• BIST 8718.11
  • Altın 2246.816
  • Dolar 32.3324
  • Euro 35.1911
  • Ankara 1 °C
  • İstanbul 9 °C
  • Bursa 4 °C
  • Antalya 10 °C
  • İzmir 7 °C

Çekap (Check-up) mı? Hasta avı mı?

Dr. Murat Baş

Bu yazımda tam bir hasta avına dönüşen check-up kampanyaları ve avlanmadan nasıl check-up yapılabileceğini gösteren “alternatif check-up” yöntemlerinden bahsedeceğim. Genellikle hekim, hastayla mahkeme salonlarında muhatap olmamak için, güvenlik önlemi ilkesiyle, daha muayene etmeye başlamadan hastasının en ağır hastalığa sahip olabileceği önyargısıyla yaklaşır. Daha sonra bu "en ağır" hastalığı elemek için hastayı bir dizi tetkik, muayene ve müdahale sürecine sokar.  Basit bir misal bunu güzel bir biçimde ortaya koymaktadır. ‘Newyork’ta bir kamu okulunda okuyan 1000 öğrencinin yüzde 61’inin bademciklerinin alınmış olduğu, geriye kalan yüzde 39’unun bir grup hekim tarafından muayene edilmesi sonucunda ise bunların yüzde 45’inin bademciklerinin alınması gerektiğine karar verilmiştir. Geriye kalan çocukların ise bir başka grup hekim tarafından yeniden muayene edilmesi sonucunda bunlarında yüzde 46’sına, bademciklerinin alınması gerektiğine karar verilmiş, geriye kalan çocuklar ise üçüncü kez muayeneye girdiğinde, benzer oranda çocuk bademcik ameliyatı için ayrılmıştır. Böylece üç muayene sonucunda 1000 çocuktan bademcik ameliyatı yapılması gerekli görülmeyen sadece altmış beş çocuk kalmıştır. Üstelik bu muayeneler, parasal kaygıların eğilimleri etkilemediği, ücretsiz hizmet veren bir klinikte yapılmıştır.

Mutlaka hastalık çıkarmaya yatkın olan teşhis eğilimleri, genellikle olan teşhis hataları veya zorlamalı teşhisler içerir. Oysa tıp, mahkemelerden daha ön yargılı olarak, engizisyonvari bir kategorileşmeyi şevkle ve bunu hiçbir affediciliği ve geri dönüşümlü olmayan zararlarla yapmaktadır. Örneğin Britanya Üniversitesi kliniklerinde kalp hastalığı tanısı ile yatarken ölen, hastaların yarısından çoğunun, yapılan otopsiler sonucunda başka bir nedenle öldüğü saptanmıştır. Basit hastane testleri, farklı iki laboratuarda incelendiğinde en az dörtte bire varan oranda ciddi farklılıkta sonuçlar çıkmaktadır. Uygulayıcı ve kullanılan cihazların farklılığında, en az bu oranda yanıltıcı sonuçlara yol açmaktadır. Teşhis hatalarına ek olarak, işin içinde bir de kötü niyet varsa olay tam bir faciaya dönüşmektedir. Gereksiz ve öldürücü yan etkileri olan tetkik ve girişimler açma-kapama ameliyatları giderek yaygınlaşmaktadır. Bunun yanında check-up kampanyalarının sonucunda elde edilen faydanın, yani “erken teşhis”in yaşamı artırdığına dair bilimsel hiçbir kanıt yoktur. Bu nedenle tıp, hileye başvurarak, ‘hastalıksız sağkalım’ kavramını ortaya atmıştır. Yani normal yaşam süresini uzatamamış, ancak yaşanan süreyi hastalıktan arındırdığını iddia etmiştir. Ancak "check-up" adıyla ortaya çıkan yeni muayene ve tetkikler, tabiatları gereği süslenmiş ve abartılmış birçok prosedürü başlatarak, neredeyse hastanın zamanının üçte birini hastane koridorlarında geçirmesini zorunlu kılmıştır. Yeni tetkik ve muayeneler ile normal bir kişinin, “hasta” kabul edilme ihtimali çok yüksektir.  Teşhis ve süreci, daima stresi yoğunlaştırır, yetersizlik saptamaya çalışır, damgalar, aciz düşürür, inaktiviteyi ve kişiye belli rolleri empoze eder. Sıradan ve masum bir tıbbi işlemi tam bir “hasta avı”na dönüştürür.

Yani günümüzdeki klasik check-up yöntemleri bir hasta avından ibarettir! Avlanmaya hazır mısınız?

Uzm. Dr. Murat BAŞ
[email protected]

Bu yazı toplam 544253 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim