AYDIN YORAT - BURAK EMEK
DİYARBAKIR (İHA) - Memorial Diyarbakır Hastanesi Biyokimya Bölümü’nden Uz. Dr. Servet Külahçıoğlu, diyabet hastalığıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Uz. Dr. Külahçıoğlu, şeker hastalığının vücudumuzda kan şekerinin belli bir düzeyin üzerinde olması ile seyreden ömür boyu devam eden kronik bir hastalık olduğunu söyledi. Hastanın bunu bir yaşam tarzı haline getirip öyle yaşamayı öğrenmesi durumunda, hastalığı yaşam şekli olarak algılayabileceğini ifade eden Uz. Dr. Külahçıoğlu, şeker hastalarında yapılan kan tahlillerinde şeker düzeyinin 126 miligram desilitrenin üzerinde bulunduğunu dile getirdi. Şeker hastalığının kimi belirtileri olduğunu anlatan Uz. Dr. Külahçıoğlu, “Bu hastalar çok su içerler, çok idrara çıkarlar, çok yemek yerler ancak yemek yemelerine rağmen kilo kaybederler, hastalarda halsizlik bacak arasında kaşıntılar, iyileşmeyen Yaralar söz konusudur. Kişi bu belirtiler nedeni ile ya da herhangi bir başka şikayet nedeni ile doktora başvurduğunda yapılan kan tahlilinde kişinin kan şekerinin yüksek olduğu tespit edilir. Böyle bir durumda hastanın şeker hastası ya da gizli diyabet durumunun olup olmadığını anlamak için kimi testler yapılır. Şeker hastalığı iki tiptir, birinci tip çocuklarda görülür ve bunda insülin eksikliği söz konusudur” dedi.
Tip 2 diyabette ise insülinin olduğunu fakat etki göstermediğini anlatan Uz. Dr. Külahçıoğlu, “Tip 2 diyabette daha çok 40 yaş üzerindeki hastalarda görünmekte. Ailelerinde de diyabet mutlaka vardır. Tip iki diyabette hastalar genelde şişman olmaktadır. Dengesiz bir beslenme söz konusudur. Ayrıca gebelikte de görünen bir diyabet şekli vardır. Gebedeki diyabet ise 24. haftada yapılan testler ile anlaşılmaktadır. En az 8 saat süren bir açlıktan sonra hastadan alacağız bir tüp kanla kan şekerini 100 miligramın üzerinde bulduğumuzda alarme olmamız gerekmektedir. Bu kişide ise ya gizli diyabet oluşmuştur ya da diyabet hastalığı başlamıştır. Bunları anlamak için yükleme testleri yapılmaktadır. Yapılan testlerde kişinin kan şekerinin miligramı 126’nın üzerindeyse bu kişiye diyabet hastası teşhisi konulmaktadır. Eğer gizli diyabet halk arasında gizli diyabet olarak söz konusu ise kan şekeri yani 100 ile 126 arasındaysa bu hastalara diyet programları ve kimi basit diyabet ilaçları önerilerek bu durum geciktirilmeye başlanılır. Gizli diyabet dediğimiz durumda hastaların yani 100 hastadan 11’inde ileriki yaşam döneminde diyabet genişliği tespit edilmiştir. Bu durumdan dolayı hastalarımıza Gizli diyabete aday veya diyabet öncesi dönem denilebilir. Kişinin diyabet hastası olduğu tespit edildiğinde tip bir veya tip iki şeklinde teşhisi konulduğunda kendi doktorunun önerdiği sıklıkta şeker ölçme cihazıyla veya hastane laboratuarlarında kan şeker düzeyini belli sıklıkta ölçtürmesi gerekmektedir” diye konuştu.
“DİYABETLİ HASTALAR YILDA ORTALAMA 4 KEZ HBA1C TESTİ YAPTIRMALIDIR”
Kan şekerinin, 8 saat açlıktan sonra bakıldığında doktor için yönlendirici olabileceğini ifade eden Uz. Dr. Külahçıoğlu, “Diyabetlik olduğu tespit edilen bir hastanın tedaviye uyup veya uymadığını diyetini yeterince yapıp yapmadığını öğrenebilmek için elimizde çok fazla silah bulunmamakta. Tüm doktorların çok fazla sevdiği ve halk arasında da yeni bilinçlenmede yaşanan testimiz var ki HbA1C testi demekteyiz. HbA1C testinin avantajı kişinin son 3 ay içerisinde diyetine uyup veya uymadığını, insülini doğru kullanıp kullanmadığını, şekerini düzenli seyredip etmediğini tek objektif göstergesi olmaktadır. Hasta kendine göre veya doktoru yanıltmak için tedavisini doğru yaptığını söyleyebilir. Bu konuda hastaya güvenmekten başka bir şansımız olmayabilir. HbA1C bize bu konuda altın değerinde bilgiler sunmaktadır. Hastanın son 3 ay içerisinde kan şekerinin hangi düzeyde seyrettiğini tarafsız olarak bildiren çok önemli bir test cihazıdır. Özellikle tip iki diyabetli hastalarda yılda 5 kez, tip bir diyabetli hastalarda ise yılda 4 kez HbA1C testi tekrarlanmalıdır. Yine çocuk diyabetli hastalarda HbA1C testinin başka bir önemi var anne babalar bu konuda çok dikkatli olmalıdır. Çünkü çocuklar gelişim çağında aynı zamanda glikozun belli bir düzeyde bulunmasına ihtiyaçları var çocukları bunu yakıt olarak kullanmaktadır. Özellikle beyin gelişiminin hızlı olduğu dönemlerde mutlaka çocuğun kan şekerinin istenilen düzeyde olup olmadığını tespit edilmesi gerekmektedir. Bu durumda yine tek tarafsız HbA1C ölçümüdür. Şekerin nasıl yüksek olduğunu gösteriyorsa HbA1C’nin düşük olması da çocuğun kan şekerinin düşük olduğunu gösteriyor. Bu konu mutlaka önlenmesi gereken bir durumdur. Doktoruyla görüşüp kan şekerini belli sınırlarda tutmaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.
