• BIST 9530.47
  • Altın 2478.065
  • Dolar 32.44
  • Euro 34.7168
  • Ankara 15 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Bursa 16 °C
  • Antalya 16 °C
  • İzmir 18 °C

Yeni sağlık yönetmeliği mahkemede

Yeni sağlık yönetmeliği mahkemede
Özel hastane ve tıp merkezlerine yeni standartlar getiren yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açıldı. 2 bin 500 sağlık merkezinin yüzde 95’inin bu yönetmelikle kapanacağı, en kritik maddenin de imar mevzuatına uyum olduğu belirtiliyor.

Özel hastane ve tıp merkezlerine yeni standartlar getiren yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açıldı. 2 bin 500 sağlık merkezinin yüzde 95’inin bu yönetmelikle kapanacağı, en kritik maddenin de imar mevzuatına uyum olduğu belirtiliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Sağlık Kuruluşları Yönetmeliği ile Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde yaptığı 15 Şubat tarihli değişiklik, dernek ve meslek örgütlerini ayağa kaldırdı. Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Derneği (AYSAD) Başkanı Dr. Kürşad Özdemir, yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtıklarını açıkladı. Dr. Özdemir ve Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Altan Ayaz, yönetmeliğe itirazlarını NTVMSNBC’ye anlattılar.

Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Sağlık Kuruluşları Yönetmeliği ile Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe göre; tıp merkezi binasının bulunduğu alan, imar mevzuatında gösterilen özel sağlık tesisi yerlerinde olacak. Sağlık Bakanlığı her yıl ekim ayında özel hastane açılmasına izin verdiği alanları ilan edecek. Özel hastane kurmak isteyenler kasım ayına kadar Bakanlığa başvuracak. Belirlenmiş bir bölgeye birden fazla talep olursa kurumlar arasında çekiliş yapılacak. Ve özel hastaneler, belediyelerin belirlediği ‘özel sağlık alanlarında’ ancak ‘kullanım kararı alındıktan sonra’ kurulabilecek; teknoloji ve doktor alımı için de Bakanlığın izni gerekecek.

AYSAD Başkanı Uzm. Dr. Kürşad Özdemir:
İMARLA İLGİLİ MADDEYİ ANLAMAK ZOR
Yönetmeliklerdeki değişikliklerin iptali için Danıştay’a başvuran Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Derneği(AYSAD) Başkanı Uzm. Dr. Kürşad Özdemir, en çok imarla ilgili bu maddelerin üzerinde durduklarını söyledi:

“Buradaki en önemli nokta; sağlıkla hiç de ilgisi olmayan bir madde koymuşlar. İmar izninde her binanın bir yapı kullanım izni vardır, yönetmelikte, ‘Yapı kullanım izninde senin oturduğun yer sağlık alanı olmak zorundadır’ diyor. Bu madde zaten Türkiye genelindeki 2500 merkezin yüzde 95’inin kapanmasına sebep oluyor. Çünkü belediyeler, imarlarını daha önceden düzenlemiş, yani Sağlık Bakanlığı kağıt üzerindeki bir belgeye takılmış görünüyor, bunu anlamak gerçekten çok zor.”

‘SAĞLIK ALANI’ ŞARTINI KİMSE YERİNE GETİREMEZ
“Bu belgeyi kimse yerine getiremeyeceği için kapanacak sağlık merkezlerindeki hastalar ya özel hastanelere ya da devlet hastanelerine gidecek. Biz hasta haklarını korumaya karşı değiliz, bunlar zaten olmalı. Yani hasta haklarıyla ilgili düzenlemelere bir şey demiyoruz. Bakanlık bize ‘Şöyle bir binada çalış, şu şu cihazların olsun’ desin, biz buna zaten açığız. Ama olmayacak bir evrak istiyorlar; çünkü artık imar yerleşmiş, bu sağlık alanı belgesini almak imkansız.”

HASTA HAKLARINA DEĞİL, BU EVRAKA KARŞIYIZ
“Sözü edilen sağlık alanı için bir şehir plancısına imar tadilatı veriyorsunuz, şehir plancısı bu belgeyi belediye meclisine sunuyor. Diyelim ki büyükşehir belediyesi belgeyi kabul etti, oradan encümene, oradan ilçe belediyesine geliyor.

Aynı şartları ilçe belediyesi meclisine sokuyor. Belediye meclisleri kanuna göre yılda 2 kez toplanır. Kısacası bu olmayacak bir şey ve imar yerleştiği içinde hastane dışında küçük merkezlere belediyeler sağlık alanı izni vermiyor. Bir kez daha özetlersek bizim karşı çıktığımız, sağlık bakanlığının sağlığın içinde hasta haklarıyla ilgili getirdiği yenilikler değil, bizim karşı çıktığımız işte bu evrak.”

4 YIL AYNI CİHAZ VE EKİPLE ÇALIŞMAK MÜMKÜN MÜ?
Yönetmelik değişikliklerinde eleştirilerin odağındaki maddelerden biri de özel sağlık kuruluşlarının doktor alımı ve teknolojik yatırımlarının bakanlığın iznine tabi olması. AYSAD Başkanı Özdemir’in bu maddeler hakkındaki görüşleri ise şöyle:

“Yönetmelik fizik tedavi, KBB gibi belirli dallardaki merkezlere, ’4 yıl sonra tıp merkezine dön, ama aynı zamanda 4 yıl içinde mevcut halini de koruyacaksın’ diyor. Bir fizik tedavi uzmanına ’4 yıl içinde yeni bir cihaz ya da sağlık çalışanı alamayacaksın, yani 4 yıl aynı cihaz ve aynı ekiple çalışmak zorundasın’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi?”

KAMUDAKİ UZMANLAR İYİ DEĞERLENDİRİLMİYOR
Sağlık Bakanlığı’nın ‘Tam Gün Yasası’ çıkaracağı için doktorların kamuya dönmesini istediğini söyleyen Özdemir, şöyle devam etti:

“Sadece büyük şehirlerde doktorlar özel hastanelere çabuk geçiyor, küçük şehirlerde ise özel hastaneler doktor bulamıyor. Normalde kamunun elinde yeterince uzman da var, ancak uzman doktorlar rantabl kullanılmıyor. Tamam Bakanlık kliniklerimizi satın alsın, biz dönelim, ama olay bizim dönmemizle ilgili de değil. 2500 merkezde 50 bin çalışan var, yazık değil mi, bu insanlar işsiz kalacak. Doktorlar döndüğünde ne olacak, mesela bir klinikte 3 doktor, 30 tane sağlık çalışanı var; Bakanlık bunların hepsini alacak mı? Tabii ki almayacak. Yani bu değişiklik hem vatandaş hem doktor açısından olumsuzluklar içeriyor.”

Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Altan Ayaz:
TEKELLEŞMEYE YOL AÇAR
Yönetmeliğin bu haliyle sağlık alanında tekelleşmeye yol açacağını savunan Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Altan Ayaz da şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yönetmelik sağlık sektörü için son derece sıkıntılı bir yaklaşım içeriyor. Değişiklikler, bugüne kadar yapılan sağlık yatırımlarını olduğu gibi boşa çıkartır, birçok hekim ve sağlık çalışanının ücretinde düşme olur ya da çok sayıda sağlık çalışanının işsiz kalmasıyla da sonuçlanabilir. Sağlık Bakanlığı bugüne kadar sağlık hizmetlerini piyasadan satın alma yöntemlerini tercih ettiği için, sağlık piyasasında özel sektör hızla büyüdü. Birçok yere poliklinik, tıp merkezi, özel hastane açıldı ve bunların açılımı konusundaki standartta da oldukça geniş davranıldı. Şimdi bugün birden bir tıp merkezi ya da poliklinik açmayı neredeyse imkansız hale getiren, sadece çok büyük sermaye sahiplerinin ancak bu alana girebilecekleri koşullar içeren bir yönetmelik yayınladılar. Bu doğrudan sağlıktaki çok büyük sermayenin işine yarayacak ve doğrudan tekelleşmeyi getirecek bir uygulamadır.”

BASKI KURMAK İÇİN TEK İŞE MAHKUM EDİLİYOR
“Sağlık alanına kuşkusuz niteliği önceleyen standartlar konmalı ama örneğin; ayrı binada hizmet veriyor olmak, niteliği önceleyen bir yaklaşım değildir, binanın içine bakmak lazım” diyen Ayaz, imar mevzuatı ve sağlık alanına yönelik yaklaşım ile kamudan özele doktor kaçışını önleme yaklaşımının da doğru olmadığını sözlerine ekledi:

“Bu değişikliklerin daha ziyade özel sağlık sektöründe hükümet üzerinde baskı grubu oluşturabilen kişilerin dayatmasıyla yapıldığını düşünüyorum. Tam gün, kamuda sağlık hizmetinin öncelendiği durumlardaki çalışma biçimidir. Özellikle muayenehane bu kamu imkanlarının kötüye kullanılmaması maksadıyla kapatılabilir. Oysa şu anda artık kamu ya da özel diye bir şey kalmadı, sağlık hizmeti neredeyse bütünüyle özel sektör eliyle veriliyor. Bu koşullarda hekimlerin tek işe mahkum bırakılması çok açık, onların ücretleri ve özlük haklarının baskılanması amacıyla getirilen bir düzenlemedir. Dolayısıyla biz zaten Bakanlığın getirdiği tam gün meselesini onların getirdiği biçimiyle kabul etmiyoruz.”

BAKANLIK DOKTOR KAÇIŞINI ÖNLEYEMEZ
“Yani doktor kaçışını önlemek bugün için artık Sağlık Bakanlığı’nın inisiyatifinden çıkmış bir durumdur. Sağlıkta piyasalaşmanın önünü açtılar, bu saatten sonra, artık biz bunu önlemek için yasaklar koyalım, diyorlar. Bu böyle çözülecek bir sorun değil. Zaten neredeyse her sokak başında hastane kurulmuş durumda. Sadece yoksul illerde özel sağlık sektörü çok gelişkin değil. Mevcut bir politika izliyorsunuz ve bu politika özel sektöre hekim kaçışını ve sağlık hizmetinin piyasalaşmasını artırıyor. Buna yönelik hiç bir adım atmadan diyorsunuz ki, ben bu konuyu yasaklayıp önleyeceğim. Bu mümkün değil, doğru da değil.”

Bu haber toplam 1784 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim