim sayısında yaşadığı sıkıntının yanında özel sektördeki standartlara ilişkin düzensizlikleri ortadan kaldırmak üzere böyle bir düzenlemeye gittiğini söylerken mevcut ortamdan yine karar alıcıların sorumlu olduğunu savundu. "İşin başında sağlık yatırımı zorlaştırılmalıydı. Bu iş, asgari standartları çok yüksek olan bir iştir. Nasıl herkes havaalanı yapamazsa hastane de yapamaz. Serbest bıraktılar, bakkal açmaması gerekenler hastane açar oldu" diyen yetkili, planlama çalışmalarına uyum için geçiş sürecinin önemini vurguladı. Yetkili, "Yönetmelikle tıp merkezlerine 4, güzellik merkezlerine 2 yıl geçiş süresi tanındı. Hastanelere de süre vermeleri gerekecek. Beklentimiz böyle" dedi.
2007 yılı şubat ayında OHSAD'ın yaptığı çalışmaya göre Türkiye'de 310'a yakın özel hastane var. 80-100 bin arasında kişi istihdam ediliyor ve hastanelerin yaş ortalaması ise 13.2. Çalışmaya göre, hastane başına 10 milyon dolarlık yatırım düşünülürse sektördeki toplam yatırım 3 milyar doları aştı, ancak son yıllarda yapılan yatırım tutarları 40 milyon doların altına düşmüyor.
Hastayı rehin alanı meslekten atarız
Başbakan Erdoğan, hekimlerin tam gün çalışmasına muhalefet edenlerin olduğunu belirterek, "Artık bizi anlamaları gerekiyor. Biz halkımızı seviyorsak, bizler halkımıza hizmet yarışında varsak, bu millet bizleri ve tıp mensuplarını bu okullarında okutup yetiştirmişse bizler de halkımıza hizmette part-time hizmetle kendimizi aldatmayalım. Full-time hizmet" dedi.
Erdoğan, dün Sağlık Bakanlığı tarafından alınan ambulansların hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törende hastanelerde rehin alma döneminin de sona erdiğini ifade etti. Erdoğan, "Hastanelerde ücretini ödeyemeyen vatandaşlarımızın rehin alındığı günleri hatırlayın. Uygulama bu dönemde bitmiştir. Varsa bizi haberdar edin. Olduğu anda biz, oranın tüm yetkililerini, kesinlikle orada barındırmaz, meslekten ihracına varıncaya kadar her türlü adımı atarız" diye konuştu.
Yılar önce geçirdiği trafik kazasını örnek veren Erdoğan, önce kendilerini Düzce'den Bolu'ya götürecek bir ambulans bulamadıklarını, "kan revan içinde" Bolu'da bir hastaneye götürüldüklerinde gittiklerinde ise SSK'lı oldukları gerekçesiyle hastaneye alınmadıklarını söyledi. Erdoğan, "Şimdi hiçbir hastane, kapısından, benim vatandaşımı döndürme hakkına sahip değildir. Alacak, ilk müdahalesini yapacak, ondan sonra gereği neyse ona müracaat edecek" dedi.