• BIST 9019.24
  • Altın 2279.382
  • Dolar 32.3171
  • Euro 35.0505
  • Ankara 13 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Bursa 23 °C
  • Antalya 19 °C
  • İzmir 20 °C

Uykusuzluk, tansiyon ve kan şekerini yükselterek hastalıklara kapı aralıyor

Uykusuzluk, tansiyon ve kan şekerini yükselterek hastalıklara kapı aralıyor
Gece saatlerinde televizyon, ampul ya da bilgisayar ışığına maruz kalmak, uyku hormonu olarak bilinen melatoninin baskılanması kan basıncının, kalp hızının ve kolesterol seviyesinin yükselmesine bağlı diyabet, hipertansiyon ve kolesterol riskini artırıyor

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Karadaş: "Yeterli ve kaliteli uyku alınmaması unutkanlık seviyesini yükseltiyor, migrenin alevlenmesine ve atak sayısının artmasına yol açıyor, epilepsi hastalarında nöbetleri artırıyor"

Halk arasında uyku hormonu olarak bilinen melatoninin, gece saatlerinde televizyon, lamba ya da bilgisayar gibi mavi dalga boyuna sahip ışıklara maruziyet nedeniyle yeterince üretilememesinin, uykusuzluğa, kan basıncının, kalp hızının ve kolesterol seviyesinin artmasına yol açarak, diyabet, hipertansiyon ve kolesterol riskini artırdığı belirtildi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Karadaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insan vücudunda doğal olarak bulunan ve uyku-uyanıklık döngüsünü düzenleyen hormonun melatonin olarak isimlendirildiğini söyledi.

Melatoninin hormon olmasının çok ötesinde başta uyku olmak üzere, hayatı şekillendirdiğini belirten Karadaş, ayrıca birçok kronik hastalık gelişiminde de etkili olduğunu vurguladı.

Karadaş, melatonin ile ışığın birbiriyle doğrudan ilişkili olduğunun altını çizerek, insanın normalde görülebilir ışık denilen ve nanometre ile ifade edilen ışık dalga boyundaki ışıkları görebildiğini anlattı.

İnsanların en sık mavi dalga boyu ışığı olarak belirtilen 460 nanometre dalga boyundaki ışıkta melatoninin tamamına yakın düzeyde baskılandığını aktaran Karadaş, şu bilgileri verdi:

"Normalde gün içinde sabah güneş doğduğunda göz bu ışığı toplar ve vücutta beyni uyaran bazı moleküller salgılanır. Bu moleküller, melatonini baskılar. Bu sayede uyarıcı sistem olarak bilinen 'sempatik sistem' devreye girer ve kan basıncı, kalp hızı, uyanıklık seviyesi artar ve güne zinde başlanır.

Tam tersi akşam güneş battığında mevcut sistem devre dışı kalır ve melatoninin etkin olduğu 'parasempatik' sistem devreye girer. Bu sayede de kan basıncı düşer, kalp hızı azalır, uyku moduna girilir. Sabaha kadar bu şekilde vücudun onarımına müsaade edilir. Bu döngüye 'sirkadiyen sistem' denilir. Bu sistemin bozulmaması lazım, bozulmaması için de melatonin salgısının olması gereken seviyede bulunması gerekir."

- "Bazı kronik hastalık riskini artırıyor"

Karadaş, endüstri toplumuyla insanların artık doğal ışığın yanı sıra dışarıdan farklı ışıklara maruz kaldığına işaret etti.

Endüstrileşmeyle bilgisayar ve televizyon kullanımının arttığının altını çizen Karadaş, şöyle devam etti:

"Teknolojiyle birlikte dış kaynaklı ışığa maruziyet, uyarıcı sempatik sistemin gece devreye girmesine engel oluyor. Çünkü, gece güneş gitse de güneşi taklit eden mavi dalga boyuna sahip ışık sistemleri yer alıyor.

Mavi dalga boyu ışık, televizyonlar, bilgisayarlar, aydınlatmada kullanılan beyaz ışıkları kapsıyor. Bu ışıklar, gece güneş taklidi yaparak, fren görevi gören parasempatik sistemin devreye girmesini engelleyerek melatonin üretimini tamamen baskılıyor. Dolayısıyla uyku moduna girilmesi gereken gece saatlerinde de melatonin baskılandığından, kan basıncı yükseliyor, kalp hızı artıyor ve uykuya geçilemiyor. Yıllarca buna maruz kalmak, kişide özellikle bazı kronik hastalık riskini artırıyor."

Karadaş, diyabet, hipertansiyon ve kolesterol gibi kronik hastalık sıklığının her geçen gün arttığını dile getirerek, "Melatoninin en etkin olduğu saatler gece 01.00-03.00 arasındadır. Gece melatoninin baskılanması ise sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Bu, son dönemde hipertansiyon gelişmesindeki en önemli nedenlerden biri olarak gösteriliyor. Gece, bu ritmin bozulması, kan şekeri ve kolesterolün yüksek kalmasına neden oluyor. Çünkü melatonin, kan şekerini yükselten bir özelliğe sahip." diye konuştu.

Melatoninin aktifleşmesine ilişkin sistemin yeterli seviyede olmamasının kişinin psikolojik dengesi üzerinde olumsuz etki yarattığına işaret eden Karadaş, "Bu sistemin bozulmasına bağlı yeterli ve kaliteli uyku alınmaması, unutkanlık seviyesini de artırıyor. Uyku süresinin azalması, epilepsi hastalarında nöbetleri artırıyor. Ayrıca, uykusuzluk, migrenin alevlenmesine ve atak sayısının artmasına yol açıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Karadaş, bunların yanı sıra gece melatonin seviyesi baskılananlarda anksiyete, depresyon riskinin de yüksek olduğunu söyledi.

- "Gece mutlaka zifiri karanlıkta yatılması gerekiyor"

Sağlıklı bir uyku için davranış değişikliği yapılması gerektiğine dikkati çeken Karadaş, "En önemlisi, gece mutlaka zifiri karanlıkta yatılması gerekiyor." dedi.

Karadaş, özellikle çocukların karanlıkta yatmaması halinde ise kırmızı ışığın tercih edilmesi gerektiğini dile getirerek, "Uykuya geçiş dönemi için kırmızı dalga boyundaki ışık kullanılabilir ama bu sürekli olmamalı, kesinlikle karanlıkta yatılmalı. Televizyon karşısında yatılmamalı. Yatak odasında ışığı geçirmeyen kalın perde tercih edilmeli. Evdeki diğer aydınlatmalar açılmadan sadece televizyon açıldığında da mavi ışık doğrudan göze geliyor, daha da tehlikeli oluyor." ifadesini kullandı.

Melatoninin aynı zamanda bağırsaklardaki zararlı bakterileri de ortadan kaldırdığını belirten Karadaş, bağışıklık sistemi üzerinde etkili olan bağırsak florasının korunması için melatonin seviyesine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Karadaş, melatonini artırmak için davranış değişikliğinin yanı sıra dışarıdan takviye ürünlerin de alınabildiğini ancak bunun mutlaka hekim bilgisi dahilinde kullanılması gerektiğini söyledi.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 1064 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim