İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cengiz Yakıncı, paraziter hastalıklarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Türk Parazitoloji Dergisinde yayınlanan bağırsak parazitlerinin sıklığıyla ilgili bazı çalışmaların sonuçlarını vereceğim. 2003-2005 yıllarında Van'da 7-15 yaşlarındaki 2 bin 975 öğrenciden bun 916'sında (yüzde 64,4) bir ya da birden çok parazit türüne rastlandı. 2005 yılı içerisinde Van'da bulunan Süphan İlköğretim Okulu 395 öğrenciden yüzde 28,9'unda bir ya da daha çok parazit türüne rastlandı. Ankara ilinin farklı semtlerine bağlı iki farklı ilköğretim okulunda 207 öğrenciden 22'sinde (%10,6) kıl kurdu tespit edildi. Kocaeli ili Merkez ilçe'ye bağlı Arslanbey beldesinde ilköğretim okullarında 111 öğrencinin 37'sinde (yüzde 33,3) bir veya birden fazla parazit türü saptanmıştır. Rize şehrinde bulunan iki özel kreşte yaşları 1-6 arasında olan toplam 73 çocuktan yüzde 15'inde parazit kist veya yumurtasına rastlanmıştır. Şubat-Nisan 2005 tarihleri arasında Aydın ili merkezinde 58 mutfak personelinin 17'sinde (yüzde 29,31) bir veya iki parazit saptanmıştır" ifadelerini kullandı.
Türkiye’de parazitlerin önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cengiz Yakıncı, "Bu nedenle sağlıkla ilgili fakülte ve yüksek okullarda parazitoloji derslerinin önemi açıktır" dedi.
İnönü Üniversitesi Parazitoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Atambay da, konuyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: "Tıp fakültelerindeki parazitoloji anabilim dalları kapatılır, parazitoloji uzmanlığı kadroları kaldırılır, parazitoloji doktoralı öğretim üyelerine farklı bir bilim dalında akademik unvan verilir. Ülkenin mevcut durumu ve ihtiyaçları dikkate alınmaz. Böylelikle tıp fakültelerinden mezun olan doktorlar birçok parazit hastalığının eğitimini alamadan parazitlerin yoğun olduğu yerlerde göreve başlar, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede paraziter hastalıklar kimsenin aklına gelmez. İşte böyle bir ortamda paraziter hastalıklardan korunmak gerçekten çok zordur. Korunmayı öğretecek, toplumu bilinçlendirecek bilim insanları zamanla azalır. Hastalara teşhis koymak daha da zorlaşır, basit ve hızlı tedavilerin yerini pahalı, eziyetli tedaviler alır. Bir sürü ilaç arasında biri tesadüfen işe yararsa hasta ne olduğunu bilmediği hastalığının nasıl iyileştiğini de bilemeden yaşamına devam eder. Çocuklar bedensel ve zihinsel gelişmelerinde geri kalır. Güçsüz, zayıf, iyi düşünemeyen, verimsiz bireylerin yoğun olduğu bir toplum oluşur. Ülkemizde paraziter hastalıklar geleceğimizi tehdit eden ciddi bir sorundur. Bir tıp doktorunun, bir veteriner hekimden çok daha az parazitoloji eğitimi aldığı sürece tehdit devam edecektir. Birçok dalda branşlaşma, daha dar ve daha yetkin uzmanlık alanları oluşturulurken, parazitoloji konusunda alınan kararların gerekçelerini anlamak mümkün değildir. Halka ‘bakın artık doktorlar parazitoloji eğitimini yeterince alamayacak, o yüzden paraziter hastalıklara yakalanmayın’ demekten başka çare kalmamıştır. "
