"Obezler tatlı tüketimini kontrol edemiyorlar"

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Harun Uysal, kefirin sağlık ve beslenme açısından önemini vurgulayarak, "Kefir köpüklü, koyu kıvamlı, hafif ekşimsi bir süt içeceğidir. Kefir bir Kafkas içeceğidir ve ortalama yaşam süresini uzatır. Sürekli kullanan Kafkas halkında kefir su ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullanılan bir içecek olup, bu insanların 120 ile 140 yıl ömür sürdükleri görülmüştür. İnsanoğlu 5 bin yıldır kefir içmektedir. Kefirde, bilinen süt ve yoğurtta bulunan faydalı bakterilerden 20 tane daha fazla faydalı bakteri bulunmaktadır. Bağırsak bakterilerinden oluşabilecek sağlık sorunlarını en aza indirmektedir" dedi. Prof. Dr. Harun Uysal evde kefir üretimi ile ilgili de katılımcılara bilgi verdi.

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedef Nehir El ise, çiğ süt ve pastörize süt arasındaki farklara değinerek, "Çiğ süt 40 santigrat derece altındaki sütlerdir ve sağlıklı bir hayvandan sağılmış olsa bile birçok sağlık sorunu oluşturabilecek mikroorganizmaları barındırabilir. Çiğ sütün tüketilebilmesi için pastörizasyon, UHT ya da siterilizasyon işlemlerinden en az birisine tabi tutulması gereklidir" diye konuştu. Prof. Dr. El özellikle yaz aylarında büyük sorunlar oluşturan sokak sütünün sıcağın etkisiyle birçok mikroorganizma ürettiğini ve insan sağlığını tehdit ettiğini söyledi.

Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Elmacı da obezlerde tat duyusu ve eğilimleri anlattı. Prof. Dr. Yeşim Elmacı, "Obezitenin genetik faktöre bağlı olabileceği düşünülmektedir. Obez bireylerde kalp, tansiyon, diyabet hastalıkları normal kilodaki bireylere göre daha fazla görülmektedir. Yaptığımız araştırmalar sonucu, obez bireylerin sinirliyken tatlı tüketimlerini kontrol edemedikleri sonucuna ulaştık. Obez bireyler, normal kilodaki bireylere göre daha az tuzlu fakat daha fazla ekşi yiyecek tüketmektedirler" diye konuştu.