• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Ankara 17 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Bursa 14 °C
  • Antalya 19 °C
  • İzmir 18 °C

Sonbahar hastalıkları

Sonbahar  hastalıkları
Sonbahar hastalıkları denilince akla ilk olarak bu mevsimde iklimsel, sosyal ve fiziksel değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan veya sıklığı artan hastalıklar gelmektedir.
Sonbahar hastalıkları denilince akla ilk olarak bu mevsimde iklimsel, sosyal ve fiziksel değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan veya sıklığı artan hastalıklar gelmektedir. Bunların çoğunluğu enfeksiyon hastalıkları, yani mikrobik hastalıklardır. Sonbaharda havanın soğuması, hava kirliliğinin artması, toplu ve sıkışık ortamlarda yaşam, okulların açılması ile özellikle çocukların rezervuar olduğu soğuk algınlığının sürekli bulaşması bu hastalıkların oranını artırmaktadır. Vücudumuzun direncini kıran bir çok değişiklik de bu artışa katkıda bulunur. Güneş ışınlarından daha az yararlanırız, fiziksel stres sıcak havalara göre daha fazladır, cilt soğuğa bağlı olarak kurur ve bütünlüğü kolayca bozularak enfeksiyon ve alerjik reaksiyonlara eğilimi artar, burun ve ağız içini döşeyen mukoza dediğimiz dokuların soğukla kuruması ve koruyucu mekanizmaların iyi çalışamaması mikropların vücuda kolayca girişine neden olur, beslenmede daha ağır ve sağlıksız besinlere yönelinir, hareketsizlik artar ve metabolizma kötü yönde etkilenir.
 
Sonbaharda sıklığı artan enfeksiyon hastalıkları soğuk algınlığı, nezle, grip (influenza), tonsillit ( bademcik iltihabı ), farenjit (boğaz iltihabı ), larenjit (ses telleri bölgesi olan larenksin iltihabı ), sinüzit, otitis media (orta kulak iltihabı ) bronşit ve pnomoni (Zatürree) dir.
 
Soğuk algınlığı, nezle ve grip virus denilen çok küçük mikroplarla oluşan hastalıklardır. Belirti olarak halsizlik , ateş boğazda yanma, burun tıkanıklığı veya akması, kas ağrıları olur. Bakteri denilen, antibiyotiğin etkilediği mikroplarla olan tonsillit, farenjit larenjit gibi enfeksiyonlarda ise şiddetli ateş ve boğaz ağrısı, ses kısıklığı, gıcık tarzında öksürük ve kırgınlık oluşur. Orta kulak iltihabında ise en belirgin özellik şiddetli kulak ağrısıdır. Akut Sinüzitte başağrısı burun tıkanıklığı başın ön kısmı ve elmacık kemikleri üzerinde dolgunluk hissi tipiktir. Akut bronşit ve zatürreede öksürük, kirli renkte balgam, nefes darlığı, göğüs ağrıları tabloya eklenir.
   
Virüslerle oluşan enfeksiyonlar antibiyotiğe ihtiyaç göstermeden iyileşirler. İstirahat, bol sıvı alımı, vitaminler, ağrı kesiciler ve halk arasında antigripal adı ile bilinen dekonjestan- antihistaminik ilaçlarla iyileşir. Yalnızca gripte (influenza) özel virus ilaçları kullanılır.
 
 
Basit enfeksiyonlarda belirtiler 2-3 günde hafifler ve geriler. Daha çok bakterilerle olan tonsillit, farenjit, sinüzit ve orta kulak iltihabı gibi enfeksiyonlarda ise antibiyotik gerekebilir. Bu nedenle doktora başvurmak lazımdır. Temel prensip olarak 2-3 günde gerilemeyen belirtiler sözkonusu ise bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir. Özellikle grip (İnfluenza) ve bakteriyel enfeksiyonlarlar tedavi edilmezse enfeksiyonların ilerlemesi sonucu ölüme kadar giden komplikasyonlara yol açabilirler.
 
Bu enfeksiyonlar en sık çocuklarda görülür. Yaşlılar ve şeker hastalığı , astım gibi kronik hastalığı olanlar diğer risk grubunu oluştururlar. Erişkinlerde ise vücudu dirençsiz kılan aşırı yorgunluk, stress, beslenme düzensizliği, soğuğa maruz kalma gibi durumlarda hastalık görülme sıklığı artar.
 
Meslek grubu olarak sağlık çalışanları, polis, itfaiye görevlileri, öğretmen ve asker gibi toplumsal işler yapan ve dış etkenlere daha çok maruz kalan gruplar risk altındadır. Okullar, kalabalık işyerleri ve ofisler, fabrikalar, bakımevleri gibi yerler, hastalığın kolayca yayıldığı ortamlardır.
 
Grip bu hastalıklar içerisinde aşı ile korunulabilen en önemli hastalıktır. Hastalığın toplumda yayılmasını önlemek ve risk grubu olarak adlandırılan insanları korumak için her yıl grip aşısı yapılması önerilmektedir. Grip aşısınının önerildiği gruplar :
   
  • 6 ay- 18 yaş arası çocuklar ve gençler
  • Kronik akciğer hastalığı olanlar ( Kronik Bronşit, Astım vb.)
  • Bütün kalp damar hastaları (Yalnızca Hipertansiyonu olan hastalarda mutlak zorunlu değildir)
  • Kronik böbrek, karaciğer hastalığı ve şeker gibi metabolik hastalığı olanlar
  • Vücudu savunma sistemini zayıflatan kortizon veya immunsupresif denilen ilaçları kullananlar
  • AIDS, kanser gibi vücudu direncini düşüren hastalığı olanlar
  • Solunum sistemi çalışmasını bozan akciğer5 dışı hastalığı olanlar (Omurilik felçlileri, kas ve sinir sistemi hastalığı olanlar)
  • Huzurevi ve bakımevinde kalanlar
  • Hamileliğinde 3 ayı tamamlayan tüm hamileler
  • Grip sezonu (sonbahar ve kış) hamile kalma olasılığı olanlar
  • 50 yaş üstü erişkinler
  • Sağlık personeli ve itfaiye polis gibi önemli, yaygın kamu hizmeti yapanlar
 
Liste her geçen gün genişlemekte ve toplumda korunma amacıyla nüfusun kalabalık olduğu yarlarde neredeyse toplumun tümünü aşılamaya doğru bir gidiş olduğu gözlenmektedir.


 
 
 
Grip aşısı bazı gruplara yapılmamaktadır. Bu gruplar şu şekilde sıralanabilir :
  
  • Yumurtaya ciddi allerjisi olanlar
  • Daha önce grip aşısına allerjik reaksiyon gösterenler
  • Grip aşısından 6 aysonraya kadar olan dönemde Guillan Barre denilen kas hastalığı geçirmiş olanlar.
  • 6 aydan küçük çocuklar.
  • Ateşli hastalık geçirenler ( Ateşli hastalık tamamen düzelene kadar aşı yapılmaz )
 
Sonbaharda artan bu tip hastalıklardan korunmak için vücut direncini arttırmak gerekir. İyi beslenme, vitamin destekleri, düzenli uyku, spor ve mevsim şartlarına uygun giyinmek basit, bilinen ama etkili yollardır. Enfeksiyonu olan kişilerin solunum yolu temasının engellenmesi ( maske kullanmak, evde istirahat ederek kalabalık ortamlardan uzaklaşılması , hapşırma sırasında ağız ve burunun kağıt mendille kapatılması vb.) ve ellerini sık yıkayarak mikropları çevresindekilere kirli ellerle bulaştırmaması en önemli korunma yoludur. Bu sayede özellikle kalabalık bölgelerde hastalığın yaygın hale gelmesi engellenebilir
 
Amerikan Hastanesi
İç Hastalıkları Uzmanı
Dr. Bülent Yardımcı
Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 4613 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim