Isparta Sağlık İl Müdürlüğü, sezaryen oranlarının çok yüksek olmasından dolayı özel hastaneleri mercek altına aldı. Özel hastanelerde her 100 doğumdan 75'inin sezaryenle yapıldığını tespit eden müdürlük, hastanelerden ayrıntılı bilgi istedi.
Özel hastanelerin sadece birisinde bir yıl içinde yapılan bin 24 doğumdan 750'sinin sezaryenle gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Türkiye ortalamasının üç katı fazla olan bu oranların neden yüksek olduğu konusunda özel hastanelerden ayrıntılı açıklama istendi.
Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde özellikle özel hastanelerde teşvik edilen sezaryenle doğum oranlarını azaltmak bir takım uygulamaları hayata geçirdi. Öncelikle doktorlara ödenen performans maaşlarında değişiklik yapıldı. Normal doğum yaptıran hekime verilen performans maaşını yükselten devlet, sezaryen doğuma düşük ücret ödeyecek. Öte yandan hastanelere ödenen doğum paket fiyatlarında da normal doğum lehine bir düzenlemeye gitme kararı alındı. Buna göre sigortalı bir anne adayının sezaryen masrafı için hastaneye 742 YTL ödeyen devlet, düzenlemeden sonra bu rakamı aşağıya çekecek. Normal doğuma verilen 277 YTL ise arttırılacak belirtiliyor.
Isparta Sağlık İl Müdürü Dr. Süleyman Önal, Isparta'daki özel hastanelerin sezaryen oranlarının yüzde 75'lere dayandığını söyledi. Oranların bu kadar yüksek olmasının ticari kaygılarla yapılabileceği sorusunu akla getirdiğini ifade eden Önal, "Sezaryen iki ana neden bulunuyor. Bir kısım vatandaşlarımız doğum için sezaryeni tercih ederek hekimi zorlamaktadır. Bunun kabul edilebilir olduğunu düşünmüyoruz. Her hekim normal doğumun anne açısından faydalı olduğunu hastasına anlatarak ikna etmek için elinden geleni yapmalıdır. Kesinlikle hiçbir endikasyon olmaksızın sezaryen talebinde bulunan annenin talebine sırf o istedi diye cevap verilmemesi gerekir. Bunu etikte bulmuyoruz zaten. İkinci etkende bir kısım özel hastanelerde sezaryenin yüksek olmasının ekonomik kaygılar taşınarak yapıldığını aklımıza getiriyor açıkçası. Ama iki problemi de hekimler olarak aşmak zorundayız. Hekimlerimiz bu noktada etik davranmak zorunda." diye konuştu.
Sezaryenin hem çocuğu riske attığını, hem anneyi riske attığının bunun yanında hem de ekonomik anlamda ciddi kayıplara yol açtığını kaydeden Önal, Sosyal endikasyon olmadan(Sancısız doğum yapmak isteği) sezaryen yapılmasını doğru bulmadıklarını, hastanın böyle bir sosyal talebinin reddetmemesi gerektiğini anlattı. Önal, sezaryenin normal doğuma göre 3 kat daha fazla bir maliyeti bulunduğundan Sağlık Bakanlığı'nın bir takım düzenlemelere gittiğini aktardı.
Sağlık İl Müdürlüğü olarak inceleme başlatarak bütün sezaryenlerin tıbbi endikasyona uygun olup olmadığını araştırdıklarına dikkat çeken Önal şunları söyledi: "Her vakanın neden sezaryen yapıldığını, tıbbi endikasyon taşıyıp taşımadığını girişimi yapan hekim açıklamak durumunda. Özel hastanelerimizde niçin sezaryenin bu kadar çok tercih edildiği konusunda bilgi istedik. Bunların cevaplarını bekliyoruz. Bunların cevabı geldikten sonra gerekli incelemeleri başlatacağız. Kamu hastanelerimizde yüzde 30 olan sezaryen, özel hastanelerde yüzde 75 civarındadır. Örneğin bir özel hastanemizde bir yılda bin 24 doğumdan 750'si sezaryendir."