SAĞLIK ANSİKLOPEDİSİ
Uyku Bozuklukları Nedir ?
Uykuya dalma, uykuyu sürdürme ve sonlandırmaya ilişkin sorunlar, dinlendirici olmayan uyku, insomnia (uykusuzluk) karşılığı kabul edilmektedir. Gündüzleri yorgunluk hissi, duygu alanında değişmeler (huzursuzluk, hırçınlık gibi), verimlilikte azalma, hatta düşünsel işlevlerde bozulma tabloya eşlik edebilmektedir.
Uykunun dönemleri var mıdır?
Uykuda farklı 5 dönem dikkati çekmektedir. Bu dönemlerden birisi REM (Rapid Eye Movement) diğerleri ise Non-REM olarak adlandırılmaktadır. Non-REM dönemi kendi içinde iki ana bölüme ayrılabilir:
Yüzeyel uyku (1. dönem ve kısmen 2. dönem)
Derin uyku (3. ve 4. dönemler). Bu dönemleri içine alacak şekilde bir tanım yapılırsa uyku, uyanıklıkla 5 uyku dönemi arasındaki periyodik geçişlerdir denebilir.
Genellikle kısa bir uyanık dönemden sonra insanlar 1., 2., 3. ve 4. döneme girmektedir. Uykunun başlamasından yaklaşık 90-120 dakika sonra da ilk REM dönemi ortaya çıkmaktadır. Daha sonra da 90-120 dakikalık aralarla bir gecede 3-5 REM döneminden geçilmektedir. Genç erişkin insan uykusunun yaklaşık olarak %5-10’unu 1. dönem, %45-60’ını 2. dönem, %20-25’ini 3. ve 4. dönem ve %20-30’unu REM dönemi kapsamaktadır. Genel olarak uykunun ilk üçte birlik bölümünde Non-REM, son üçte birlik döneminde de REM uykusu daha fazla yer almaktadır.
Yüzeyel uyku, uyku-uyanıklık geçişi arasındaki dönemi oluşturmakta olup bu dönemde insanlar kolaylıkla uyandırılabilmektedir. Derin uyku sırasında insanın uyandırılabilmesi için daha şiddetli uyarana ihtiyaç vardır. Bu dönemdeki değişimlerin, bedensel dinlenmeye, yenilenmeye hizmet ettiği kabul edilmektedir. Derin uykunun yeterince uyunmadığı ya da deneysel olarak ortadan kaldırıldığı durumlarda ise insanlar dinlenemediklerinden, sabah yorgun kalktıklarından, yeni bir günün yükünü taşıyacak durumda olmadıklarından yakınmaktadırlar.
Rüyalar ne zaman görülür?
Rüyaların % 80'inin REM sırasında görüldüğü bilinmektedir. Bu dönemdeki değişimler, fizyolojik aktiviteler açısından uyanıklığa benzerlik göstermektedir. REM'in işlevi konusunda iki temel açıklama vardır: birincisi, REM'in amacı gün içinde yaşananları unutmaktır, ikincisi, REM uyanıklıkta alınan bilgilerin düzenlenmesinde hizmet eder.REM'in birey için gerekli bulunmayan kayıtları silerek, gerekli olanları düzenleyerek ertesi güne duygusal ve düşünsel olarak hazırlanmaya hizmet ettiği söylenebilir.Ayrıca hayvan deneyleri, öğrenme ile REM arasında yakın ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.
Uyku bozuklukları yaygın mıdır?
Uyku bozukluklarının genel populasyonda yaygınlığı % 15-35 civarında olup, % 10-20 oranında ağır ve kalıcı bir şekilde uykusuzluktan yakınanlar bulunmaktadır. İnsanların % 50’si yaşamlarının bir döneminde uykusuzluk çekmektedirler. Bu insanların yarısının sorunlarının ciddi boyutta olduğunu ifade etmeleri, uykusuzluğun önemli ve oldukça yaygın olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Yaşa ya da cinsiyete göre uyku sorunları değişir mi?
Araştırmalar kadınların daha fazla uykusuzluk yakınması bulunduğunu göstermektedir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte uyku ihtiyacı da azalmaktadır. Gençlerin daha çok uykuya dalma güçlüğü çektikleri, yaşlıların ise uykuyu sürdürmeye ilişkin sorunlarının ön planda olduğu dikkati çekmektedir. Yaşlılıkla artan hastalıkların uykusuzluk oluşumuna katkısı da yadsınamaz. Süregen uykusuzluk, kadınlarda, yaşlılarda ve bedensel ya da ruhsal hastalıkları olanlarda yaygındır.
Uykusuzluk insanı nasıl etkiler?
Uykusuzluk, hasta için uyuyamamanın ötesinde anlam taşımakta, psikososyal, mesleki alanlarda da sorunlara yol açmaktadır. Araştırmalar, uykusuzluğu olan insanların günlük yaşamlarında ve genel sağlık alanlarında daha çok sorunları olduğunu, giderek yaşam kalitesinin düştüğünü ve zaman/enerji yönünden daha çok yardım aramaya yöneldiklerine işaret etmektedir.
Ruhsal bozukluklarda uyku sorunları daha fazla görülür mü?
Psikiyatrik bozukluklarda uykusuzluk yakınmasının % 75 oranında bulunduğu dikkati çekmektedir. Bunların içinde depresyonda ortaya çıkan uyku bozuklukları özel bir yer tutmaktadır. Depresyonda olan kişilerin uyku örüntüsündeki değişiklikler biyolojik gösterge olarak kabul edilmektedir. Bu örüntüdeki tipik özellikler, kısa sürede REM dönemine girme, geceleri sık uyanma, sabahları erkenden uyanma olarak özetlenebilir. Anksiyete (kaygı) tablolarında ise çoğu zaman uykuya giriş sorunları ön plandadır. Bu hastaların bir bölümü gerginlik nedeniyle, yeterince gevşeme elde edemediklerinden uykuya zorlukla girebilmektedirler.
Uykusuzluk nedenleri nedir?
Uykusuzluğa, uyarılmaya yol açan tüm faktörlerin neden olabileceği söylenebilir. Bu nedenle kaynağında kısa süreli ya da kalıcı psikoljik/biyolojik değişmeler yer alabilir.
Bedensel hastalıklar ve bazı ilaçlar biyolojik faktörler olarak ortaya çıkmaktadır.
Psikolojik faktörler olarak bireyin içinde bulunduğu gerginlik ve kaygı gibi yaşantıların, uykunun başlangıcında beklenen gevşemeye engel olduğu, hatta uyku ya da uyumanın kaygı verici bir yaşantı olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Böylece, hastanın uykuya girişi gecikmekte ya da uykuya geçememekte, uyku başlasa bile kesintilerle sürmektedir.
Aşırı uyku nedir?
Gündüzleri uyuklamaların temel yakınma olduğu aşırı uyku tabloları, tüm uyku bozukluklarının yarısını oluşturmaktadır. Aşırı uyku tablosunun içinde iki önemli bozukluk yer almaktadır: Bunların birincisi uyku apnesi, ikincisi ise narkolepsidir.
Uyku apnesi, bir saatlik uyku sırasında 10 saniyeden uzun süren beşden fazla sayıda solunum durmasıdır. Yaşamı tehdit eden, ani gece ölümlerine neden olduğu ileri sürülen ve yorgunluk, isteksizlik, verimsizlik, düşünsel işlevlerde bozulma, duygusal dengesizlik gibi çeşitli psikiyatrik belirtilere yol açabilen bir tablodur.
Narkolepsi, gündüzleri uyku atakları, karabasan ve diğer ek belirtilerle karakterize bir tablodur.. Tanı, uyku laboratuarlarındaki çalışmalarla konabilmektedir.
Uykuda konuşma, yürüme, kabus neden olur?
Uykuda konuşma, yürüme, diş gıcırdatma, kabus, korku, karabasan, altını ıslatma gibi tabloları içeren uyku bozuklukları (parasomnia'lar) tüm uyku bozukluklarının % 15.'ni oluşturmaktadır. Genellikle çocukluk ve ergenlik dönemde görülmektedir. Çocuk ve ergenlerin yaklaşık dörtte birinde parasomnia görülmektedir. Bu oran, erişkin dönemde % 1’e düşmektedir. Genellikle uykunun başlangıç dönemindeki Non-REM uykusu sırasında görülmekte olan parasomnia tablolarının genellikle psikolojik nedenlere dayalı olduğu dikkati çekmektedir. Bu nedenle tedavinin temelini psikolojik modeller oluşturmaktadır.
Uyku düzeni bozuklukları nedir?
Uyku düzeni (siklus) bozuklukları, tüm uyku bozuklularının % 2.9'nu oluşturmaktadır. Burada zaman zaman gece çalışanlara, uçakla ekvatora paralel olarak yolculuk yapanlara (jet-lag), günlük siklusu 24 saatten kısa ya da uzun olanlara ait tablolar yer almaktadır. Tedavi nedene yönelik olup, ritmin düzenlenmesi temel alınmaktadır.
Uyku bozukluğunun tanısının konabilmesi için,yakınmanın tanımlanması, nasıl ortaya çıktığının ve ilişkili faktörlerin araştırılmasına yönelik olan ayrıntılı bir görüşme , psikolojik değerlendirme yapılmalı ve fizik muayene ile laboratuvar testleri uygulanmalıdır.Ancak görüşme ve incelemeler sonucunda uygun tedaviye yanıt alınamamış, spesifik bir uyku bozukluğuna işaret eden sorunları bulunduğu düşünülen ya da tedavi sonuçları izlenecek hastalar uyku laboratuvarında incelenmelidir.
Uyku sorunlarının tedavisi nasıl oluyor?
Uykusuzluğu olan kişilerin bir sonuç alamamalarına karşın uyumak için alkol vb. maddeleri kullandıkları dikkati çekmektedir. Bu şekilde, tabloya diğer sorunlar eklenmektedir.
Uykusuzluğun kaynağı olarak görülen bedensel ve psikolojik gerginlikle başetmek için gevşeme teknikleri ile gerginlik ortadan kaldırılmaya çalışılır. Bazı uykusuzluk tablolarında ilaç tedavisi kullanılmaktadır.
Uykusuz insanların bir bölümünde sadece uyku hijyeninin düzenlenmesiyle önemli ölçüde yarar sağlanabilmektedir. Uyku hijyeni için şu noktalara dikkat edilmelidir:
çok aç ya da tok olmamak,
kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından kaçınmak,
düzenli egzersiz yapmak, ancak akşam saatlerinde heyecan oluşturacak aktivitelerden kaçınmak,
uyku gelmeden yatağa girmemek,
yatak odasını sadece uyku ve cinsel ilişki için kullanmak,
uyuyamadığında uyumaya çabalamamak, yataktan ve yatak odasından çıkarak başka bir yerde zaman geçirip uyku gelince yatağa dönmek,
ne kadar uyunursa uyunsun sabah belirli bir saatte kalkmak,
gündüzleri uyumamak ve yatak odasını ses, ışık, ısı yönünden izole etmek.
Aslında bunlar herkesin sağlıklı bir uyku için dikkat etmesi gereken kurallardır.
- 17:01 - İlaçlarda Uygulanacak Kamu Kurum İskontosu Baremlerinin Değiştirilmesi
- 19:53 - DSÖ, 2014’ten bu yana yaklaşık 80 bin kişinin göç yolculuklarında hayatını kaybettiğini bildirdi
- 18:08 - Hamas: Gazze'de çocukların soğuktan ölme sebebi, devam eden abluka ve yeniden imarın engellenmesi
- 18:03 - Asistan doktorların grevde olduğu İngiltere’de grip vakaları yıl içindeki en yüksek seviyeye çıktı
- 17:23 - TBMM Engellilerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu toplandı
- 16:53 - Almanya’da Aşağı Saksonya Sağlık Bakanı Philippi, hastanelerin altına sığınak yapılmasını önerdi
- 16:28 - Kırşehir'de "Engelsiz Yaşam Çalıştayı" düzenlendi
- 15:58 - Yeşilay'dan uyuşturucu haberlerinde "normalleştirme" ve "özendiricilik" riskine karşı uyarı:
- 15:23 - Keban'da "Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek" programı düzenlendi
- 15:08 - Cizre'de burun estetiği ameliyatı yapıldı
- 14:43 - Batman'da 1,5 yaşındaki çocuğun bağırsağından 3 mıknatıs çıkarıldı
- 14:38 - Fıtıkla uzun süre yaşamak ciddi risklere neden olabiliyor
- 14:33 - Sözleşmeli Personel Alım İlanı
- 14:08 - İsrail'in Gazze'ye saldırılarında can kaybı 70 bin 669'a yükseldi
- 13:28 - Van'daki "Anne Oteli"nde bu yıl 2 bin anne misafir edildi
- 13:13 - Erzurum'da "uykusuzluğa" çözüm bulan Uyku Laboratuvarı, yenilenen altyapısıyla açıldı
- 12:43 - Oyun temelli öğrenme çocuklarda problem çözme yeteneğini geliştiriyor
- 12:29 - Kamuoyuna ve Değerli Aile Hekimlerine Duyuru
- 12:18 - Çorum'da anaokulu öğrencilerine işitme taraması testi başladı
- 11:53 - Kayseri'de sağlık alanında eğitim gören öğrencilere yönelik eğitim düzenlenecek
- 11:28 - Hastanelerde enfeksiyon önleme ve kontrolüne ilişkin düzenleme Resmi Gazete'de
- 11:23 - Sık yaşanan viral enfeksiyonlar akciğer kapasitesini düşürüyor
- 11:13 - Yenidoğan bebeklerin tanı ve tedavileri yapay zekayla belirlenecek
- 10:13 - Çanakkale'de iş sağlığı ve güvenliği bilinci miniklere tiyatroyla aşılanıyor
- 09:48 - "Cam pipet kullanımı ciddi sağlık riskleri barındırabilir" uyarısı
- 09:38 - Obstrüktif uyku apnesi tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir
- 03:30 - Yataklı Tedavi Kurumları Enfeksiyon Kontrol Yönetmeliği
- 20:14 - Bakan Memişoğlu, Sincan'da Aile Sağlığı Merkezi'nin açılışında konuştu:
- 17:53 - Antalyalı firma "şifalı bitkileri" 40 ülkeye ihraç ediyor
- 17:28 - Almanya, İsrail'den Gazze'ye sağlık ve kışlık yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını istedi
- 17:18 - Adana'da yatağa bağımlı gencin film izleme hayali sağlık ekiplerince gerçekleştirildi
- 16:58 - Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesinde Yapılan Düzenlemeler Hakkında Duyuru 2025/50
- 16:48 - Sektör temsilcileri, "Yapay Zeka Çağında Yönetişim"i konuştu
- 16:18 - İstanbul'da "11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi" düzenlendi
- 15:33 - Çankırı'da "Bağımsız Gelecek" konferansı düzenlendi
- 15:23 - DSÖ, Sudan'da bu yıl sağlık hizmetlerine yönelik 65 saldırıda 1600'den fazla kişi öldü
- 15:08 - İngiltere'de pratisyen hekimler 5 günlük grev başlattı
- 14:03 - DSÖ, mutasyona uğramış H3N2 virüsünde yaşanan artış konusunda uyarıda bulundu
- 13:58 - TİKA'dan Bosna Hersek'teki sağlık hizmetlerine destek
- 13:28 - Diyarbakır'da "İl Kanser Danışma Kurulu Toplantısı" yapıldı
Ve burası da bir devlet hastanesi
14 soruda Koronavirüs hakkında kendinizi test edin...
Gilaburu meyvesi kanserden koruyor
Endonezya’daki deprem: Ölü sayısı bin 203'e yükseldi
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim


























