Türkiye’de son zamanlarda sezaryen doğumların arttığına dikkat çeken Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ateş Karateke, tıbbi zorunluluk olmadıkça sezaryenin tercih edilmemesi gerektiğini söyledi.
Bir süre önce Sağlık Bakanlığı’nın dikkat çektiği sezaryenle doğum artışlarının kendilerini de endişelendirdiğini belirten Karateke, “Ne yazık ki hekimler mahkemelerde hesap vermekten, anne adayları da acıdan korkunca sezaryen fikir birliğiyle tercih ediliyor” dedi. Prof. Dr. Karateke, sözlerini şöyle sürdürdü; “Normal doğum sebebiyle bebekte veya annede oluşabilecek en küçük sorun, doğum hekimlerini yasalar karşısında çaresiz bırakıyor, elini kolunu bağlıyor. O zaman ne oluyor? Hekim, doğumu minimum risk alabileceği yöntemle, sezaryenle sonlandırmayı tercih ediyor. Sezaryen artınca da normal doğum müdahalelerini öğretme imkanı kalmıyor. Bir sonraki nesil bunları öğrenemiyor. Mesela bebeğin anne karnındayken makasla başını çevirip doğurttuğumuz teknikler uygulanmaz hale geldi.”
CİDDİ BİR AMELİYAT
Bu rakamların kısa sürede ikiye katlanmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karateke, “Yetiştirdiğimiz uzmanlar hoca olunca bu oran yüzde 80 olacak. Çünkü normal doğum yöntemlerinin hiçbirini öğrencilerimize öğretemiyoruz” dedi.
Hekimlerin üzerindeki baskılar, anne adaylarının da rahat doğum isteği ya da korkuları sebebiyle tercih edilen sezaryen doğumların anne sağlığını tehlikeye attığını ifade eden Karateke şunları söyledi; “Sezaryenin bir ameliyat olduğu unutulmamalı. Üstelik ciddi bir ameliyat. Annenin iyileşme süreci gecikiyor. Bebeğin anne sütü alması birkaç gün sonraya ertelenebiliyor. Bebek sağlığı açısında
da ciddi bir durum. Sezaryeni bir defaya mahsus bir operasyon olarak da düşünmemek gerek. İlk doğum sezaryen olarak gerçekleştiyse diğer doğumların da annenin ve bebeğin sağlığı açısından kesinlikle sezaryen olması gerekiyor.” Dünyanın da son zamanlarda sezaryene yöneldiğini anlatan Karateke, Türkiye’de gerçekleşen doğumların yüzde 40 oranında sezaryenle yapıldığını bu oranın; İstanbul’da yüzde 37, İzmir’de yüzde 45 , Amasya ve Ordu’da ise yüzde 68 olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Karateke, Türkiye’deki özel hastane rakamlarının ise ürkütücü seviyelerde olduğuna değinerek şöyle dedi;
“Özel hastanelerdeki doğumların yüzde 80’i sezaryen. Kamuya, devlet hastanelerine bakıldığında yüzde 40. Batıdaki hastanelerde ise oran yüzde 40’ların da üzerinde. En düşük oran yüzde 9 ile Güney ve Doğu Anadolu’da. Kadının yaşı, eğitimi, eşinin eğitim düzeyi arttıkça sezaryen de artıyor. Sezaryen artışlarından medya da, bilirkişiler de, yargı kararını veren yargıçlar da sorumlu. Bu iş elbirliğiyle buralara taşındı. Eğer tedbir almazsak, herkes sorumluluğunu bilmezse yüzde 80’lere taşınacak. Sonra dönme noktasında, doğum hekimlerinin iş yapma anlayışını değiştirmek için bize iki nesil lazım.”