TÜSİAD sosyal güvenlik reformunun temel parametrelerinin korunmasını ve genel sağlık sigortasının sürdürülebilir bir yapıda olmasının önem taşıdığını belirtti. TÜSİAD'a göre 'istihdam paketi'nin de işgücü üzerindeki mali yükleri azaltacak şekilde gündeme getirilmesi şart
RADİKAL - ANKARA - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), sosyal güvenlik sisteminde bundan sonra çok ayaklı yapıya geçilmesi gerektiğini belirtirken, sağlık sistemindeki finansman açığına dikkat edilmesi uyarısında bulundu.
TÜSİAD, dün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan sosyal güvenlik yasa tasarısıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Sosyal güvenlik sisteminin, derin finansman sorunlarıyla, Türkiye'nin temel yapısal reform gerçekleştirmesi gereken alanlardan biri olduğu kaydedilen açıklamada, 2006'da çıkarılan 5510 Sayılı Kanun'un bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi'nce iptalinin, reformda ciddi bir gecikmeye yol açtığı ifade edildi. Yapılan çalışmalar ve sosyal taraflarla görüşmeler sonucunda yeni tasarıda, sosyal güvenlik reformunun temel parametrelerinin korunması ve genel sağlık sigortasının sürdürülebilir yapıda olmasının önem taşıdığı belirtildi.
'Kayıtlı çalışma şart'
TÜSİAD'ın açıklamasında, tasarının, sosyal güvenlik sisteminin 'yaş, aylık bağlama oranı ve aylıkların artışı' gibi temel parametreleri bakımından olumlu olduğu belirtilerek, şöyle denildi:
"Ancak, halen çalışmakta olan kamu görevlilerinin ve emeklilerin kapsam dışı tutulması, öngörülen norm ve standart birliğini, yönetim etkinliğini ve mali dengelerde beklenen iyileşmeyi biraz daha öteleyecektir. Diğer yandan, SSK mensupları için prim ödeme gün sayısının kademeli olarak 9 bin yerine 7 bin 200'de sabitlenmesinin aktüeryal açıdan sakınca doğurmaması için, emeklilik yaşının kademeli olarak 65'e yükseltilmesi maddesinin muhafaza edilmesi önemlidir. Sosyal güvenlik reformu, istihdam üzerindeki yükleri hafifletme ve kayıt dışılıkla mücadele politikasıyla desteklenmelidir. Bu çerçevede, hükümetin üzerinde çalıştığı 'istihdam paketi'nin, işgücü üzerindeki prim, vergi vb. mali ve idari yükleri hafifletecek ve kayıtlı çalışmayı teşvik edecek şekilde bir an önce gündeme getirilmelidir."
'Üç ayaklı sistem olmalı'
Sosyal güvenlik reformunda bundan sonraki adımın 1990'lı yılların ortalarından itibaren gelişen uluslararası örneklerden hareketle 'çok ayaklı' bir yapıya geçilmesi olduğu vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Mevcut 'dağıtım esaslı' sistemin daha düşük prim oranları ile daraltılması (1. ayak); bunun üstünde 'zorunlu bireysel hesaplara' dayanan emeklilik kurumlarının yer alması (2. ayak) ve halen mevcut olan 'gönüllülük esaslı bireysel emeklilik kurumları' (3. ayak) ile sistemin tamamlanması üzerinde çalışılmalıdır. Böyle bir model, hem köklü bir sosyal güvenlik reformu anlamına gelecek, hem de istihdam üzerindeki prim yüklerinin hafifletilmesi yaklaşımı ile uyumlu olacaktır. Aynı zamanda, bireysel hesaplarda biriken tasarrufların sermaye piyasalarının gelişip derinleşmesine yol açması, primlerdeki düşüşün kayıtlı çalışmayı teşvik etmesi gibi olumlu ekonomik etkiler yaratılacaktır."
Açıklamada genel sağlık sigortası sistemine ilişkin de, emeklilikteki finansman açığı kadar, sağlıktaki finansman açığının da mercek altında tutulması ve bu harcamaları kontrol edecek gerekli düzenlemelerin yapılması, sürekli takip edilecek bir gündem maddesi olması gerektiğine işaret edildi.
Haklar sınırlanıyor
Sağlık hizmetinin finansmanının sağlanmasında hizmeti sunan kurumun değil, hizmeti talep eden ve prim ödeyen sigortalının esas alınması gerektiği belirtilerek, şöyle denildi: "Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme yapmamış sağlık kurumlarından hizmet alınması durumunda, acil haller dışında sigortalıya ödeme yapılmaması kuralı, yüzde 12.5 oranında zorunlu sağlık primi ödeyen sigortalıların haklarını sınırlayıcı olacaktır. Bu hallerde, 5510 sayılı kanunda olduğu gibi, sigortalıya sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusundan alınan hizmetin yüzde 70'i oranındageri ödeme yapılabilmesi sağlanmalıdır."
Emek Platformu taleplerinde ısrarlı
Türk'iş'te dün toplanan Emek Platformu Başkanlar Kurulu, emeklilik yaşının 65 yerine 58-60 yaş olarak korunması, yeni işe girenler için aylık bağlama oranının yükseltilmesi, güncelleme katsayısında gelişme hızının yüzde 30'u yerine yüzde 100'ünün dikkate alınması ve fiili hizmet zammından yararlanmakta olan çalışanların bu haklardan yararlanmayı sürdürmeleri konusundaki taleplerde ısrarlı olunduğu açıklaması yaptı.
Emek Platformu sözcüsü Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, söz konusu taleplerini, tasarının TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sürecinde aktif olarak talep ve takip edeceklerini belirtti. Bir soru üzerine, talepleri kabul edilmezse eylem yapıp yapmama konusunu tartıştıklarını belirten Kumlu, tasarının gelecek hafta pazartesi-salı günü belli bir noktaya geleceğini, o zamana kadar süreci aktif olarak takip edip, konuyu değerlendireceklerini söyledi. Kumlu, "Pazartesi-salı gününe kadar taleplerimize kulak verilip verilmediğini değerlendireceğiz, o zaman eylem mi olacak buna birlikte karar vereceğiz" dedi.
Bu arada, KESK, DİSK ve Türk Tabipler Birliği ile TMMOB gelecek hafta birlikte eylem gerçekleştirecekler. Öte yandan, TBMM Genel Kurulu'nda 'temel kanun' olarak 6 bölüm halinde görüşülmeye başlanan sosyal güvenlik yasa tasarısının ilk bölümünün görüşmeleri tamamlandı.
