Her yıl uzun pazarlıklarla imzalanan ilaç protokolünde bu kez tartışma yaşanmadı. Protokole göre kan ürünleri, diyaliz gibi pahalı ilaçların reçetelerinin dağıtımında yetki yeniden TEB'e bırakıldı.
Her yıl tartışmalı biçimde ve uzun pazarlıklar sonucu imzalanan ilaç protokolü bu kez sessiz sedasız revize edildi.
Belli aralıklarla karşılıklı gözden geçirme süreci getirilerek şubatta imzalanan 2009 yılı ilaç protokolünün, ilk 3 aylık gözden geçirme süreci tamamlandı. Bunun üzerine protokol, salı günü yenilenerek Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile Türk Eczacılar Birliği (TEB) arasında imzalandı. Protokolle kan ürünleri, diyaliz, yatan hasta ilaçları gibi pahalı ilaçların reçetelerinin dağıtımında yetki yeniden TEB'e bırakıldı. Pahalı olmaları ve zor bulunmaları nedeniyle kamunun zarara uğratılması noktasında önem taşıyan bu ilaçlar, eskiden Birlik'in tevzi büroları kanalıyla eczanelere sıralı biçimde dağıtılıyordu. Ancak SGK, Rekabet Kurumu'nun kararı üzerine sistemi geçen yıl iptal etmişti. Yeni protokolle ayrıca, daha önce muvazaalı eczane işletmiş eczacıların SGK'yla protokol yapmasının önüne geçildi ve eczanelerde yaşanabilecek süistimallere karşı önlemler artırıldı.
SGK'nın sıralı reçete dağıtımı sistemine "rekabete aykırı" olduğu gerekçesiyle son vermesi üzerine TEB, Danıştay'a yürütmeyi durdurma davası açmıştı. Ayrıca 2009 yılı protokol görüşmelerinde sisteme dönüş eczacıların öncelikli talepleri arasında tutulmuştu. Bunun üzerine kurum, uygulamayı söz konusu protokolde Danıştay'dan çıkacak karara bağladı. Danıştay'ın geçen aylarda aldığı yürütmeyi durdurma kararı üzerine ve yenilenen protokolde ise, sisteme geri dönüldüğü kaydedildi. Sisteme katılmak isteyen eczacılar arasındaki sıralama, kura ile belirlenecek. Reçetelerin dağıtım limiti, illerin özelliklerine göre ilgili eczacı odası tarafından belirlenecek ve limit aşımı yapılmayacak.
Muvazaalı eczane işletene anlaşma yolu kapandı
Ayrıca muvazaaya ilişkin önlemlerin de artırıldığı protokole göre kurum, "herhangi bir dönemde" muvazaalı olarak eczane işlettiği tespit edilen eczacıyla sözleşme yapmayacak. Mevcut uygulamada protokolün imzalandığı tarihten önce muvaazalı eczane işleten bir eczacı, yargı yolunu kullanarak SGK'yla sözleşme imzalayabiliyordu.
Protokolde, eşdeğer ilaç konusunda da yeni düzenlemeye gidildi. Hastaya reçetede yazılı ilaç yerine, eşdeğeri olmayan bir ilacın verilmesi durumunda cezai uygulamaları düzenlemeyen maddeye bir ek yapıldı. Burada SGK'nın provizyon sistemindeki eşdeğer tablosunun dikkate alınması kararlaştırıldı. Bu tabloya uygun karşılanan ilaçlar için eczanelere kurum il müdürlüklerince yapılmış yazılı uyarılar yapılmamış kabul edilecek. Protokolde, eczanede yapılan incelemelerde reçete karşılığı bulunmayan veya kime ait olduğu ispatlanamayan ilaç ve kupürlerin tespitinin nasıl yapılacağı da daha önce yaşanan mağduriyetler dikkate alınarak detaylandırıldı. Bu ilaçların azami 500 TL olarak belirlenen bedeli ise, bin TL'ye çıkarıldı.
Danıştay, yolsuzluk tehlikesine işaret etti
Yoğun pazarlıklara sahne olan 2009 ilaç protokolünün imzalanmasında hükümetin sıralı reçete dağıtım sistemi konusunda değişen tavrının da etkili olduğu belirtilmişti. SGK, bu yetkinin yeniden TEB'e verilmesine Rekabet Kurumu (RK) kararı nedeniyle sıcak bakmazken; o zamanki Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in 'Yargı sürecinin tamamlanmasını bekleyelim' sözleri eczacıları rahatlattı. Danıştay'ın daha önce dağıtım sistemine ilişkin verdiği olumlu karar, burada etkili oldu. RK'nın konuya ilişkin ocak ayında SGK'ya bildirdiği karar, sistemin 'Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a aykırı olduğu yönündeydi. Danıştay 10'uncu Dairesi'nden çıkan kararda ise, 'sistemde dağıtılan ilaçların hastalar için yaşamsal öneme sahip ve pahalı olması' gibi nedenlerle başta bu ilaçların temini aşamasında meydana gelebilecek yolsuzluklara işaret edilerek, sıralı dağıtım sistemine ilişkin yasalara aykırılık görülmediği açıklandı.
Referans