Sadece bir numara yetiyor Birisi çıkıp da hastane kuyruklarında bekleyen vatandaşlara ‘Sizden evrak falan istemiyoruz, kimliğinizi göstermeniz yeterli’ deseydi, hastaların hepsi ‘bu adamın aklından zoru var’ diye ittifak ederdi. Numara almak için geceden kuyruğa girme, muayene ve ilaç için vezne vezne koşuşturma, poliklinik koridorlarında saatlerce bekleme devri bitti. Meğerse vatandaşlık numarası ile de tedavi olunuyormuş!..
YORULMADAN...
Dert ve çilenin sembolü olan “hastane köşeleri” deyimi artık unutulmaya başlandı. Zira, hastane koridorlarında saatlerce ayaküstü bekleyerek muayene olmaya çalışan hastalar, modern salonlarda çay kahve içerek yorulmadan doktoruyla görüşebiliyor.
Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması, hizmet kalitesinin artırılması, sağlık bilgi sisteminin geliştirilmesi, akılcı ilaç ve malzeme kullanımı, bütün imkanların bir çatı altında vatandaşın hizmetine sunulmasını sağlayan Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile son 5 yılda adeta bir devrim gerçekleştirildi. Çağdaş bir yaklaşımla, hastanelerde tıpkı AB ülkelerinde olduğu gibi koğuş sisteminden oda sistemine geçildi.
HASTA AYIRIMI KALKTI
Sosyal güvenlik kurumlarının bir çatı altında toplanmasıyla birlikte sağlık hizmetlerinde önce bir standart sağlandı.
Daha önce Bağ-Kur ya da Emekli Sandığı’na bağlı veya SSK’lı olmak, hizmetin şeklini de kalitesini de değiştiriyordu. SSK’lılar devlet hastanesine ya da üniversitelere direkt gidemiyor, onlarca imza gereken sevk belgeleri toplamak zorunda kalıyordu. Artık, bu ayrımlar tamamen ortadan kalktı. Hasta istediği hastaneye gidebiliyor. İstediği doktoru seçebiliyor.
SADECE KİMLİK YETERLİ
Yaşanan büyük dönüşüm ile bütün hastanelere bir sevk ya da sınır olmadan kimliği olan herkes sağlık ocaklarında ve bütün hastanelerde muayenesini yaptırıyor ve ilacını alıyor. Böylece birinci basamak sağlık kuruluşlarında bürokratik işlemler tamamen kaldırıldı. Vizite kağıdı, sağlık karnesi, sevk kağıdı gibi belgeler istenmiyor. Bir poşet dolusu evrakla gezen hastalar bugün bir nüfus cüzdanı ile her işini görebiliyor. Sosyal güvencesi olmayanlar da vatandaşlık numarası ile birlikte Verem Savaş Dispanseri, Ana Çocuk Sağlığı Merkezi, Aile Planlama Merkezi, Toplum Sağlığı Merkezi veya 112 Acil Servis’e giderek ücretsiz tedavi olup ilaç yazdırabiliyor.
GELİR DE ARTIYOR
Sağlıkta dönüşüm kapsamında hastanelerin birleştirilmesiyle hizmetin kalitesi de arttı. Artık hastaneler hizmet yarışına girmiş durumda. Daha iyi hizmetle hasta memnuniyetini ön planda tutan hastanelerin gelirleri de artıyor. 2006 yılında Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yıllık geliri 60 milyon YTL tutarken, 2007 yılının geliri 72 milyon YTL’ye çıkmış durumda. Hastaneyi kalitede öne çıkardıklarını belirten Başhekim Prof. Dr. Cevat Yakut, “Vatandaş memnun kaldığı için bizi tercih ediyor. Memnuniyet olmazsa hasta başka hastanelere kaçar. Bugün her yerde açık kalp ameliyatı yapılıyor. Demek ki hasta memnuniyeti ön plana çıkıyor. Hastanemizde müthiş bir hasta artışı var. Trabzon, Erzurum, Rize, Kars’tan kalp hastaları hastanemize geliyor. 9 aydır vizite kağıdı uygulamasını kaldırdık ve yeni sistemi hayata geçirdik. 1 Ocaktan itibaren nüfus cüzdanıyla insanlara hizmet vermeye başladık. Şu ana kadar yaklaşık 3 bin kişi kimlik kartlarıyla tedavi oldu” diye konuştu.
Kimliğini alan herkes sevksiz bütün hastanelerde muayenesini yaptırıyor ve ilacını alıyor.
Prof. Dr. Cevat Yakut, devlet hastanelerinde müthiş bir hasta artışının yaşandığını söyledi.
HASTALAR ANLATIYOR...
SEVDA DÜZENER (35 yaşında SSK’lı)
Derdimi dinlemeden ilacımı yazıyorlardı
Eskiden hasta çok olduğu için doktorlar alelacele muayene ediyordu. Şimdi üniversite hastanesine sevksiz gidebiliyorum.
Sağlıkta yaşanan devrim niteliğindeki dönüşümden en çok hastalar memnun kaldı. Çünkü bu sayede hem aldıkları hizmetin kalitesi arttı hem de ayaküstü muayene oldukları günlerden profesörlere muayene olma dönemine geçtiler.
Bunlardan birisi de 14 yıldır sigortalı olarak çalışan 35 yaşındaki Sevda Düzener. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde muayene sırasında karşılaştığımız Düzener, “Birleştirilmeden önce üniversite hastanesine gidemiyordum. Ancak sigorta hastanesine gitmek zorundaydık. Bir defa gitmiştim. Ve o zaman çekmediğim çile kalmamıştı. Kuyruklara girdiğimde hastalığım daha çok artıyordu. Hasta çok olduğu için doktorlar alelacele muayene ediyordu ve daha hastalığımı anlatmadan ilaç yazıp gönderiyordu. Şimdi üniversite hastanesine sevksiz, elimi kolumu sallayıp rahatça gidebiliyorum” dedi. Düzener, sağlıkta rekabet sisteminin kaliteyi getirdiğini belirterek, “Üniversite hastanelerinde doktorlar genellikle profesör veya doçent. Bu, hastalar için önemli bir avantaj “ şeklinde konuştu.
ZEYNEP SAĞLAM (32 yaşında SSK’lı)
Ameliyat için 2 yıl sonraya gün verdiler
Muayene kuyruğunda uzun süre bekledikten sonra doktor şikayetimizi dinledi ve ‘en kısa zamanda ameliyat olmalı’ dedi. Ancak 2 yıl sonrasına gün verildi.
SSK Hastanelerinin eski durumlarını yansıtan birçok haber hepimizin hafızalarında... Ancak 9 yıldır Kadıköy Belediyesi’nde sigortalı işçi olarak çalışan 32 yaşındaki Zeynep Sağlam’ın anlattıkları SSK’nın halini yansıtan en iyi örneklerden biri. Sağlam anlatıyor:
“Annem çok hastaydı, kendisini aldım bir SSK hastanesine götürdüm. Herkes gibi annemle muayene kuyruğuna girdik. Annem kıvranıyordu, o halde ne kadar bekledik hatırlamıyorum. Doktor muayene etti, ‘En kısa sürede ameliyat olması gerekiyor’ dedi. Bu defa ameliyat için bir yığın prosedürü tamamlamak gerekiyordu. Anneciğimi bir kenara bırakıp bir sağa bir sola koşturmaya başladım. Nihayet sıra gün almaya gelmişti. Ajandaya ameliyat sıralarını kaydeden görevli, bize 2 yıl sonraya ameliyat sırası verdi. Bize ‘En kısa sürede ameliyat’ denmişti diye hatırlattım. Annem, ‘2 yıl yaşayacağımı garanti ediyor musunuz?’ diye sordu ama nafile... Safra kesesinde taş vardı, bu taşla 2 yıl daha beklemesi, acı çekmesi gerekiyordu. Belki yaptığımız ayıp bir şeydi ama, bize yapılanın yanında devede kulak kalırdı. Annem yetkililerin devreye girmesiyle ancak 1 yıl sonra ameliyat oldu.”
YURDAGÜL GÖL (50 yaşında ev hanımı)
Sıra beklemiyorum para cebimde kalıyor
Yüksek tansiyon hastasıyım. Kuyrukta uzun süre beklemek zorunda olduğum için para ödeyerek özel hastanelerde şifa arıyordum. Şimdi param cebimde kalıyor.
Daha önce kuyruklarda beklememek için özel hastaneye gittiğini belirten SSK emeklisi Yurdagül Göl’ü bir devlet hastanesinde muayene olmaya giderken takip ediyoruz. Bostancı’dan beraber yola çıktığımız 50 yaşındaki Yurdagül Göl yüksek tansiyon hastası. Göl’ün, evine 15 dakikalık mesafede olan Haydarpaşa Numune Hastanesi Erenköy Semt Polikliniği’ne ulaşıyoruz. Burada tansiyonunu kontrol ettirmek için muayene sırası isteyen Yurdagül hanım üzerinde “20 dakika bekleme süresi vardır” yazan fişini alarak doktorun odasına yöneliyor. Kısa süre bekledikten sonra kendisini güler yüzlü bir ifadeyle karşılayan doktora muayene olup tansiyonunu ölçtürüyor. Doktora ilaçlarının bittiğini belirten ve tansiyon ilaçlarını da yazdıran Yurdagül hanım, Bostancı’ya dönerek evinin yanındaki eczaneden ilaçlarını alıyor. Yurdagül Göl uygulamadan çok memnun: “5 yıl önce kurum hastanelerine gittiğimizde, yoğun kuyruklar yüzünden doktorlar sırayı eritmek için muayene ederken bizi dinlemiyorlardı. Ben de yüksek tansiyon hastası olduğum için para ödeyerek özel hastanelerde şifa arıyordum. Şimdi istediğim hastaneye polikliniğe gidip muayene olabiliyorum. Özel hastaneye gitmeyince param da cebimde kalıyor. Bu sağlık sitemini yürürlüğe koyanlara ve tüm hastane kapılarını bize açanlara şükran borçluyuz.”
Yarın: 5 yıldızlı hastaneler
