• BIST 9036.18
  • Altın 2297.773
  • Dolar 32.3261
  • Euro 35.0684
  • Ankara 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Bursa 21 °C
  • Antalya 21 °C
  • İzmir 26 °C

“Aşırı Tuzdan Vazgeçerek 2.5 Milyon Kişinin Ölümü Engellenebilir”

“Aşırı Tuzdan Vazgeçerek 2.5 Milyon Kişinin Ölümü Engellenebilir”
Daha sağlıklı bir hayat sürebilmek için yaşamsal önemi tartışılmaz olan tuzdan vazgeçmenin mümkün olmadığını ancak günlük alımını azaltarak...

Daha sağlıklı bir hayat sürebilmek için yaşamsal önemi tartışılmaz olan tuzdan vazgeçmenin mümkün olmadığını ancak günlük alımını azaltarak fazlasının getireceği ölümcül sağlık sorunlarından korunmanın mümkün olduğunu belirten Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Murathan Uyar, "İşe sofraya getirilen tuzluğu kaldırmak ve tadına bakmadan yemeğe tuz eklemek huyundan vazgeçmekle başlayın. Tuz alımı kısıtlanırsa, dünyada 2.5 milyon kişinin ölümünün engellenebileceği hesaplanmaktadır" dedi.

VM Medical Park Florya Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Murathan Uyar, 14-20 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla aşırı tuz tüketiminin zararları konusunda bilgiler verdi. Tuzun tanımını yapan Prof. Dr. Uyar, "Tuz, sodyum (Na) ve klorür (Cl)'den oluşan ve dünyada yaygın olarak bulunan bir maddedir. Tuzun yüzde 40'ı sodyum, yüzde 60'ı klorür iyonlarından oluşur. 2.5 gram tuzda 1 gram sodyum bulunur" diye konuştu.

"Birçok besinde doğal olarak bulunuyor"

Tuzun hangi besinlerde bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Uyar, "Besinlerin çoğunda doğal olarak bulunan sodyum, tuzla işlenmiş besinlerde, kabartma tozunda, karbonatta, maden sularında ve birçok ilacın bileşiminde de bulunur. Lezzet verici özelliği nedeniyle besin hazırlamada kullanılan tuz, besinlerin dayanıklılığının artırılması ve saklanmasında da kullanılmaktadır. Örneğin; zeytin, peynir, sucuk, pastırma gibi besinlerin üretiminde, turşu ve konserve yapımında, besinlerin salamura edilmesinde vazgeçilmezdir. Tuz, antiseptik olması ve nem çekici özelliğinden dolayı besinlerde bozulmaya neden olan bakterilerin üremesine engel olmaktadır" şeklinde konuştu.

Yaklaşık 5 bin yıl önce Çinlilerin besinlerin tuzda bozulmadan saklanabildiğini keşfetmeleriyle tuzun ekonomik açıdan çok önemli hale geldiğini, Roma imparatorluğunda bir dönem askerlerin maaşlarının bile tuzla ödendiğini hatırlatan Prof. Dr. Uyar, "Dondurucu ve buzdolaplarının keşfiyle tuzun kullanımı sanayide besin işlenmesine kaymış; evlerde daha çok lezzet amaçlı kullanılır olmuştur" dedi.

"Tuz hayatın vazgeçilmezidir"

Tuzun insanlar için öneminden bahseden Prof. Dr. Uyar, "Tuz vücuda alındığında çözünerek sodyum ve klorür iyonlarına ayrılır. Sodyum, kasların kasılmasında, kan hacminin ayarlanmasında, kan basıncının ayarlanmasında, sinirsel iletilerin düzgün çalışmasında, vücudun asitliğinin düzenlenmesinde rol oynar. Hayat için vazgeçilmezdir. Ancak fazlası da birçok hastalığı beraberinde getirir" ifadelerini kullandı.

"Farklı hastalıklara neden olabilir"

Günlük önerilen tuz alımının 5 gram (1 silme tatlı kaşığı) ile sınırlandırılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Uyar, şu bilgileri paylaştı: "Bunun üzerinde her artış, kan basıncında yükselmeye yol açar. Kan basıncında aşırı yükseklik (hipertansiyon) ise felçlerin yüzde 62'sinin, kalp damar hastalıklarının ise yüzde 49'unun oluşumundan sorumludur. Ne yazık ki ülkemizde en sık ölüm nedeni, dolaşım sistemi hastalıklarıdır. Hipertansiyon da bunların ana nedenidir. Tuz alımı kısıtlanırsa dünyada 2.5 milyon kişinin ölümünün engellenebileceği hesaplanmaktadır. Kan basıncını artırmak dışında mide kanseri riskini artırmak, böbrek taşı gelişimini kolaylaştırmak, kemik erimesine yol açmak, kalp kasında kalınlaşmaya yol açmak, böbrek yetmezliğine yol açmak gibi kan basıncından bağımsız zararlı etkileri de gösterilmiştir."

"Ekmek ve kahvaltılıklar en çok tuzun alındığı besinler"

Tüketilen tuz miktarının değerlerine değinen Prof. Dr. Uyar, "Ülkemizde yapılan SALTURK araştırmasında günlük tuz tüketiminin 15-16 gram/gün gibi çok yüksek değerlerde olduğu görülmüştür. Tuz kaynakları olarak da en çok ekmek (yüzde 31.9) ve yemeğe katılan tuz (yüzde 55,5) olduğu saptanmıştır. Besin türlerine göre ise kahvaltılıklar en çok tuzun alındığı besinlerdir. Gıda sanayisinde tuz, tatlandırıcı, koruyucu, su tutucu, susamayı artırıcı (daha çok sıvı gıda tüketimi) olarak kullanılmaktadır. Piyasada farklı tuz çeşitleri satılmaktadır. Bunlarının yüzde 98'inin sodyum ve klorürden oluşan bildiğimiz tuz olduğu unutulmamalıdır. Sonuçta hepsi tuzdur. Etkileri de aynıdır" açıklamasında bulundu.

"Sofradan tuzluğu kaldırın"

Günlük tuz tüketimini azaltarak yaşadığımız sağlık sorunlarını azaltabileceğimize dikkat çeken Prof. Dr. Uyar, "Daha sağlıklı bir hayat sürebilmek için yaşamsal önemi tartışılmaz tuzdan vazgeçmek mümkün değildir. Ancak günlük alımını azaltarak fazlasının getireceği ölümcül sağlık sorunlarından korunmak da mümkündür. İşe sofraya getirilen tuzluğu kaldırmak ve tadına bakmadan yemeğe tuz eklemek huyundan vazgeçmekle başlanabilir" diyerek sözlerini noktaladı.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 701 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim