Memur naklinde iki temel özür bulunmaktadır. Eş durumu özrü ve sağlık durumu özrü.
Ancak sağlık durumu özrü zaman zaman yanlış anlaşılmaktadır. Bu özür türü, sanki memurun istediği yere nakline imkan sağlayacak bir özür türü olarak algılanmaktadır.
Genel olarak her kurumun atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde şu türden bir hüküm bulunur:
"a) Sağlık durumu özür grubuna dayanarak yer değiştirme veya yerinde kalma talebinde bulunulabilmesi için;
1) Personelin kendisinin, eşinin veya kanunen bakmakla yükümlü olduğu kimselerden birinin sağlık durumunun bulunduğu yerde tehlikeye girdiğinin veya görev yerinin değişmemesi halinde tehlikeye gireceğinin Genel Yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre alınacak sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi,
zorunludur."
Bazen zorunlu hizmet süresinin doldurulması, bazen hizmet gereği bazen de kendi talebi doğrultusunda memurun yeri değiştirilebilmektedir. Memur, bu şekilde bir yer değişikliğinde, sağlık durumu özrünün gözetilmediğini iddia edebilmekte ve bu halde dava açılmaktadır. Böyle bir davada, mahkeme heyeti, memurun nakil olduğu yerde kendisinin veya bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin sağlık durumlarının tedavi edilip edilemeyeceğini araştırmaktadır.
Örneğin bir çocuğunda epilepsi hastalığı olan memur A ilinden B iline nakil olduğunda, mahkeme heyeti, B ilinde epilepsi hastalığının tedavinin mümkün olup olmadığını il veya ilçe sağlık müdürlüğünden sormaktadır. Eğer bulunduğu yerde bu hastalığın tedavisi mümkün ise, işlemi yerinde bulmakta değilse işlemin iptaline karar vermektedir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, sağlık özrü memurun istediği ile naklen tayinine imkan sağlayan bir özür değildir.
Bir tayin işleminde önemli olan, memurun kendisinin veya bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin sağlık durumunun yeni nakil olunan yerde tehlikeye girmemesinin sağlanmasıdır. Bu ilkeye dikkat edilmezse idare işlemi, açılacak bir dava üzerine iptal edilir.
