• BIST 9698.39
  • Altın 2502.664
  • Dolar 32.5854
  • Euro 34.8559
  • Ankara 24 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Bursa 17 °C
  • Antalya 20 °C
  • İzmir 22 °C

Siz de sessiz kalp hastası olabilirsiniz!

Siz de sessiz kalp hastası olabilirsiniz!
Bir telefon geldi, “Mine Ablacığım, ben Hatice, gerçi sen beni tanımazsın...” diye başladı ahizedeki ses ağlamaklı, sonra kısa bir sessizlik, yutkunurcasına...

Bu sinsi hastalığa karşı nasıl önlem alınacağını konuştuk Bingür Hoca ile... Ama bununla sınırlı kalmadık, Ramazan’da kalbimizi yormamak için almamız gereken önlemleri de atlamadık. Ben dinlerken her tıbbi meseleyi onun açık ve anlaşılır üslubuyla anında anladım, sizin de bu röportajdan net bilgiler alacağınıza eminim. Ama bilgilenmekle kalmayın, mutlaka önerilerini de uygulayın! Sonunuz Mehmet gibi olmasın...

En mutlu günlerden birine uyanmışlar o gün, gidip nikah için tarih almışlar. Kimbilir ne planlar yaptılar gelecek için. Ortak bir hayata adım atmanın heyecanıyla... Mehmet bu mutlu haberi vermek için bir de kendince organizasyon yapmış, arkadaşlarıyla bir halı saha maçı ayarlamış. Maç, ardından hayırlı haber, derken gece 12’de yorgun dönmüş eve. Babasıyla sohbet etmiş, bir bardak su içmiş ve yatmış. Hikâye Mehmet için burada bitiyor, zira kalp krizi uyurken gelip canını alıyor, otopsinin sonucuna göre üç damarı tıkalıymış... Annesi sabah kahvaltıya çağırıyor, ama ses yok!

MESLEKTAŞIM, arkadaşım Mehmet Çolak’ın bu acı verici ani ölümünü öğrenince Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez’le bu röportajı yapmaya karar verdim. Tıpkı nişanlısı Hatice’nin de çabaladığı gibi bir başka genç insan aynı şekilde can vermesin diye... Durumu anlatır anlatmaz Bingür Hoca teşhisi koydu; ‘Sessiz kalp hastalığı!’ Bu illeti teşhis etmek güç ama imkansız değil. Yeter ki ilk 5 yaş içinde bir kalp ekosu çekilsin, ilk 20 yaşta da kan yağları, şeker ve tansiyona bakılsın. Bunlar, gelecek 20 yıldaki felaketleri önlemek için şart!

-Hocam, Mehmet evlilik için gün alıyor, akşamına arkadaşlarıyla buluşup halı sahada maç yapıyor, gece 12 gibi eve geliyor, uyuyor, bir daha uyanmıyor... Otopsi sonucuna göre üç kalp damarı tıkalıymış ve kalp krizinden ölmüş... Ailesinde kalp hastası olan yok, Mehmet hayatı boyunca doktora gitmemiş, o kadar sağlıklı... Ama bir yanlışı var, sigara içiyor... Kalp krizi hiç belirti vermeden böyle aniden gelir mi?

Gelebilir. Kalp krizinin iki çeşidi var. Kar nasıl yağar? Önce dağın tepesine, sonra dağın orta yerine, sonra en alta ovalara yağar. Ama ilk kar ovaya da yağabilir... Şanslı olan köylü hangisi? Tepeye bakar, kar yağmış görür, tedbirini alır. Bunun gibi iki çeşit kalp hastası var. Göğsüne, kravat bölgesine, çenesine, boynuna, koluna, eforla, mesela yürümekle, bazen de istirahatla ağrı, yanma ya da baskı gelen bir insan, “Acaba bir sorun mu var bende?” der ve doktora gider. Bu şanslı hastadır, çünkü ağrı onu uyarır, böylece hastalığından haber alır ve doktora gider.

İkincisi de diyelim ki eforla ağrı geldi, durur, kalbini dinlendirir. Çünkü koroner damarda problem vardır, istirahatle idare ediyordur. Efor anında daha fazla kan gitmesi gerektiği için o anda sıkıntıya giriyordur kalp, ağrı uyarıları gönderiyordur, böyle olunca durur insan, kalbini bir dinlendirir. Oysa ağrı duymayan insanda kalp problemi varsa ne oluyor? Merdivenleri hızlı hızlı çıkarken üçüncü katta kalbi sıkıntı içindedir aslında ama o hissetmez, beşinci katta düşer kalır, yaşamını yitirebilir. Halbuki ağrısı olsa durur dinlenirdi, iki kat daha çıkabilirdi. Ağrı vücudun bir koruma mekanizmasıdır. Elinizi sobanın üzerine koyarsınız yanar, ağrı duyarsınız ve hemen geri çekersiniz, böylece elinizi korursunuz. Elinizin sinirleri kesilmişse veya lepra (cüzam) ya da diyabetik nöropati, yani his bozukluğu varsa, elinizi sobaya koyarsınız, hiçbir şey hissetmezsiniz, bakarsınız ki yanmış... Acı duymadığınız için elinizi koruyamazsınız.

-Mehmet de kalbini koruyamadı yani?

Evet. Yol yürüyorsunuz, kalbiniz strese girdi, daha fazla kan istiyor ama damarlar daha fazla kan getiremiyor, bir ağrı, uyaran gönderiyor size, duruyorsunuz, rahatlatıyorsunuz kalbinizi ve tekrar yürümeye başlıyorsunuz. Eğer ağrı uyarma zinciri bozulmuşsa, bu ağrı gelmeyince, içeride sıkıntı sürse de yürümeye devam ediyorsunuz. Elinizi sobaya koymuş acı duymayan insan gibisiniz o anda. Ve ilk belirti kalp krizi, ilk kalp krizi de ölüm olabiliyor. Özellikle genç insanlarda geçirilen ilk kalp krizi de çoğunlukla ana damar hastalığı olduğu için öldürücü oluyor... Yaşlılarda genelde küçük damarları tutar hastalık, genç hastalarda ise ana damarı...

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 7170 defa okunmuştur
Haberin Devamı 1 2 3 4 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim