BURSA -İHA- Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi'nin iflasın eşiğinde olduğu ortaya çıktı. Fakültenin geçmiş dönemden 64 milyon YTL'lik borç listesine karşılık 24 milyon YTL'lik alacağı olması, 40 milyon YTL'lik bir açık ve zarar tablosu ortaya çıkarttı. Uluslararası akreditasyon belgesine sahip olan fakülte, son zamanlarda yatak ve muayene sayılarını da azaltarak aylar sonrasına gün vermeye başlamıştı.
UÜ Tıp Fakültesi'ne 2007 yılında teslim ettikleri tıbbi cihaz ve malzemelerin paralarını 1.5 yıldır alamayan medikal firması sahiplerinin görüşme talebine, yeni Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz olumlu cevap verdi. Trilyonlarca lira alacağı bulunan Medikal Firmalar Birliği'nin üniversite yönetimi ile görüşme taleplerinin şimdiye kadar cevapsız kaldığını belirten firma sahipleri, yeni rektöre görevinde başarılar diledi. 1.5 yıldır fakülteden tahsil edemedikleri alacaklarına ilişkin malzeme faturalarının katma değer ve gelir vergilerini devlete peşinen ödediklerini ve ana bayilere olan borçlarının da faizle birlikte katlandığını belirten medikal firmaları sahipleri, "Biz devlete olan borçlarımızın sıfırlanmasını veya ertelenmesini istemiyoruz. Fakültenin, yani devletin firmalarımıza olan borçlarını ve yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz. Bu kadar büyük alacağı olan firmalar, ana tedarikçilere borçlarını banka kredisi ile ödedi. Bu kadar faiz ödeyen firmaların daha fazla dayanmasının mümkün olması çok zordur. Biriken 22 milyon YTL'lik alacağımızın kısmen ödenmeye başlamasını istiyoruz" dedi.
Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz de Tıp Fakültesi'nin geçmiş dönemden 64 milyon YTL'lik borcuna karşılık faturalandırılmış 24 milyon YTL'lik alacağı bulunduğuna işaret ederek, "Geldiğimiz günden itibaren Tıp Fakültesi'nin mali durumunu iyileştirmek için gayret sarf ediyoruz. Halen 2007 yılından birçok firmaya borcumuz bulunuyor. Bu sebeple firmalar mal ve hizmet vermediklerinden, fakültede hizmetin devamını sağlamakta güçlük çekiyoruz. Ancak göreve geldikten sonra, sıkıntılara süratle el attık. Önce hastanenin gelirlerini artırmak için yatak sayılarını ve ameliyat sayılarını artırmaya başladık. Aynı bağlamda acil alımlar hariç tüm alımları askıya aldık. Hastanenin tüm gider kalemlerini gözden geçirerek bunları azaltmak için de bazı tedbirler uyguladık. Acil ihtiyaç olan nakit sıkışıklığını gidermek için Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan siyasi temsilciler aracılığıyla 25 milyon YTL civarında ön ödeme talep ettik. Bu konuda olumlu cevap aldık. Bu ödeme gerçekleştikten sonra toplu ödemeler için çalışma başlatacağız" diye konuştu.
Şimdiye kadar muhatap bulamayan medikal firma temsilcilerine yeni bir dönem başladığını belirten Rektör Mete Cengiz, el birliği ile hastaneyi ve üniversiteyi daha iyi yerlere taşımak için özveri ve sabır gösterme tavsiyesinde bulundu. Üniversitenin sıkıntıları ve çözümlerin her platformda dile getirilmesi konusunda Bursa kamuoyundan yardım bekleyen Cengiz, üniversitenin durumunu anlatmak için iktidar partisi nezdinde görüşmelere başlayacağını duyurdu.
Medikal Firmalar Birliği ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Uludağ Üniversitesi'nin ödeme taahhütlerini yerine getirmeyişi, şirketlerimizi ve bizimle kader birliği yapmış çalışanlarımızı zor durumda bıraktı. Kamu kuruluşları ile yapılan sözleşmelere güvenerek verdiğimiz çekler ödenmediği için sicilimiz bozuldu. Çeklerin ödenmemesi piyasadaki prestijimizi zedeledi. Çekleri yazılan firmalarımız bankalardan kredi kullanamıyor. Teminat mektubu alamayıp mevcut ödenecek kredileri bile bankalar geri istemektedir. Bölge temsilcisi olduğumuz ithalatçı firmalar zamanında ödeme yapmadığımız için inanılmaz faizler uygulamakta ya da ihale taahhüdümüz olan malzemeleri teslim etmemektedirler. Bu durum firmalarımız açısından birçok mali ve yasal yükümlülüğümüzü yerine getiremememize sebep olmaktadır. Çalışanlarımızın haklarının zamanında ödenmemesi, hatta çalışanlarımızdan büyük bir kısmının istemeyerek işten çıkarılması durumuna gelmiş bulunmaktayız. Bankalardan kredi kullanabilmek için teminat olarak fakültedeki alacaklarımızı temlik verdiğimizden dolayı, kurumlardan gelen ödemeler bankalara yapılmakta ve haliyle bu kadar çekimizin yazıldığı görüldüğünden yerine yeni kredi verilmemektedir. Biz devlete olan borcumuzu zamanında ödeyemezsek nedeni sorulmadan derhal yaptırım uygulanmaktadır (ceza-faiz-ihale dışı bırakma gibi). Banka kredisi kullanarak ithalatçı firmalara parası ödenen, faturası kesilip KDV'si vergisi ödenen ancak 12-15 ayda devletten alacağını tahsil edemeyen bir şirket nasıl ayakta durur? Peki devlet bize karşı sözünde durmazsa, borcunu zamanında ödemezse biz kime başvurmalıyız?"
İRFAN ALTIKARDEŞ